31.Bölüm-Peki bu bölümde söz kavuşacaklar 😌

384 13 0
                                    

Kerim,merkezde kalacak bir otel ayarlamış Sadık'ın mobese kameraları ile ilgilenen arkadaşı ile irtibata devam ediyordu.
bu sabah bilgisayarın ekranında aylar sonra ilk kez Asrın'ı gördüğü mutluluğu ellerinin bomboş bir şekilde otele dönmesi ile biraz sönmüş olsada umudunu kaybetmiyordu.
Acele ile Sadık'ı aramak geçti içinden bu işi uzatmaya niyeti yoktu.Bu kadar yakında olduğunu hissettiği kadınına dokunamamak,onun yüzüne bakamamak,kokusunu hissedememek artık dayanılmaz olmuştu.
Sandalyenin arkasına geçirdiği montunun cebinden çıkardığı telefondan Sadık'ı bulup aradı.

"Anlaşılan görev başarıya ulaşmamış hala!"

"Anlaşılan kafaları iyi çekmişiz usta." Diye karşılık verdi Kerim Sadık'ın yarı ayyaş sesine.

"Oğlum bir keyif cumamız vardı oda içine ettin he!"

Kerim kulağı ile boynu arasında sabitlediği telefonla fazla hareket edemeden botlarıni çıkartıp yatağa attı kendini.
"Başka bir yöntem lazım bana.Bugün kameralardan hastane tarafına gittiğini öğrendim fakat hastaneden bir bilgi alamadım."

"Niye lan tipini mi begenmediler?"

"Yok sistemlerinde arıza varmış."

"He hep aynı şey. Ah orada bir olacaktım varya o sistem bir arıza göstersindiii!"

"Neyse,bana önereceğin başka bir şey var mı?"
Kerim yarı baygın şekilde uzandığı yatakta tavanı izlemeye koyulmuştu.

"Yok amına koyayım yok da! Yarını bekle bir şey düşüneceğim. He bu arada sakin sağol falan deme kapat!"
Kerim güçlükle tebessüm etti ve telefon kapanmadan teşekkür etti.
Sadık öfkeden deliye dönmüş bir biçimde tekrar aradı ama telefon açılmadı.
"Garip adam doğrusu" dedi Kerim çalan telefonunun ardından peş peşe mesajlar gelirken.
Bir tanesinde aynen şöyle yazıyordu:
"Ben seninde teşekkürünün de ebeesini sikeyim gavat!"

.....

Sabah olduğunda gözlerini açıp diktiği tavana öylece bakmaya devam ediyordu Asrın.
Bugün önemli bir görüşmesi olmasa yatağında bir saat daha kalır,miskinlik yapardı ama kalkıp bir duş alması ve hazırlanması lazımdı aceleyle.
Kahvaltı niyetine tezgahtan aldığı bir elmayı sudan geçirip ısırdı ve banyoya geçti.
Üstünden çıkarttığı kıyafetleri ve yarıladığı elmayı çamaşır makinasının üzerine koyarak duşakabinin sürgüsünü açıp içine girdi.
Sıcacık suyun altında yumuşayan tenini az miktarda bir duş jeli ile ovdu.
Şimdi iyice islattığı ve neredeyse omuzunun epey asağısına kadar uzamış saçlarını köpürterek durulama işlemi kalmıştı.
Ve nihayet onuda tamamlayıp bornozuna sarılıp odasına geçmişti.

Omuzlarını açıkta bırakan salaş bir bluzun altına açık renkte bir jean geçirip saçlarını kafa havlusuna sarıp salona geçti.
Büyük saat tam 12'yi gösteriyordu burada. Fazla bir vaktim kalmadı diyerek saçlarından kurtardığı havluyu bir sandalyenin kenarına asarak tekrar odasına çoraplarini almak için geçtiği sırada kurutma işlemini de tamamlayıp tamamen hazır olduğunu düşünüp aynada kendine baktı.

Kandırdığı midesine iyi bir şeyler gönderme gibi bir eylemde bulunacağı sırada çalan kapıya bakma gereği duydu.

"Bu Talha olmalı " dedi hevesle.

"Geliyoruum." Diyerek bağırdı içerideki odadan ve hızlıca açtığı kapıda karşılaştığı şeyle şoka uğrayıp dengesini kaybederek olduğu yerde bayıldı.
......................

Kerim,atik davranmamış olsaydı kesinlikle kafasını bir yere çarpacak olduğuna emin olduğu Asrın'ı kollarının arasına alarak kapıyı arkasından kapatıp içeri girdi.

Kucağında tuttuğu kızın güzel yüzünden alamıyordu bakışlarını.
Sıkıca kavradığı bedeni iyice göğsüne bastırıp kapının kenarındaki odaya geçip orada bir koltuk buldu ve kucağında baygın olan Asrın'la buraya oturdu.

Sabahin köründe çalan telefonunu heyecanla açıp hastaneye koşturmuştu.
Tuttuğu otel odası merkezde olduğu için araca binmesine gerek kalmadan neredeyse 10 dakika içerisinde ulaştığı hastaneden kadın doğum katına çıkmıştı hemen.
Arayan Sadık'ın MOBESE ile uğraşan arkadaşıydı.
Dün,Kerim'den sonra aradıkları kızın yine aynı ışıklarda indiğini ve hastane yokuşuna çıktığını söylemişti.
O kadar kötü bir zamanlama olmuştu ki Kerim çıkıp bir otele yerleşene kadar kız giriş yapmıştı.

Neyseki Kerim dün en son görüştüğü danışmaya giderek oradaki kızı bulamamış yerine Maya adında bir doktorla tanışmış ve kendisinin Asrın'ı çok iyi tanıdığı haberini almıştı.

Maya,sabah değişen danışmadaki kıza Kerim adında bir polis gelirse mutlaka kendilerine haber vermeleri talimatını vermese belki de bu kadar çabuk çözülmeyecekti.

"Dün sizi tam buradan ayrılırken gördüm."

"Sanırım tanıyormuşsunuz Asrın'ı lütfen öyleyse bana yerini söyleyin onu öyle uzun zamandır arıyordum ki."
Kerim sevinç ile heyecan karışımı bir duygu ile söylediklerini hızlıca anlatıyordu.

"Eğer aynı kişiden bahsediyorsak ben sizin vefat ettiğinizi duymuştum.Yani bu nasıl anlatılır bilmiyorum ama..."

Kerim,böyle bir yalanın içinde olduğunu biliyordu evet tamda doğru kişiye gelmiş olduğunu farketti. U tesadüf falan değildi. Mustafa'nın bu yalan ile Asrın'ı gönderdiğini öğrendiğinde çılgına dönmüştü.
Fakat bu kadın her kimse Asrın'ı iyi tanıyordu şuan Mustafa'yı ve onun yaptıklarını düşünecek halı yoktu.
Sona yaklaşmışti.

"Evet,bunu açıklayacağım bir tanıdığım ona benim hakkımda büyük bir yalan atmış.Size Mustafa'dan bahsetmiş miydi?"

Kerim son bir teyit ile Maya'ya bakmıştı ne olur bahsetmiş olsun,ne olur diye içinden dua ediyordu.
Çünkü böylelikle tamamı ile aynı kişiden bahsettiklerine son kez emin olacaktı.

Maya büyük bir kararlılıkla başını salladı.

"Doğru kişi için buradasın,merak etme.Asrın benim çok değer verdiğim bir hastamdan ziyade arkadaşım oldu sana onun yerini söyleyeceğim "

"Ben çok teşekkür ederim gerçekten çok teşekkür ederim ben ne diyeceğimi bilemedim! Buraya yakın mı peki nerede yaşıyor kimle yaşıyor,hemen görebilecek miyim onu?"

Peşi sıra ara vermeden sıraladığı cümlelerini bitirirken nefes almaya çalıştı.
Kalbi mükemmel bir hızda çarpıyordu.

"Al bu adresi ve orada yalnız yaşıyor."
Maya kağıda yazdığı bir adresi Kerim'e uzatırken,

"Kerim..."
O ara kalkmış olan Kerim Maya'ya dönmüştü.

Maya ne diyeceğini bilemeyen bir halde gözleri yaşarmış şekilde ona bakıp elini salladı.
"İyi şanslar."

Minnet duymuştu bu kadına Kerim.
Hoşçakal diyerek odadan hızla çıktı.

İşte böyle olmuştu Asrın'ı bulma olayı. Böyle bulmuştu onu ve yaşadığı yeri...

Şimdi kucağında hafifçe yükselip inen göğsüne baktığı kızın araladığı gözlerine bakıp eğildi ve dudaklarına yapıştığı gibi kocaman bir sarılma ile onu iyice kendine bastırdı.

"Seni bir daha kendimden ayırmayacağım,seni bulduum.
Buldum seni!"

SEVİŞME KILAVUZU-1 "TUTSAK"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin