"Yaa off nasıl evlenme teklifi edicem ben yaa!" Diye ağlamaklı bir şekilde söylenmeye başladı lisa. Şu ana kadar elli tane fikir bulmuşlar ama hepsinde bir kusur çıkıyordu. En sonunda konunun başından beri konuşmayan bella ciddi bir şekilde konuşmaya başladı
"Ben buldum. Şimdi dinleyin beni ................................ "
"Olum bu fikir mükemmel. Biz sana o kadar öküz falan diyozda sen baya romantikmişsin be" dedi lisa bu fikri uygulayacağını belirterek. Ve ardından hazırlıklara koyuldular. Uzun bir zaman gerekiyordu planı eksiksiz uygulayabilmek için.
Zaman hızla geçiyordu. Lisa hergün sabah erkenden hepsini topluyor hazırlık yapıyor akşam geri mirkwooda dönüyordu. Günler hızla geçti ve eksik olan her şey tamamlandı. Artık büyük gün gelmişti.
Lisa hiçbir şeyi thranduile çaktırmadan akşam olmasını bekledi. Akşam olunca ise önce erebora cisimlendi. Savaşta yaptığı katkılardan ötürü kral thorin ona çok dostça davranıyordu. Hatta evlilikleri için gerekli yüzükleri bile özel olarak bu kısa zaman zarfında yaptırmıştı.
Erebordan hazırlanan yüzüğü ve astrayı alıp ayrıkvadiye cisimlendi ve seçtiği beyaz uzun elbiseyi altın takılarla süsleyip saçlarını açık bıraktı. Bella Astra Arwen Eowny Almithra İkizler Lindir (onu asa zoruyla getirmişlerdi ) herkes tamamen hazır olunca ise arkadaşları ile beraber kuyutormana cisimlendi. Tauriel kızlardan haber alınca sarayın merdivenlerinden hızla çıkarak kralın odasına geldi.
"Sayın kralım ormanda görmeniz gereken çok önemli bir şey var"
"Ne gibi tauriel gördüğün gibi işim var rahatsız etme beni" dedi thranduil kafasını düğünlerinde giyecek olacağı kıyafetin çiziminden kaldırmayarak.
"Kralım lakin çok önemli. Garip bir şey bizde bilmiyoruz ne olduğunu taş gibi bir şey. Ama canlı gibide hareket ediyor ve saldırıyor. Lütfen gelip bir bakar mısınız?"
"Saraya getirin o zaman"
"Yanına yaklaşamıyoruz ki! Hadi gelin"
"Off tauriel!" Thranduil söylene söylene taurieli takip etmeye başladı. Ormanın tam başına geldiklerinde ise
"Efendim işte orada!" Diyip kralın arkasına geçti dişi elf
"Nerede?" Dedi Thranduil. Çünkü kızın işaret ettiği yerde hiçbir şey yoktu. İki tane "Pop!" sesi geldi. Thranduil tekrar arkasını döndüğünde ise dişi elf yok olmuştu. Anlamadan tekrar taurielın gösterdiği tarafa yürüdü ve ağaçlara yapıştırılmış kağıtlar gördü. Ormanın içine doğru gidiyordu kağıtlar. Sanki bir yeri işaret eder gibi. Ona en yakında duran kağıdı aldı.
"Gel kaybol yüreğimde, biri sorarsa "evinde" derim"
Thranduil okuduğu kağıttaki notla beraber gülümsedi. Hoşuna gitmişti bu söz. Peki neydi bunlar? İlerlemeye devam etti en yakındaki nota
"Gözlerin o kadar mavi ki, öpsem gözlerinden, denizi hissederim"
Okuduğu her sözle iyice kıvrıldı kralın dudakları. Acaba uzun zamandır hayal ettiği evlilik teklifine mi adım adım gidiyordu? Az ilerdeki notu aldı eline.
"Bir gül de güneş kendi ışığından utansın" istemsizce güldü yeniden kral. Diğer nota ilerledi
"Hayatım bu kadar kısayken sana ömrüm dememe alınmıyorsun değil mi?" Tamam bu biraz üzmüştü kabul.
"Hani bir kere bana "Ay ve yıldızlar ne kadar güzel demiştin ya?" Diyemedim sana " Sen daha güzelsin" diye" "Konuştuğumuz sözleri bile unutmamış"
"Hayatını anlat desen ben hep senden bahsederim"
"Birgün olurda geri dönme şansım, sakın korkma! Çünkü sen benim kalbimde olduğun sürece gittiğim her yerde benimlesin"
"Olsun bu yinede gidebileceğin anlamına gelmiyor"
"Kokunu içime çektiğimde tek bir soru geçiyor aklımdan:
Ben bugüne kadar sensiz nasıl yaşamışım
Ben bugüne kadar yaşadığımı sanmışım"
"Sana beren ve luthien'nin nasıl karşılaştığını sorduğumda "kader" demiştin. Söylesene yoksa sende benim kaderim misin?" "Evet kaderdi bizi birleştirende" dedi thranduil okuduğu birçok not arasından yürümeye devam etti karanlıkta.
Bu yolu biliyordu. Lisaya aşkını ilk itiraf ettiği yerdi. Kuyutormanın hâlâ hastalanmamış olan akarsuyun geçtiği yer mála (aşk) bahçesi.
Etraf bembeyaz ışıklarla süslenmişti. Geceye meydan okuyan küçücük beyaz ışıklar etrafta süzülüyordu. Sadece beyaz bir çadırın olduğu yere dağılmış oraya aydınlatıyordu. Geri kalan kısımlar ise olması gerektiğinden çok daha karanlık... sanki bir şeyleri saklar gibi sadece orayı odak nokta olarak gösteriyordu.
Yerler açelyalarla kaplıydı. Bir yol gibi şekil verilmişti. Thranduil yavaş adımlarla çadıra yöneldi. Yerde elfçe yazan "Seni Seviyorum" yazısı dikkatini çekmişti.
》●●●○●●●《
"Ahhh yapamayacağım sanırım! Çok heyecanlandım" dedi lisa etrafında dört dönerek
"Yaparsın ya korkma ne olabilir sanki en fazla" dedi astra arkadaşına güven vermeye çalışarak
"Yaa abartıyorsun! Sen ki ejderhalara boyun eğdirmiş, sen ki sihir bakanıyla tartışmış, sen ki türlü entrikalarla hogwartstan hoca kovdurmuş insansın! Buna mı heyecanlanıyorsun!" Dedi bella
"İnan bana ejderha kaçırmak bile daha kolay bir iş benim gözümde şu an!" Dedi lisa ve thranduile baktı uzaktan daha fazla süresi kalmadığını anlayarak. Yazıyı inceleyen kralın arkasına cisimlendi.
"Melamin" (aşkım) kral duyduğu sesle arkasını döndü. Lisaydı beklediği gibi. Elleri balonlarla kaplıydı. Kız iyice yaklaştı sevgilisine ve balonları serbest bıraktı. Balonların ardından elinde bir kutu belirdi. Genç kız dizlerinin üzerine çöktü. Thranduil ise artık gözyaşlarına hakim olamıyordu.
"Gözlerimi her sabah yanında açmak istiyorum sevgilim. Güneş altın saçları aydınlatıp sen güzel rüyalara dalmışken bende senin güzelliğine dalmak istiyorum. Her günümü, her saatimi, her saniyemi seninle beraber geçirmek istiyorum. Seni sonsuza dek hiç yalnız bırakmama izin verir misin?" Ve sonra kız gökyüzünü işaret etti. Kralsa oraya baktı. Gökyüzünde
"Benimle evlenir misin Mela en' coiamin (hayatımın aşkı) ? " yazıyordu. "Bu-bu inanılmaz!" Dedi thranduil ani bir şekilde. Gökyüzüne onun için yazı yazmıştı
Lisa kutuyu açtı. Artık sadece thranduilin değil onunda mutluluk gözyaşları usulca süzülmeye başlamıştı.
"Evet! Sonsuza kadar evet hemde!" Lisa yüzüğü thranduilin parmağına taktı ve tamda o sırada karanlık söndü. Beyaz ışıklar dört tarafı sardı. Etrafta bu evlilik teklifini izleyebilmek için neredeyse bütün mirkwood halkı toplanmıştı. Lisanın arkadaşları ve yüzüğün yapımında emeği geçen cüceler ve thorin... herkes oradaydı. Thranduil şokla etrafa baktı. Bir alkış tufanı koptu.
Ardından kız ayağa kalktı. "Uzun zamandır bu anın hayaliyle yanıp tutuşuyordum. İyi ki hayatıma girdin sevdiğim" dedi lisa daha fazla kendini tutamayarak öptü kralı.
Havai fişeklerin ışığı etrafı sarmaya başladı. Renk cümbüşü eşliğinde gökyüzündeki yazı değişti
"Thranduil&Lisa
Bir ömür boyu"Şarkılar çalmaya, herkes dans etmeye başladı. Artık elf kralla cadının aşkı bütün dillere destandı ve kısa sürede bütün diyar bu teklifi konuşmaya başladı.
Günün kurtarıcısı alkışlarınızla Bellaa!👏👏👏👏
Neyse hsksjsk yeni bölümünüz geldi hayırla vesile olsun😂
Ama bakalım her şey bu kadar kolay olucak mı?👿
Bir daha ki bölümle görüşmek üzere R E K L A M L A R 💐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORTA DÜNYADA BİR TÜRK
FanfictionBir orta dünya eğlence kitabı? Hogwarts'tan mezun bu üç cadının bir gün bimde alışveriş yaparken yanlışlıkla orta dünyaya düşer. Sonra ne mi olur? Kitabın tüm hakları sauronun tek yüzüğünde saklı o da yok edildi zaten Lotr #1 Yüzüklerinefendisi #1 H...