Bir Ünlüye Aşık Olmak

Bir Ünlüye Aşık Olmak 16.Bölüm

Yorumlarınız ve oylarınız için çok teşekkürler. :) Bu bölümü @duygu2004 ve @JustPotter'a ithaf ediyorum. Çünkü bunlar beni güldürüp yorumlarını eksik etmeyenlerden çok teşekkürler kızlar oy veren ve yorum yapanlar benim için çok değerlisiniz. :)) İyi okumalar. :)) Medyada Logan var. :))

Notu parçalara ayırıp sinirle çöpe attım. Bunu kim ve neden yapıyordu? Aklıma gelen bir fikirle hızla ofisimden çıkıp gözetme odasına gittim. Kahvelerini yudumlayan görevliler bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Bunu umursamayarak "Bu günki kayıtlara göz atmak isityorum" dedim. Hemen kafalarını sallayıp önündeki yüzlerce tuşlardan bir kaçına basıp bilgisayara ekranına yansıttılar. "Saat kaç itibariyle bakmak isityorsunuz?" dedi. Şirket yedi buçuk gibi açılıyordu. "Yedi buçuk" dedim. "Özellikle görmek istediğiniz bir bölüm var mı?" dedi. "Ofisime açılan koridor" dedim. Hemen açtılar. Hızla yarım saati atlayıp saat sekize geldiğimizde asansörden bir adam çıkmıştı. Sıradan biri gibi giyinöişti. Yüzünü kapatan şapka haricinde. Koridora açılan o köşeden dönerken bir şey gördüğümü sandım. "Durdurun!" dedim. Durduklarında gördüğüm şeyle gülsem mi kızsam mı bilemedim.

 

 

Bir tutam sarı saç şapkanın dışından görünüyordu. "Niall..." dedim kendi kendime. Görevliler bana anlamsız bakışlar atmaya devam ederken onlara gülümseyip "Teşekkürler" dedim ve hızla ofisime geçtim. Telefonumu aldığım giibi Niall'ı aradım. Uykulu bir ses tonuyla "Efendim?" dedi. Beni göremeyeceği gerçeğini unutarak elimi belime koydum. "Şakan umarım seni eğlendiriyordur" dedim. Uzun bir sessizliğin ardından Niall'ın verdiği tek cevap "Ha?" olmuştu. Kıkırdayarak "Benim Niall, Melis. Yaptığın şey diyorum. Gül göndermek, masama ayıcık bırakmak" dedim. Niall hemen toparlanmış gibi bir ses çıkartarak "Haa, evet onalr. Ben sadece sana basit bir şaka yapmak istedim" dedi. Çocuksu gülüşünü telefondan hissetmiştim.

 

 

"O basit şakan aklımı başımdan aldı farkında mısın?" dedim. Niall bir kahkaha attı. Arkadan başka bir uykucu ses geliyordu. "Kapa çeneni Niall!" Bu Louis'di. Ses tonundan anlamıştım. Kıkırdayarak "Birileri sesinden rahatsız oldu herhalde. Neyse, bu gün müsaitsenbir yerde buluşup bir şeyler içelim mi?" dedim. Niall "Hmmm" layarak "Olabilir. Saat üç uygun mu?" dedi. "Uygun" dedim. Nerede buluşacağımızıda kararlaştırarak telefonu kapattım. Bu günlerde Niall'ın arkadaşlığına ihtiyacım vardı.

 

 

Selin*

 

 

"Kapat şu perdeleri" diye söylendim kafamı gömdüğüm yastıktan konuşmaya çalışarak. "Demek birileri biraz tembellik istiyor" dedi şu an çıkaramadığım bir ses. Saniyeler içinde yatağa-yanıma- birisi atlamıştı. Bir küfür savurup kafamı kaldırdım. Karşılaştığım kıvırcık saçlar ve bana kurnaz birşekilde bakan gözler sesini tanıyamadığım varlığa aitti. "Ne işin var burada?" dedim kafamı tekrar yatağa gömerek. Eli yavaşça belime dolandı. "Sevgilimi uyandırmaya ve onunla vakit geçirmeye geldim" dedi. Elini belimden uzaklaştırmaya çalışırken gittikçe ona yaklaştığımı göremiyordum. Sonunda yatakta dip dibeydik. Daha önce hiç öpüşmediğimizi biliyor muydunuz? Buna teşebbüs ediyordu fakat ne zaman bana yakın olsa bir şekilde korku dolu gözlerle uzaklaşıyordu. Yine biraz benden uzaklaşarak "Bir yerde kahvaltı yapmaya ne dersin?" dedi. Gülümseyerek "Olur" dedim.