Voodoo Magıc /// ZİAMAYNE

12. Bölüm

GECİKME İÇİN ÇOK ÇOK ÜZGÜNÜM :( BİR ANDA TÜM İLHAM PERİLERİ BENİ YALNIZ BIRAKTI. BU BÖLÜM GÜZEL OLMADI, AKLIMA GELENLERİ YAZIP YAYINLAMAK İSTEDİM YİNE DE :) SİZİ SEVİYORUM, İYİ OKUMALAR :)

''Hey, yapma şunu!'' zayn gülüp liam'ın kolları arasından kurtulduğunda dağılan saçlarını düzeltip koridoru tekrar kontrol etti. 

'' ama seni özledim '' dedi liam gözlerini kırpıştırarak. zayn gözlerini devirdi. onun bu kadar kızvari davranışlar sergilemesine alışkın değildi. omzundan düşmek üzere olan çantasını düzeltip liam'ın yanına gitti. deri ceketinin yakalarını düzeltirmiş gibi yapıp dudaklarını sevgilisinin yanağına bastırıp geri çekildi. liam masum bakışlarla ona bakarken kendini gerçekten zor tutuyordu. hadi ama payne,işleri biraz daha kolaylaştır.

'' ben de seni bebeğim, ama okuldayız. dikkatli olmamızı sen söylemiş--' zayn'nin sözünü kesen liam'ın takımdaki en yakın arkadaşı jason idi. 

'' dostum, bu ezikle ne yaptığını söyler misin?'' liam sinirlenmişti. onunla alay edilmesine izin vermeyecekti. zayn'nin incinmiş halini görünce öfkesi artmıştı. kendisine hakim olması gerekiyordu.

'' bir şey yapmıyorum jason, hem benim ne yaptığım seni neden ilgilendiriyor?'' genç gülüp zayn'nin yanına gitti. etrafında dönerken zayn korarak liam'a bakıyordu. bu pisliğin derdi neydi?

'' eğer, sen onunla eğlenmiyorsan ben yapabilirim!'' ufaklık hiç beklemediği anda karnına yediği yumrukla yere yığılmıştı. 

'' sen ne yaptığını sanıyorsun!?'' liam sinirden titreyen ellerini yumruk haline getirip arkadaşına vuracağı an arkadan biri havada ki elini tutup onu etkisiz hale getirdi.

'' sizin, ne halt yediğinizi biliyoruz! demek bu eziği beceren bir ibnesin ha payne? demek göt deliklerini seviyorsun! takım kaptanlığı da umrunda değil?''

'' seni buna pişman edeceğim jason!'' genç korkunç bir kahkaha atıp yerde acı içinde kıvranan ufaklığın yanına gidip yere eğildi. onun dokunmaya bile kıyamadığı gece karası saçlarına başka birinin dokunudğunu görünce onu sıkıca tutan kollardan kurtulmaya çalıştı. sevgilisi ondan yardım istiyordu. ona zarar veriyorlardı.

'' bu bebeksi yüzü biraz dağıtmamı ister misin dostum?'' 

'' ona sakın dokunma!. yemin ederim seni, öldüreceğim! beni duyuyor musun?! ona en ufak bir zarar verirsen seni öldürürüm.!'' jason onu duymamış gibi yapıp zayn'nin saçından tutarak yerden kaldırdı. neden kimse bu şeye dur demiyordu tanrı aşkına.!

'' zayn.. sevgiline iyi bak çünkü bu onu son görüşün olacak prenses.'' 

'' hayır! hayır, bırak onu. bırak!'' genç başını iki yana sallayıp sağ elini boğazına sarıp sıkmaya başladı. liam çıldırmış gibi bağırıp çırpınırken zayn'nin cansız bedeni ayakları dibine düştü. işte her şey bitmişti. liam için yaşamanın bir anlamı yoktu. Onu sıkıca tutan kollardan kurtulduğunda dizleri üzerine çöküp ufaklığın başını dizine koydu. kalbi atmıyordu. o gitmişti... 

'' bebeğim uyan.'' 

'' zayn, lütfen!'' 

'' hayır, gidemezsin!. beni bırakamazsın! uyan nolur!'' haykırışları boşunaydı. ufaklığını sonsuza dek kaybetmişti.....