twenty-seven

5K 427 232
                                    

"Bebeğim, ağlama artık."

Taehyung saçımı okşarken şefkatli bir ses tonuyla söyledi ama açıkçası pek etkisi olmamıştı.

"Hadi ama, gidip ona onunla olmak istediğini söyleyeceksin ve yanlış anladığını. Bu kadar. Sonra barışırsınız, neden büyütüyorsun?"
Sakinleştirmeye çalışıyordu ama ben ağlamama ara vermeden karşılık verdim.

"K-konu sadece o mu Taehyung?" Hıçkırmıştım.

"O bana güvenmiyor. Sevgime güvenmiyor. Baksana sırf o kıza söylemedim diye bildiğin ilişkimizden şüphe duydu. Benimle yaşadığını asla ciddi bir ilişki olarak görmeyecek. Önceden sadece ona orospuluk yapan birini nasıl ciddiye alabilir ki?"

"Jimin sen orospu falan değilsin. Artık sürekli kendinden bu şekilde bahsetmeyi kes. Benim arkadaşım orospu filan değil! Duyuyor musun?"

"Bunca şeyi yaptıktan sonra nasıl görmeliyim kendimi Taehyung?"

Taehyung'un empati kurması için sakinleşmesi gerekti. Bu yüzden ellerini kavradım. Ellerinin arasında kaybolan küçük ellerime bakınca derince nefesini verdi.

"Sen ne düşünürdün? Şimdi onca şeyi yaşadıktan sonra..." İç çektim.

"Onca şeyi yaşadıktan sonra başa dönmüş gibi hissediyorum. Yine geceleri annem beni öpüp gittikten sonra, bir sürtük olduğumu ve annemi hak etmediğimi düşünüp ağlayacak mıyım? Annem duyarsa ne olur? Ben onu da üzmek istemiyorum. Bundan bıktım."

"Annen seni çok seviyor Jimin."

Taehyung ellerini benim ellerimin üstünden kaydırarak koluma çıkardı ve omuzlarımdan kavrayarak beni kendine çekti. Ona sıkıca sarılmamı sağlarken annemin gerçekten de öyle düşünüyor olmasını diledim.

Kafam Tae'ye yaslı yaklaşık bir dakika dururken ondan ayrılmamı sağlayan telefonunun çalması olmuştu. Yorgun gözlerle Tae'nin hattaki Jungkook ile konuşmasını izledim.

Salak ama bir o kadar da güzel arkadaşım konuşmasını bitirip bana döndüğünde mahcupça bakmıştı.

"Jungkook geliyor."

"Oh," dedim gülümsemeye çalışarak.
"Bu güzel, ben salonda kalırım."

"Hayır seni salonda yatıramam." Ardından kendi kendine mırıldanır gibi yapmıştı.
"Ama Jungkook da çok yoruluyor, dersler, koşuşturmaca..." Ardından aklına bir fikir gelmiş gibi kocaman gülümsedi.
"Buldum!"

Ve cidden de bulmuştu.

Jungkook geldiğinde film izleyip ardından fazla kalmadan yatmaya karar vermiştik.

Labirent 3 izlemeye karar verdik ve itiraf ediyorum, 3'müz de filmin sonunda ağladık.

Nihayet uyku vakti geldiğinde Tae'nin dahice fikrini öğrenmek için biraz meraklı hissediyordum ama hala seninle olan kavgam yüzünden çokça yıpranmıştım.

Taehyung iki kişilik yatağının sol tarafına Jungkook'u yatırmıştı ve sağ tarafına da beni. Işıkları kapattıktan hemen sonra koşarak gelmiş ve aramıza uzanmıştı.

Jungkook'un gülüşü kulağımı doldururken gülümsememe engel olamamıştım. Üçümüz yatakta sıkış tıkış uzanırken Tae bir kolunu benim diğer kolunu Kookie'nin boynunun altından geçirdiğinde, sevgisinin tüm dünyaya yetebileceğini düşündüm.

"Sizi çok seviyorum."

Tae uykulu bir tonda söyleyip gözlerini kapatmıştı.

*

angel // yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin