AY VE YILDIZLAR

622 38 22
                                    

Thranduil lisaya ok atmayı gerçekten öğretmişti. En azından artık saçma saçma bağımsızlıklarını ilan ederek fırlamıyordu oklar.

"Bugünlük bu kadar yeter bence"

"Aynen öldüm burda yorgunluktan"

"Ama hızlı öğreniyorsun bence bir aya kalmaz sökersin çoğu şeyi"

"Bir aya kalmaz? Bencede kalmayacak yani gitmiş oluruz o zamana kadar"

Bir anda thranduilin yüzü düştü. Sevmiyordu. Aşık değildi. Ama gitmesini de istemiyordu. Garip bir duyguydu. Ne zaman gideceğini söylese thranduil kendini istemsizce kötü hissediyordu. Aslında thranduilde farkındaydı gidemeyeceklerinin. Geri dönemeyeceklerinin. Ama elinde değildi işte (ayy tipinii yediğimm djdldkkd arada böyle yazmasam içim rahat etmiyor kb djdkdd)

"Noldu? Yüzün düştü gibi" Arkasından seslenen lisaydı.

"Hiç aklıma bir şey geldi. Ama şey bence sen şu gitme olayına çok takılma"

"Tamam tamam biliyorum ne diyeceğini. Hem çok merak ettim ben şu büyücüyü ne zaman gidicez onun yanına? Gelmedi mi hala şu haberci?"

"Hayır ama en geç bu akşam gelir diye düşünüyorum. Sonrada biz yola çıkarız"

"Nereye gidicez peki"

"Ayrıkvadiye"

"Hmm" diyebildi bir tek lisa soruyordu ama sanki verdiği cevaplardan da bir şey anlıyordu. Neyse dedi içinden. İnşAllah işler yoluna girer artık. Beraber saraya doğru yürümeye devam ettiler. Diğerleri çoktan dönmüşlerdi saraya.

"Acıktın mı?"

"Yoo" (tabikide açtı ama asla yakışıklı kralının karşısında bir obur olarak görünmek istemiyordu. Zaten kahvaltıda da meyve benzeri şeyleri ya da yeşillikler yemişlerdi. Bunlar lisayı doyurmayan şeylerdi.)

"Emin misin? Baya bir çalıştık"

"Aslında evet" diyip güldü lisa

"İyi. Yemek yeriz o zaman birazdan"
Saraya varmışlardı.

"Bu arada elf elbiseleri çok yakışmış" dedi thranduil

"Şeyy çok teşekkür ederim. Baya güzeller zaten"

"Olum yuppii bizi övdüü bizi bizii" dedi beyin hücresi

Diğer hücrelerde hep bir ağızdan durumu konuşmaya başladılar. Pek alışık oldukları bir durum değildi. Hele ki bu yakışıklının ağzından bunu duymak... bazı hücreler bayılmıştı bile

"Tabii ne sandınız. Artık biz yönetiyoruz bu sapı! Sonuç çok güzel olacak yandaşlarım HAYDİ İŞİNİZE YOKSA REZİL OLACAĞIZ!" Dedi iç ses evet artık bütün yönetimi onlar devralmıştı. İşlerinide gayet iyi yapıyorlardı.

Saraya girdikten sonra thranduil odasına çıktı. Lisada odasına çıkmak için yol aldı. Yolda astranın odasından geçerken bellanında sesini duyunca dedikodu yaptıklarını anladı.

Ani bir baskında içeri girdi lisa

"Ta ta ta ta taaa! Açılın ben polisim. Sizleri bensiz dedikodu yapmaktan dolayı hapse atmaya geldim"

"Demek öyle. Seninde çalışman ne uzun sürdü bakıyorumda kralcığınla" dedi bella

"Kudurunn biz çok iyi anlaşıyoruz" kızlar astranın yatağında toplanıp yaşadıklarını anlatmaya ve dedikodu yapmaya başladılar. Sonra aşağı yemeğe indiler

Lisa her ne kadar bu yemekleri değilde thranduili yemek istesede susup yemeğini bitirdi.

Sonra geri odalarına çıktılar. Bu kez yanlarında taurielde vardı. Yine oturup konuştular. Sonra tekrar akşam yemeğine indiler. Ve tekrar yukarı çıktılar. Yine taurielide yanlarında zorla getirdiler. Bu sefer bilgi amaçlı ama. Artık ne bilgisi olduğunu siz seçin sjkdkd

Sonra kapı çaldı. İçeri bir elf girdi

"Leydi lisa kralımız sizi çağırıyor"

"Hemen geliyorum. Odayı biliyorum ben ya sen gidebilirsin" dedi lisa elf çıkar çıkmaz

"Ağağağaaaa kudurunnn" diyip dans etmeye başladı. Tauriel her ne kadar garipsese de bu kızların deli olduğunun farkındaydı ve onları olduğu gibi seviyordu. Çok eğlenceli tatlı kızlardı.

Yakın arkadaşlar olacaklarını anlamıştı tauriel.

"Neyse tamam gidiyorum ben" dedi lisa son kez aynadan kendine baktı.
Odadan çıktı.

Thranduilin odasını biliyordu ama yolu azcık unutmuş olabilirdi belki
(Çok azcık yaa jdkdkd şu kadarcık)

Filmlerde ki gibi yolu unutup kapıları karıştırıp sonra thranduilin odasına gireceğini yazmak isterdim ama zaten amacımız oraya gitmek. Neyse nöbetçi elflerdende yardım alarak thranduilin odasına vardı lisa
Kapıyı tıklayıp içeri girdi

"Kralım? Beni çağırmışsınız"

"Evet lisa içeri gelsene" lisa kapıyı kapatıp thranduilin yanına geldi

"Haberci geldi. Gandalf bizi bekliyormuş. Onu söyleyeyim dedim"

"Aa ne güzel. Ne zaman yola çıkacağız?"

"Bilmem siz ne zaman isterseniz"

"Bu sabah olur mu?"

"Gerçekten bu kadar hızlı mı gitmek istiyorsun? Hiç mi sevmedin buraları?"

"Aslında kralım ben buraları çok sevdim gerçekten. Çok güzel bu diyar. Sizler çok iyisiniz. Ama benim sorunum bu değil. Daha doğusu bizim sorunumuz bu değil. Bizim geldiğimiz diyarda bir ailemiz ve yaşantımız var. Ve eminim bizi çok merak ediyorlardır. Biz nasıl her şeyimizi orada bırakıp buraya alışabiliriz ki"

"Haklısın. Özür dilerim aptallık ettim"

"Yok ne aptallığı. Ben sadece durumu anlatmak istedim. Yoksa inanın bana burası benim hayatım boyunca gördüğüm en güzel yer ve de sizde çok iyi bir kralsınız"

Thranduil balkona geçti. Bu sefer yerde halılar ve minderler vardı. Onlardan birine oturdu.

Manzara büyüleyiciydi. Ay bütün ihtişamıyla tam karşılarındaydı. Ayın etrafı parlak yıldızlarla çevriliydi.

"Peki eğer burada kalmak zorunda kalsaydın?"

"Bilmem alışmaya çalışırdım her halde. Burasıda güzel ama en azından aileme bir haber vermeyi onlara burada iyi olduğumu söylemek isterdim. Bende sana soru soracağım" dedi lisa toplanarak

"Tabii dinliyorum"

"Hiç sevdiğin biri oldu mu? Yani ne bileyim. Kralsın yakışıklısın zekisin anlayışlısın yani bir kızın tam hayalinde ki gibisin. Senin sap olduğuna inanmak ne bileyim?"
Lisa o an koskaca krala sap dediğini farketti

"Yani şey yanlız olduğuna"

"Benim hakkımda öyle mi düşünüyorsun?"

"Ama ben bir soru sordum. Önce ben" dedi lisa çünkü eğer gerçeği söylese ondan hoşlandığını bütünüyle açıklamış olacaktı.

"Tamam tamam aslında yok olmadı şu güne kadar hiç kimse. Senin?"

"Genelde kimse benle anlaşamaz. Ya da ben inanmam öyle birinin sevgisinin gerçek olduğuna kolay kolay"

"Benim gibi düşünüyorsun. Banada pek kimse katlanamaz"

"Sana mıı? İnanmam!"

"Sen benim böyle göründüğüme bakma çok dengesizim ben"

Aslında düşününce biraz öyleydi gibi. Mesela bugün çalışmalarında çok iyiydiler ama sonra thranduil onu çağırana kadar ki yemeklerde bile çok soğuktu. Sohbetlere bile yarım yamalak katılmıştı.

"Bende öyleyim aslında sağım solum belli olmaz"dedi lisa thranduil yine uzaklara dalmıştı

"Heyy daldın yine" dedi lisa mızıkçı bir tonda

"Ay, yıldızlar çok güzeller değil mi?"

"Evet" dedi lisa ama thranduilin bu sözüne pek bir anlam verememişti

ORTA DÜNYADA BİR TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin