27.Bölüm

372 12 0
                                    

Kapısının artık çalıyor olmasına alışmıştı Asrın.
Az önce gelen halı yıkama firmasına ıslak halıları teslim ettikten sonra yorgunluk atmak amacı ile koltuğuna uzanmıştı ama aradan geçen beş dakika içinde tekrardan kapı çalınca homurdanarak kapıyı açtı.
Gelen Talha olmasa gözlerini eminim ki devirecek, huysuz bir ev sahibi rolünü üstlenecekti

"Tamirci geldi mi?"

"Yok gelecek miydi?"

"Tâbi ev sahibi ile konuşup her şeyi anlattım göndereceğim dedi."

Asrın umutsuz bir şekilde:
"Aman bekle ki göndersin." Dedi.
Yeni binasına,ev sahibine bu kadar çabuk alışacak olduğunu düşünmüyordu bile ama her neyse o adam bir yıllık kirayı peşin aldığından beri verdiği hiçbir vaadi yerine getirmiyordu.

"Sen işe gitmedin mi?"
Asrın Talha'nın iki saat önce kahvaltıdan kalkarken işe gideceğini duymuş gibiydi.

"Gittim,gittim de bugün izin verdi kuzen "

"Gece fazla çalıştığını düşünerek izin verdi sanırım."
Bu arada hala kapı önünde bulunuyor olmalarını umursayarak Talha'yi içeri buyur etti Asrın.

"Yok ben girmeyeyim usta gelip gelmedi mi diye merak ettiğim için uğradım üzerimi değiştirip hastaneye gideceğim."

Hayırdır der gibi baktı Asrın.

"Kuzen varya sabah yanında aradığım.."

"Patronun olan değil mi?"

"Evet evet o. Eşi doğuma alınmış bende bir geçmiş olsuna gideceğim hastaneye."

Anlık bir duraksama ile durdu Asrın.
Dünyaya şanslı bireyler geliyordu.Ya da henüz şanssız olacağını bilmeyen yeni bireyler...
Dünya nasıl tuhaf bir yer diye düşündü.
Acaba ben doğarken birileri sevinmiş miydi? Acaba Nesrin Kerim'i kucağına alırken ne hissetmişti?
Kerim hayatta olsaydı bebeğimiz yaşar mıydı?
Asrın son düşünceyi öfkeyle silip attı aklından. Çocuğunun ve belki Kerim'in hayatta olmayışı kendi yüzündendi.
Yavaşça kapıyı kapatmak istedi Talha'ya geçmiş olsunlarını ileterek.

Şimdi kendi ile başbaşa kalmalı,günlerce aksattığı dua ritüeline tekrar dönmeliydi.

Talha'nın merdivenlerden inişini duyuyordu.
Yüzünde nasıl bir sevinç vardı.
İnsanlar dünyaya yeni bir birey geldiğinde sebepsiz yere mutlu olabiliyorlardı. Bazıları ise mutlu eden nedenlerin ne için mutlu ettiğini irdeliyorlardı.
Tıpkı ben diye cevap verdi Asrın kendine ve salonun büyük camı önündeki yerini aldı.

Tüm bu yağmur damlaları şahidim,seni ne kadar çok sevdiğimi asla söyleme fırsatı bulamadığım için kendimi ömrüm boyunca affetmeyeceğim.Eminim bir yerlerde oturmuş sessizce beni izliyorsundur.Beni sessizce dinlediğin vakitlerde olduğu gibi en iyi anlayan adam... Hayatım,tıpkı bu yağmur damlaların karşısına çıkan diğer damlaları yoluna katması gibi seninkine karıştı.
Senden kaçmak zorunda kaldığım için,korktuğum için beni affet.
Bebeğimize iyi bak,ben bakamadım.

Asrın gözlerinde biriken yaşları elinin tersi ile silerken yağan yağmurun sesine kulağını verdi.
Hayatı boyunca hiç hoşlanmadığını sandığı yağmuru neden sevmediğini düşündü.
Cevap bulamadı.
Zaten neden kaçtığı konusuna bile cevap bulamamıştı.

Düzenli bir hayatı olsun istiyordu.
Kerim o düzenli hayatı ona sağlayabilirdi belki ama geçmişini tam olarak bildiği birini ne denli isteyecekti?
Kerim onu nereye kadar kendine ayak bağı yapacaktı?
Sevilip sevilmediğinden bile şüpheliydi.
İşte bu noktada karar vermişti aslında Asrın;
Kerim'e aşık oluyordu ve hayatında aşık olduğu insanı bir daha kaybedemezdi.

SEVİŞME KILAVUZU-1 "TUTSAK"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin