ORTA DÜNYADA BİR TÜRK

BİR KÜÇÜK BİM MESELESİ

"Napıyon korktum aq" dedi lisa

"Ha ha haaa" güldü bella

''Valla özürlü bu kız ya''diye söylendi lisa astraya

Üç cadı bime girdiler.

"Olum bu salam 5 lira lan"

"Salam olduğuna emin miyiz?"

"Bim burası burda her şey salam"

"Ha ha haaa hadi lan alışverişi yapalımda annemler bizi bekliyor. Sizi en mükemmel bir doğa harikası olan marketimize getirdim"

"Ayy akşam sizdeyizz çok mutluyum"

"Bende kanka"

"Bu ne? Ne işe yarıyo?" Diye sordu astra

"Yeniliyor mu?" Dedi bella

"Harbi lan o ne bende ilk kez görüyorum"

Astra renkli ambalajlı içi pembe pofuduk tipsiz bir oyuncağa benzer şeyi gösteriyordu. Sadece üç tane konmuştu. Astra eline aldı aralarından bir tanesini

"Ben bunu alıyom çok şeker lan"

"Tamam o zaman kalanlarıda al. Bende merak ettim"

Bim alışverişimizi tamamlayıp eve poşetleri bıraktık.

"Heyy mamii biz geldik ve şimdi gidiyoz"

"Nereye siz o götünüzü iki dakka eve koymayın zaten "

Annem tam tipik bir Türk annesiydi. Astrayla Bellayıda benden ayırmazdı. Ailelerimizde çok yakındı. Bellanın annesi Druella annem Safiye bestlerdi. Küçükken hogwartsı beraber okumuşlardı. Aynı gün evlenme tekliflerini almışlardı. Mutfakta çeşit çeşit yemek hazırlıyordu. Çünkü akşama 300 500 party partyy

"Kolay gelsin safişkom"dedi astra

"Hadi çıkıyoz biz ponçikst"

Pofuduklarımızıda alıp bahçeye indik.

"Aç bakalım neymiş?"

"Kanka marshmallow gibi bir şey bu hadi yiyek"

"Ne açsın ya" dedim bellaya bir insan nasıl her saniye yemek düşünebilirdi.

Bella açtı ve bir ısırık aldı. Biz daha ne olduğunu anlayamadan bella yok oldu.

"Noluyo aq şaka mı bu nerde bu mal"

"Bella bellaaaa"

"Dur bir dakika" bende mahmut abi kılıklı pembe pofuduktan bir ısırık aldım. Ve bende kendimi bir geçitte buldum. Döne döne beynimle başka taraflar yer değiştirirken aklıma her nereye gidiyorsam oraya çok pis çarpacağım geldi. Ölmesem iyi aq diye düşündüm. Aha lan Bella bu onu saçı

"BELAAAĞĞĞĞ"

"LİSAAA" Bu astranın sesiydi demek ki oda mahmut abiden bır ısırık almıştı.

Evet en son beynimi bacağımda hissettiğim anda Bellanın üzerine düştüm.

"Senin ben ananın ellerinden öpim düşcek başka yer mi bulamadın aq"

Üzerime astranın düşmesini beklerken astra yavaşça yerden kalktı.

"Sen nasıl düşmedin"

"Siz malsınız bu asa ne işe yarıyor biz o büyüleri boşa mı öğreniyoruz"

"Kız ravenclawlı (hogwartsın en zeki binası djdjkd) ne bekliyorsak" dedi bella "bak bu gryffindorlu (en cesur bina) olaya yine bodozlama daldı"

Astra güldü. Lisa sert sert bellaya baktı

"Siz onu bunu bırakında biz nerdeyiz nasıl geri dönücez?"

"Aynen ya"

Çok yüksek ağaçların olduğu garip bir yere düşmüştük. Ve yeniden daha ne olduğunu anlayamadan etrafımızı bizi oklamak üzere olan çoğğkkk yakışıklı insanımsı şeyler sardı.
Bella kulağıma yaklaşıp

"Ölüceksem ölümüm bunların elinden olsun lann"

Üçümüzde sırtlarımızı birbirimize dayamıştık. Yakışıklıların arasımdan tövbesteyşın bir yakışıklı çıktı. Ama yanii tamm yakışıklı. Çok yakışıklı. Öyle böyle yakılıklı. Mükemmel yakışıklı. Görüyorsunuz mökemmel bir manzara görüyorsunuz anlatmaya hiç gerek yokk görüyorsunuz yav şöyleymiş böyleymiş heç gerek yok görüyorsunuz. Kızlara yaklaştım fısıltı gibi bir sesle

"Krall benimm kral benim göz koyanıı .... kral benim"

"Kral olduğunu nerden biliyorsun lan" dedi bella

"Tacı var kör müsün aq"

"O çiçekli şey taç mıydı sjsjdjsjs"

"Siz kimsiniz ve ormanımızda ne yapıyorsunuz" dedi mökemmel yaratık.