twenty-five

5.9K 477 247
                                    


"Pekala, belki de Jin'i aramalıyız." Elindeki tarife umutsuz gözlerle bakarak bana dönmüştün.

"Hayır hayır." diye itiraz ettim. "Kendimiz yapmalıyız, ancak o zaman özel olur."

"Sen nasıl istersen ama ben pek yemek yapmam."

"Bu tarif çok kolay sevgilim, gerçekten yapabiliriz. Lütfen." dedim 'e'leri uzatarak.

"Pekala." diye yenilip malzemeleri çıkarmak üzere dolaba yöneldin.

*

"Sence nasıl oldu?" Hazırladığımız gyozaları tabağa koymuştum ve şimdi sen masanın bir ucunda, ben diğer ucunda tabağa garip bakışlar atıyorduk.

"Bence güvenli duruyor." diye mırıldandım gözlerimi gyozalardan ayırmadan.

"Emin misin?"

Dudak büzerek onayladım.
"Tadına bakmamı ister misin?"

"Hayır hayır." diye itiraz ettin.
"Miden filan yıkanırsa kaldıramazsın sen."

"Saçmalama, hamur ve iç malzeme. Kötü bir şey koymadık ki."

"İlk ben deneyeceğim. Seni tehlikeye atamam." diyerek masanın üzerinden uzanıp dudaklarıma bir öpücük bıraktın.

Tekrar yerine oturup çubukları eline aldığında tabağa yöneldin. Sen gyozayı yerken heyecanla sana baktım.
"Nasıl?" dedim hevesle.

Ağzındakini yuttuğunda bana baktın.

"Jimin." dedin büyük gözlerle. "Bu harika olmuş."

Mutlulukla el çırparken, "Gerçekten mi?" dedim.

"Gerçekten." Dedikten sonra hemen kendi ısırdığından kalmış olan gyozayı bana uzattın. Ben de bir ısırık aldım ve hemen çiğnemeye başladım.

"Yoongi." diye çığlık atmış ve hemen kalkıp kucağına atlamıştım.

"Yoongi biz yaptık." derken iki yanında duran bacaklarımı beline doladım.

Gülerek kalçamdan destek olurken,
"Evet bebeğim." dedin.
"Biz yaptık."

Beni birkaç tur çevrende döndürmüştün bende sadece boynuna gömülmüştüm.

"Hadi, yiyelim benim küçük bebeğim."

Beni indirmenle başımın döndüğünü hissettim. Yüzümdeki gülüş donarken seni endişelendirmemek adına senden destek aldığım ellerimi çekmiştim.

Bunu yapmamla başıma ani bir ağrı saplanmış ve görüşüm bulanıklaşmıştı.

"Jimin." Sesin çok uzaktaymış gibi gelirken mutfağın kapısına zor zor yürüyüp, kendimi yere bırakmadan salondaki koltuğa gitmeyi düşündüm.

Kulağıma dalga sesine benzer sesler gelirken belime dolanan kolunun üstüne ellerimi koyup ayakta durmaya çalıştım. Ardından yeri ayaklarımın altında hissedememeye başladığımda kucağında olduğumu anladım.

Aralık dudaklarımın arasından sessiz bir inleme kaçarken zorlukla ismini telaffuz ettim. Dönüt olarak telaşlı seslenişler almıştım ama bırak cevap vermeyi vücudumu bile kontrol edemiyordum.

Hala kucağındayken başım aniden arkaya doğru düşmüştü.

"Jimin!"

Bağırışın beynimdeki karmaşalar arasından çıkan tek net şeydi.

Ardından sırtım yumuşak bir yüzey hissetti.

"Jimin, gözlerini aç güzelim. Hadi, lütfen."

angel // yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin