16. Bölüm // FİNAL

1.8K 165 63
                                    

VEDA KONUŞMASI YAPMADA ÇOK KÖTÜYÜM AMA BİRŞEYLER SÖYLEYEBİLİRİM.. HEPİNİZE DESTEĞİNİZİ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM :') GEÇEN BÖLÜMDE YORUMLARA CEVAP VEREMEDİM ÜZGÜNÜM.. BU FİNALİ BÖYLE KURGULAMADIM AMA YAZARKEN OLAYLAR DEĞİŞTİ :D PEKALA FAZLA UZATMIYORUM  İYİ OKUMALAR <3 .*

'' benden böyle aptlaca bir şeye inanmamı bekleme!. git dedim zayn. seni istemiyorum!'' yataktan kalkıp karşına geçtim. yüzündeki yara daha fazla derinleşmişti. o benim yüzümden bu haldeydi.

'' yemin ederim doğru söylüyorum. hepsi alice'in bir oyunu ama duygularım.. onlar gerçek. her zaman sana karşı içimde birşeyler hissettim. gülüşünü gördüğüm anda kalp atışlarım hızlanırdı. senin etrafında neden fazla dolaştığımı hiç düşünmedin mi? okulda sana kafa tutabilen sadece ben vardım öyle değil mi? bunların hepsinin bir nedeni var. seni seviyorum! ilk gördüğüm andan beri..'' başını eğip kanlı yüzünde ki gözyaşlarını silip acıyla gülümsedi. aramızdaki küçük mesafeyi kapatıp korkarak ona dokundum. bir şey olmamıştı. yaşlarla parlayan çikolatakahvesi gözlerin'de gördüğüm acıdan başka bir şey değildi. 

'' Peki neden bana gelip her şeyi anlatmadın seni gerizekalı! hissettiklerinin karşılığı olabilirdi.'' dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. 

'' s-senin duyguların büyü yüzünden değil mi yani? b-beni seviyor muydun?''

'' evet, seni seviyordum! ama ne yazık ki ikimizde ölüyoruz!'' dedikten sonra aniden dizleri üzerine çöktü. tanrım ne oluyor?!

'' liam?! l-liam!?.'' omzuna dokunduğum an elim tekrar yanmıştı. aldırmadan titreyen bedenini sabit tutmaya çalışıyordum.

'' dokunma bana, lütfen.!''

'' ben iyiyim!'' değildim. ona dokuduğum her an yanıyordum ama o iyi olmalıydı. tanrım lütfen ona yardım et. acı çekmesine izin verme.. Odada ikimizin acı inlemelerinden başka bir kadının çığlık sesleri yankılandı. 

'' sizi uyarmıştım!.. bunun bedelini ödeyeceğiz... hepimiz..'' rüyamda duyduğum sesle aynıydı. yerden doğrulup liam'a baktım. hareket etmiyordu. 

''Liam?!... liam cevap ver!?

'' o sana artık cevap veremez!'' sesin geldiği yere başımı çevirdim. alice!

'' ona ne yaptın!'' dedim öfkeyle. yerden kalkmak istiyordum ama bir güç beni tutuyor gibiydi. 

'' böyle olmasını sen istedin zayn. o gün olanlardan sonra bunu hakettin!'' evet ben bunu haketmiş olabilirdim ama liam değil. onun yaşaması gerekiyordu. 

'' bana istediğin her şeyi yapabilirsin ama ona dokunma. alice. lütfen.. onun yaşamasını istiyorum.'' gülümseyip liam'ın yanına gitti. sağ elini saçları arasından geçirdiğinde liam inledi. 

'' burada ben yatıyor olsaydım benim içinde aynı dilekte bulunur muydun?'' cevap veremedim. o an ne hissederdim bilmiyorum. ama şimdi tek bir şeyden eminim.. liam hayata dönmeli.

'' alice, lütfen. zamanı azalıyor.. onun hiç birşeyde suçu yok! seni aldatan benim! benim acı çekmem gerek. onun değil.''  Gözlerime bakıp tekrar liam'ın yanına eğilip birşeyler söylemeye başladı. 

'' kendi hayatını feda ettin. benimle birlikte cehenneme geliyorsun sevgilim.'' kanlı elini bana uzattığında liam'a bakıp alice'in elini sıkıca tutum. sonsuza dek onu göremeyecektim ama o yaşayacaktı...

************

Genç adam kendine geldiğinde inleyerek omzunu tuttu. neler olduğunu hatırlamaya çalıştı. en son zayn ile konuşuyordu ve sonrası.. boşluktu. zorlukla yerden kalktığında yatağın üzerinde zayn'nin cansız bedenini gördü. aklına gelen tek şey vardı ama düşünmek istemiyordu. hayır.! böyle bitemez.. 

'' Zayn?.. uyan lütfen..zayn!?'' karşında ki solmuş bedeni sarmayı bırakıp yüzünü boynuna gömüp ağlamaya başladı. oda ölmeliydi. böyle söylememiş miydi? neden sadece sevdiği adam gitmişti. 

'' beni bırakmadığını söyle! hayır!.. aç gözlerini gidemezsin!.. kahretsin beni yalnız bırakmadığını söyle! zayn!'' ufaklığın başını dizlerine yasladı.artık mutlu olmasının, gülmesinin bir anlamı yoktu. aşkı gitmişti. Ne kadar zaman geçtiğini bilmeden zayn'nin cansız bedenine sarılmış halde buldular onu. kollarını ufaklığına sıkıca sarmıştı. onu kimseye veremezdi. 

'' bayım! onu almamız gerekiyor!'' 

'' hayır! hayır! uzak durun! dokunmayın ona!'' bir anlık dalgınlığından yararlanıp zayn'i almışlardı. liam bağırıp yalvarıyordu. onu geri istiyordu. 

'' lütfen, almayın onu.! zayn... zayn!'' Onu dinleyen kimse yoktu.. ufaklığı sonsuza dek onu terk etmişti... 

***********

'' dostum cenazeye gelmek istemediğinden emin misin?'' liam sadece başını sallamıştı. siyahlar içinde ki louis ve harry'e baktı. onlar ufaklığının en yakın arkadaşıydı. şimdi ise onu bir an bile yanlız bırakmamışlardı. cenazeye gidecek gücü kendinde bulamıştı. ne diyecekti? söyleyecek çok sözü olmasına rağmen kelimeleri bir araya getirip cümle kuracak kadar aklı yerinde değildi. belki mezarlığa gidebilirdi? ah, pekala. o sadece evde oturmak istiyordu. ufaklığı ile geçen bir iki haftayı hatırladıkça gözlerinin dolmasına engel olamıyordu.. 

'' yanına gelmek istiyorum..'' kendi kendine fısıldadı. 

'' henüz değil, sevgilim... sen buraya ait değilsin...'' 

'' seni özledim! burada sensiz nefes almak bana işkence gibi.. kimsem yok!''

'' ben de özledim.. ama benim için söz vermeni istiyorum. kendine zarar vermeyeceksin!'' 

'' bunu yaparım bir şartım var'' 

'' beni henüz göremezsin sevgilim.. şimdi sen söz veriyorsun.. zamanı geldiğinde beni göreceksin.''

'' tamam. söz veriyorum. kendime zarar vermeyeceğim. seni göreceğim günü bekliyorum..'' 

'' geleceğim... seni seviyorum'' ve liam boşluğa doğru tekrar fısıldadı..

'' Seni seviyorum...''

Voodoo Magıc  /// ZİAMAYNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin