BOYUT İKSİRİ

491 32 90
                                    

"Ben siyahım üzerime renk koyamazsın"

Bella kızları uğurladı. Ama içini bir huzursuzluk kaplamıştı. 'Hayırlısıyla' diyip elrondla beraber saraya geçti

"Araştırmalarına ne zaman başlayacaksın?" Dedi elrond

"Şimdi"

"Hızlısın. Hadi o zaman kütüphaneye"
Bella elrondun peşine düştü. İki kat aşağı indiler. İşlemeli çok güzel bir kapının önünde durdular.

İçeri girdiler. Bu kütüphane bellanın hayatında gördüğü en büyük kütüphaneydi.

"Ben bu kadar kitabı nasıl okuyacağım" dedi bella isyan ederek

"Ben nerelere bakman gerektiğini biliyorum" dedi elrond bilgece

Bella elrondu takip etti. Kütüphanede ilerleyerek büyük bir rafın önünde durdular.

"Baya bir azalttık. Büyüler ve iksirlerle ilgili olan kitaplar bunlar"

"Baya azalttık gerçekten!? Bende bu kadar beyin yok ki bu kadar kitabı okuyayım!"

"Sakin ol hepsini bir anda yapmak zorunda değilsin. Bulduğun iksirleri denemek için gereken malzemeleri buluruz. Neyse ben gidiyorum sana kolay gelsin" dedi elrond sırıtarak ve kütüphaneden çıktı.

Bella ağlamaklı ağlamaklı eline bir sürü kitap aldı. Uzun masa ve rahat görünen koltuklardan birine geçti.

Kitapları karıştırırken lindir içeri girdi.

"Leydim size yiyecek getirdim"

"Lindir sen cansın, sen bir tanesin ya" bellanın hayatta en sefdiği şeylerdi onlar ve lisanın bella hakkında en çok dalga geçtiği şeyler

Lindir gülerek getirdiği yiyecekleri masaya bıraktı.

"Baya yoğunsun"

"Hiç sorma öleceğimm. Bu kadar kitabı ben ölene kadar okuyamam kii"

"Yardım edeyim mi?"

"Bak valla sen en harikasısın yaa"

"Önemli değil ya" dedi lindir gülerek

Sonra uzun bir süre ikisi beraber hem oturup oradan buradan konuştular hemde kitapları incelediler.

"Leydim ben bir leydim arwene bakayım sonra hemen geliyorum"

"Yok ya sen daha fazla uğraşma. Ben hallederim"

"İsterseniz yarın devam edin yoruldunuz"

"Şu son kitaba da bakayım"

"Tamam o zaman" dedi lindir. Yedikleri yiyeceklerin tabaklarını toplayıp kütüphaneden dışarı çıktı.

Yolda ilerlerken gözüne dışarıda küçük elflere ders veren haldir çarptı. Lindir pencereye yanaşıp uzun zamandır aşık olduğu elfi izlemeye koyuldu.

'Ne kadar güçlü bir savaşçı' dedi kendi kendine. Lindirin kendinde nefret ettiği birçok özellik vardı. Ama en büyüğü buydu. Kimseye anlatamadığı en büyük sırrı...

Lindir haldiri izlemeye dalmışken küçük kardeşi meludir omzuna dokundu

"Napıyorsun burada? Senin o cadının yanında olman gerekmiyor mu? Lord Elrond öyle emretmişti"

"Evet ama leydi arweni görmem gerek. Bende şunları götürürken biraz nefes alayım diye bekledim"

Kardeşi lindire imalı imalı baktı. Uzun zamandır ağabeyinde bir değişiklik seziyordu. Ama ağabeyi hep sessiz kimseye hiçbir sırrından bahsetmeyen biri olduğunu bildiğinden üstelemiyordu.

ORTA DÜNYADA BİR TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin