twenty-two

6.3K 523 305
                                    

"Hala inanamıyorum ya. Bu dünyadaki en büyülü olay falan."

Taehyung bana dönüp parlayan gözleriyle söyledi.

"Park Jimin ve Min Yoongi sevgili."

Sırıttım ve Taehyung'a baktım.

Taehyung sanki kendinin sevgilisi olmuşcasına parlak gözleriyle bana bakmış ve bugün bilmem kaçıncı kere kollarını bana dolamıştı.

"Jimin ya seni gerçekten gülerken görmeyi özlemişim. Gülünce daha bir güzel oluyorsun, kaltak seni."

Cevap vermek yerine tekrar içtenlikle güldüm ve Taehyung'un beni kantindeki boş masalardan birine çekiştirmesine izin verdim.

"Ne istersin benim minik civcivim? Sana çikolata alayım mı? Çilekli süt? Puding?"

"Bir şey istemem Taehyungie."

"Nazlanma, keyfim yerinde. Ben ısmarlıyorum."

"Taehyung, ben kendimi fakir gibi hissediyorum ya kiminle gelsem onun ödeyeceği tutuyor."

Taehyung sahte sitemime kahkaha atarken saçlarımı karıştırmıştı.

"Sen bana geçenlerde yemek ısmarlamıştın hem de pahalı tutmuştu, bir şey olmaz. Arkadaş arasında böyle şeyler söylenmez bile. Saçmalama civcivim."

İç çekmiş ve Tae'nin uzaklaşmasını izlemiştim.

Bir süre telefonla uğraştıktan sonra arkadaşımı elinde bir sürü abur cuburla bana yaklaşırken görmüş ve gülmeme engel olamayarak kafamı iki yana sallamıştım.

"Bunların hepsini nasıl yiyeceğiz Taehyung?" derken gülmeme devam ediyordum. Cidden tüm kantini filan almadığı kalmıştı.

"Fazla aldım çünkü~" Harfleri uzatmış ve beklentiyle ona bakmamla devam etmişti.
"Okul çıkışı bana geliyorsun ve bunu kutluyoruz."

"Pijama partisi mi?" Büyüyen gözlerimle hevesle ona baktığımda kocaman gülümsemesiyle kafasını sallamıştı.

Şey, böyle biraz asalak gibi duruyordu ama o kadar tatlıydı ki ona sarılmama sebep olmuştu.

Kollarını sıkıca belime dolarken ona aynı şekilde karşılık vermiştim.

"Tae, seni seviyorum. Biliyorsun değil mi?"

"Tam da Yoongi'yi ağına düşürmüşken bu sefer de bana mı yürüyorsun?"

Kıkırdayıp kafasına vurmamla kollarını sıklaştırmıştı.

"Biliyorum Jiminnie. Ben de seni seviyorum."

Bir süre öyle kaldıktan sonra kalçama hafifçe vurmuş ve beni kendinden ayırmıştı.

"Bu kadar romantiklik yeter. Otur şuraya." Yüzümden eksik olmayan gülüşle oturmuştum.

Taehyung'un uzattığı çikolatanın pakedini açarken bize doğru gelen tanıdık yüzle kaşlarımı kaldırmıştım.

"Jungkookie." ardından eklemiştim. "Dersin yok muydu?"

Taehyung sandalyesinden kalkmış ve gelen sevgilisine sarılmıştı.

"Evet Jungkook, dersin yok muydu sevgilim?"

"Vardı ama ben iyi hissetmiyorum hyung."

Söylediği şeyle Tae telaşla gözlerini Jungkook'un yüzünde gezdirmiş ve elini yanağına koymuştu.

"Jungkook rengin solmuş bebeğim." Taehyung aynı telaşla konuşmuştu.

"S-sorun yok. Biraz revirde dinleneceğim."

angel // yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin