12.Bölüm-Güzel Bir Gün

1.3K 26 0
                                    

**Asrın'ın dilinden.
Uzunca bir adam,biz içeri girer girmez oturduğu masadan kalkıp kollarını açarak yanımıza yaklaştı.
Tanıdık bir samimiyetle Kerim'den sonra bana sarıldı.
"Ne o ikna etmişsin hanfendiyi Kerim?" Dedi bize sarılmasını bitirdikten sonra Kerim'in omzuna dostane eliyle sıktığı yumruğu geçirirken.
"Aslında çok bir çaba sarf etmedi. Hemen ikna oldum." Diyerek söze girdim.
"Bu arada İsmim Asrın."
Elimi uzatmamla kavraması bir oldu.
"Bende Mustafa Kerim illaki söz etmiştir benden." Dedi kendinden emin bir ifade ile.
Hatırlayamadım fakat bunu belli etmek istemeyen bir ifade ile hafifçe tebessüm ederek başımla onayladım.
O ara yan gözlerle Kerim'e bakıp acaba bir şeyleri mahfettim diye tenkit ediyorken.
Neyseki Kerim'in yüzünde hicbir memnuniyetsizlik ifadesi yoktu.
"Masada kimler var abi? Hakkı gelmedi mi?"
Kerim'in başını uzatıp taradığı masaya bende yönelmiş kimlerin olduğuna göz atıyordum.
"Gelir gelir kendinden önce Esra'yı yolladığına göre mutlaka gelir."
Sinsice gülmüştü az önce ismini öğrendiğim Kerim'in abi dediği adam.
Masa da bize doğru bakan bir adam haricinde iki tane kadın vardı.
Biri o adamla yan yana oturmuş bize doğru bakıp bir şeyler konuşurken diğerinin arkası dönüktü.
"E haydi gençler ne bekliyoruz geçin bakalım."
Mustafa abi masayı göstermiş,bizi buyur etmişti. Kerim bana dönüp,"Sadece bir kaç saat... Sıkılırsan hemen kalkacağız söz."
Dedi ve Mustafa abinin peşinden masaya doğru yöneldi.
Ve bende peşinden haliyle..
Boğaza nazır,şirin bir yerdi burası.
Mustafa abi dediğimiz kişinin dedelerinden beri işletilen babadan ogula kalmış isminin kulübe olduğunu öğrendiğim nezih bir balık lokantası.
Masayı olabildiğince geniş mezeler ve önü arkası kesilmeyen ve sürekli tazelenen rakı bardakları süslüyordu.
Masada oturan insanlardan en fazla Mustafa Abi ve biz oturduktan yaklaşık yarım saat sonra gelen Hakkı'ya kanım kaynamıştı. Bu insanlar diğerlerinin aksine daha sıcak ve daha samimi gelmişti.
Masada isminin Esra olduğunu öğrendiğim kızlardan biri ile sadece merabalaştık kalan geri zamanda ise onun garip bakışlarını üzerimde yakaladım. Diğeri ona göre biraz daha normaldi hiç yoktan garipçe süzen biri değildi.
Oturur oturmaz elini uzatmış isminin Ayla olduğunu söylemişti yanındaki genç adamla nişanlı olduklarını birde.

Ayla'nın üç yıldır polislik yaptığını yanında bulunan Atakan'la ise karakolda tanışıp sevgili olduklarını öğrenmiştim.
Esra'nın büyük bir güzellik salonunun olduğunu ve müşterilerinin ise fazlası ile kaçık olduğu konusunu da tabi.

Hakkı ile aralarında ne olduğunu pek anlayamasamda kendini zorla davet ettirdiğini anlamıştım bu geceki yemeğe Esra'nın.
Çakma sarı saçlarının kenarlarından tutturulan boncuklarla yapay bir Barbie bebeği andıran botoks uygulanmış dudakları ve mavi lensleri ile ben buradayım diyen göz makyajı bu ortama fazlaydı kendi kanattimce. Zaten çok sonrası Hakkı'nın neden en geç geldiğini anlamak zor olmadı.
Kız resmen aşıkmış Hakkı'ya bizimkide yakasından bir türlü atamıyormuş yani durum biraz karışıkmış ama olsun Esra halinden gayet memnundu.

İki saat diye anlaştığımız vakit farkında olmadan üç saati geçmişken masadan  yavaş yavaş toparlanmaya başlayan ilk çift Ayla ve Atakan oldu.
Onları takip eden ise Esra ve Hakkı da kalktıktan sonra masada ben,Kerim ve Mustafa abi kalmıştık.
"Ee anlat bakalım Asrıncığım sizin Kerim'le olan husumetiniz nedir?" Rakının verdiği çakırlıkla birbirine dolaşan dili onu komik bir hale sokmuştu.
"Husumet mi?" Diye anlamamazlığa vermiştim hafifçe tebessüm ederek.
Araya hemen Kerim girerek,
"Abi biz beşik kertmesiyiz Asrın'la biliyorsun ya bizim gelenekleri görenekleri hani."
Elimde olmayarak minik bir kahkaha atmıştım ki o arada arkamızdan bir ses,
"Yahu oğlum sizin geleneklere bayılıyorum he!" Diyerek masanın etrafından dolanıp az önce boşalttığı yere gelip oturmuştu.
"Ulan Hakkı ne herifsin he nerede bir geyik sen oradasın."
Mustafa Abi az önceki rakıyla iyice Leylaşmaya başlarken Kerim'le biz ise birbirimize bakıyorduk.
"Kerimciğim sizin oralarda benim gibi herifleri kertme yaparlar mı?"
Hakkı tekrar lafa girmişti.
Masada bir kahkaha tufanı almıştı başını artık hem uzun zamandır böyle neşeli bir gün yaşamamış olmanın şerefine bende kendimi tutamıyor ortama ayak uydurmaya başlıyordum.
"Senin Allah katında Kertmen var ya oğlum! Esra ne güne duruyor?" Kerim bunları öyle bir dalga geçerek söylemişti ki Mustafa Abi resmen gülme krizine girmişti.
O ara masada yarım kalan bir rakı bardağına daha uzanacakken, (masada ki tüm yarım bardakları süpürdüğü yetmemiş gibi)
"Sahi Esra bacımız nerde yahuuu!"
Bardağı bir dikişte bitirip.

Bende merak etmiştim Hakkı'nın Esra'dan nasıl kurtulduğunu.
Çok gecikmeden Hakkı,
"Sen taksiye bin hemen köşedeki ATM'den para çekip geleceğim dedim o ara işte devriye gezen araç beni buradan alacakmış, olay çıkmış falan... dedim."
Gülmeye devam ediyordu bir yandan ama bezmiş olduğu her halinden belliydi. 
Kerim,"Esra bacımız inşallah sağ salim evine dönmüştür."
Kerim'in ne demek istediğini ben hariç herkes anlamıştı ama anlamaya pek niyetim yoktu. Belli ki bu bacı muhabbetleri epey bir uzayacaktı.
Mekan yavaş yavaş masalarını boşaltıyor kasada hesap işlemleri detaylandırılıyorken bir kaç garson çocuk ikide bir Mustafa Abi'nin yanına gelip bir şeyler lazım mı gibi sorular sorup duruyor o ise sürekli bir şişe daha rakı istiyordu.
Kerim artık daha fazla dayanamayarak," Abi daha fazla içme he istersen" diye tenkitte bulundu.
Mustafa Abi küçük bir çocuk gibi işaret parmağını Kerim'in dudaklarına getirerek "Şşştt" diye onu susturup Hakkı'ya dönerek yine Esra ile ilgili  geyiklerine devam ediyordu.
Bir ara Kerim bana doğru dönerek,"Yorgun hissediyorsan kalkabiliriz?" Dedi.
Fazlası ile yorgundum fakat böyle bir ortama öyle büyük bir ihtiyaç duyuyordumki başımı hayır dercesine salladım.

SEVİŞME KILAVUZU-1 "TUTSAK"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin