Mırıldanma. Beni uyandıran bu olmuştu. Sesi merak edip gözlerimi açtığımda kafama sürenen Hanneul'u gördüm. Gözlerimi açtığımı fark etti. Patisini yanağıma bastırarak miyavlamaya başladı. Durmadan yüksek sesle miyavlıyordu. Zorlukla ellerimi kaldırdım, boynunu okşadım.
''Ne oldu kızım?''
Miyavlamaya devam ederek merdivenlerden aşağı inince son olanları hatırladım ve yorgun olmama rağmen yatmayı bıraktım. Garip bir şekilde üzgün hissediyordum. Öyle bir şey olmayacağını biliyordum ama bir kez olsun.. Sadece bir kez olsun hikayelerdeki gibi yaşamak isterdim. Chanyeol gelirdi, beni yerde görürdü ve endişeyle kendi yatağına taşır, benimle ilgilenirdi. 'Aptal. Fazla hayal kuruyorsun.'
Annemler yada Chanyeol gelmeden merdivenlerdeki kanı temizlemek için kalktım. Banyoya giderken bir-iki kere başım dönmüştü ama en azından düşmemeyi başarmıştım. Elime gelen ilk bezi aldım. Islattıktan sonra merdivenlere geri gittim. Başım sanırım fazla kanamıştı çünkü kan nerdeyse merdivenin son basamağına kadar akmıştı. En üst basamaktan silmeye başladım.
Arada başım dönüyor ve düşme tehlikesi geçiriyordum ama buraları böyle kanlı bırakmayı göze alamazdım. Yoksa geldikleri zaman beni hastaneye götürmeye çalışırlardı.
Daha 3. basamağı silerken başım feci bir şekilde dönmeye başladı. Geçmesi için başımı ovmaya karar verdim ama bu çok daha kötü bir fikirdi. Çünkü elimi yanlışlıkla kafamın kanadığı yere bastırmıştım.
''AH!''
''Baekhyun!''
Etrafımı saran kollarla yerimden sıradım. Bunu beklemiyordum. Bana sarılan kişiye döndüm.
''Chanyeol?''
''İyi misin?! Neren kanıyor?!''
"K-Kafam."
"Seni hastaneye götürmeliyiz!"
Omuzlarını daha sıkı kavradım. "Hayır hayır! Lütfen. Gitmek istemiyorum." Bir süre sadece endişeyle gözlerime baktı. Ardından kafa salladı. Ben daha rahat bir nefes alamadan beni kucağına aldı. Refleks olarak boynuna sarıldım. Odasına girip beni yatağının üzerine oturttu.
''Bir kere! Lütfen bir kere kendine dikkat et!'' dedi banyoya giderken.
''Ben kendime dikkat ediyorum!''
''Bu halin ne o zaman!? Kafanı kendine dikkat ettiğin için mi çarptın?''
''Hayır her zamanki gibi seni düşündüğüm için çarptım!''
Banyodan getirdiği ilk yardım malzemelerini yanıma bıraktı.
''Beni düşündüğün için mi?''
''Evet! Seni dışarı çıkarken gördüğümü sandım ve peşinden çıktım. Ama bu sadece senin beyin yoksunu eski sevgilinin bir tuzağıymış!'' Kaşları çatıldı ama yumuşamıştı. Bir parça pamuğa oksijenli su döküp yaramı silmeye başladı. Bir ara yüzünü benimkine iyice yaklaştırdı.
''Seni daha sık sinirlendirmeliyim.''
Gülümsediğinde tuttuğum nefesimi verdim. Sonra başıma pansuman yapmayı bitirene kadar ikimiz de sessiz kaldık. Teşekkür edip ayağa kalktım. Odadan çıkacakken bana seslendi.
''Baekhyun.''
''Hı?''
''...Aaaah.... Şey.. Bir şey yok.''
"Pekala..." deyip odadan çıktım. Bezi aldım ve yarım bıraktığım işimi tamamladım. Yerde bir damla bile kan kalmadığından emin olunca bezi temizlemek için banyoya girdim.
Ben banyoya girerken Chanyeol yanımdan geçip aşağı inmişti. Ne yaptığına bakmak için aşağı iniple inmemek arasında kalmıştım ki Chanyeol beni çağırdı.
Sallana sallana Chanyeol'ün yanına gittim. Salonun ortasında dikiliyordu. Elinde de bir battaniye vardı.
"Gel bakalım ilgiye ihtiyaç duyan minnak yavru köpek." Aegyolu sesini duyunca küçük çaplı bir kalp krizi geçirdim. 'Minnak yavru köpek?' Elini sabırsızca salladı. "Gelsene!" Temkinli adımlarla yanına gittim. Elindeki battaniyeyi hızla etrafıma sardı ve beni koltuğa ittim. Battaniyenin içinde resmen hapsolmuştum.
"Chanyeol-ah! Ne yapıyorsun?"
"Hasta olduğun için sana bakacağım."
"İyi de ben grip değilim. Ateşim de yok. Neden beni bu battaniyeye sardın?!"
"Üzgünüm romantik filmlerden aldığım hasta bakma eğitimi bu kadar. Bir de kurşun yaran vars-
"Yo hayır!"
Şirince gülümsedi. "E iyi. O zaman ben sana tavuk çorbası yapayım." Heidi misali zıplayarak mutfağa girdi. 'Çok beklersin Chanyeol efendi. Beni deşmendense kendi terimde haşlanırım.' Yüzlerce defa battaniyeyi açmayı denemiştim ama -artık nasıl sardıysa- başarısız olmuştum.
"Baek! Ben geldim."
"Görebiliyorum..." diye mırıldandım kendi kendime. Elinde çorba tabağıyla koltuğun kenarına, yanıma, oturdu.
"Başının ağrıyor olabileceğini düşündüğüm için ağrı kesici getirdim." Hapı elinden alıp ağzıma attım. Hap yutmaya alışık olduğum için hemen yutabilmiştim. Kaşığı kaldırıp teşekkür etmek için ağzımı açtığım sırada ağzıma soktu. Öksürmeye başladım.
"Yavaş... Yavaş."
"Yavaş mı? Kaşığı ağzıma sen teptin be!" Tek gözünü kısıp ensesini kaşıdı.
Boğazımın yanması geçtiğinde bir kaşık daha vermesi için başımı salladım. Çorba bitene kadar bana 'minnak yavru köpeğim' deyip durmuştu. Ama çorba tam bittiğinde yüzü asıldı. İçimdeki minik Baekhyun sormamamı söyleyince onu dinledim.
Chanyeol hüzünle mutfağa gidince battaniyenin içinde kıvrandım. Zor da olsa kollarımı battaniyenin üst tarafından dışarı çıkarabilmiştim.
"Baekhyun."
İrkildim. Battaniyeyle uğraşmaktan Chanyeol'ün geri gelip yanıma çömeldiğini fark edememiştim.
"E-Efendim?"
"Özür dilerim."
Ciddi konuşacağımızı anlayınca yatmayı bırakıp oturdum.
"Özür mü dilersin? Ne için?"
"Bu gün dediklerim için... Ve yanında olmadığım için."
Gülümsedim. "Sorun değil Chanyeol. Ben alışığım. Zaten sen hiçbir zaman yanımda değildin." Yüz ifadesi iyice bozuldu. Bir şey söyleyeceğini anlayınca ona fırsat vermeden ben konuştum.
"Şu battaniyeyi açar mısın? Uyumak istiyorum."
Herhangi bir tepki vermeden battaniyeyi açtı. Odama çıkmak için ayağa kalkıyordum ki beni yine bir gelin gibi kucağına aldı.
"Bu soruyu sormaktan yoruldum artık. Ne yapıyorsun Chanyeol-ah?"
"Uyumak istediğini söylemiştin." Kendi odasına doğru gittiğini fark ettim.
"Evet. Kendi odamda."
"Olmaz. Sen hastasın. Gece bir şey olursa yardım edemem." Beni yatağa bıraktı. "Yanımda kalman en iyisi."
"Ama-
"Hşt.. Uyu."
"..."
"Bekle. Önce ateşini kontrol etmeliyiz." deyip dudaklarını enseme bastırdı. Uzunca bir süre orada oyalandıktan sonra belimi kavradı ve beni kendine çekti. "Sadece ateşini kontrol ettim... İyi geceler Baekhyun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Sweet Platonic Love
Fiksi PenggemarNOT: Yaoi bir hikayedir. Bu tür hikayelerden rahatsız oluyorsanız okumamanızı tavsiye ederim. Smut yazmayı düşünmüyorum ama Smut'ımsı sahneler var :3 Ayrıca bu hikaye için bana ilham veren Ilgın Erkan'a teşekkür ederim. Byun Baekhyun: Lise 2'ye gidi...