Cho denileni yaptı ve Amy'ye gelmesi için işaret yapıp kamyonun önüne geçti. Amy ortaya ve Emma camın kenarına gelecek şekilde oturdular.
Max denilen adam gaza bastı ve çamurlu, düzgün yapımı olmayan yollarda arabayı hızla sürdü.
"Benim anlamadığım, Meksika'ya nasıl geldiği aslında."
Amy sakinleşmişti ve diğerlerini de sakinleştirmeye çalışıyordu. Cho bunu anladığı an ona yardımcı olabilmek umuduysa ses tonunu yumuşattı ve komik bir şeyler düşündü.
"Adam bit gibi lan her yere 'fiyuv fiyuv' diye zıplayıveriyor."
Max sarı dişlerini göstererek bir kahkaha attı. "Adamım, mizahşör tavrın hiç değişmemiş!" Cho da onun gibi güldü ve en sonunda sormak aklına geldi.
"Nereye gidiyoruz bu arada?"
"Bizim bölgeye adamım, güvende olacaksınızdır."
"Max ben teşek-"
"Ov, adamım hayır hayır! Senin için bu kadarını yapabileyim öyle değil mi?"
Cho gülümsedi ve arkasına yaslandı.
"Sağ ol Max."
Kamyon ani bir frenle durdu ve Max "İnin." deyip kamyondan indi.
Herkes sıra ile indiğinde Amy kuşkucu tavırlarla etrafa bakındı.
Max gibi, serseri tipli biri için oldukça lüks bir mekandı. Üstelik fazla kalabalıktı ve bu kalabalık ona sakin mi hissetmesini yoksa korkması gerektiğini mi unutturmuştu.
"Beni takip edin." dedi ve Max gibi birkaç serserinin atladığı havuza doğru yürüdü.
"Max, bunlar kim?"
"Cho ve ekibi adamım! Bahsetmiştim." dedi ve sarhoşlar gibi güldü.
Tek kaşı patlamış, saçlarını sıfıra vurdurmuş olan genç yüzünü yumuşattı ve "Ah, merhaba Cho. Karşılaşmamıza sevindim. Şimdi, anlatın bakalım?" dedi ve dördüne de baktı.
"Bert Moon peşlerinde diyelim."
"Hasiktir! Şu kaçak silah satışı, eroin ve esrar ticareti yapan, kısacası her boka bulaşan adam mı?"
"Neden bu herifi herkes tanıyor..." dedi Max ve Amy'ye bakıp gülümseyerek "Gelin." dedi.
Amy, Emma'yı kolundan tuttu ve yürüdüler.
"Bert Moon beş güvenilir adamımı katletti. Ondan intikam almak için bana altın tepsiyle bir fırsat sunuluyor, yine çok şanslıyım." dedi Max bir tür apartmana doğru giderken.
Hava kararmıştı, saat 20.00 civarlarıydı ve biraz uzakta olan ormandan kurt seslerini duymamak imkansızdı.
Apartmanın katlarını çıktılar ve birinci katta olan odanın kapısını açtılar.
"Gece burada kalabilir misiniz? Şimdi yemek yiyeceğiz hadi ine-"
"Hayır, teşekkür ederiz. Tüm bunlar için."
Amy ilk defa konuştu ve gözlerini kaçırıp Emma'yı odaya soktu. Cho da gülümsedi ve "Evet Max, sağ ol. Gerisi bizde emin ol." diyerek onun omzuna vurdu ve el sallayarak içeri girdi.
Oda birkaç eski, yırtık koltuktan ve bir masadan oluşuyordu.
"Amy, sakinleş."
Emma, sakinleşmesi umudu ile Amy'nin elini tuttu ve gülümsemeye çalıştı.
"Dediğin gibi, bana bir şey olmayacak."
O sırada çalan zil ile herkes etrafına bakındı. Zilden çok bir güvenlik alarmına benziyordu.
"Bu da ne şimdi?" dedi Cho ve yayıldığı koltuktan kalkıp cama doğru koştu. Perdeyi aralayıp etrafa bakındı.
"Çok karanlık, bir şey göremi-"
Kapının aniden açılması ile oraya döndüler.
"Adamım, Bert Moon! Ekibime onu ve adamlarını oyalamasını söyledim! Çabuk olun." dedi ve onları peşinden sürükleyerek odadan çıktı. Diğer taraftaki odaya girdi ve arka bahçeye bakan camı sert ayakkabıları ile kırıp arkasını döndü.
"Atlayın."
Yerden yaklaşık bir-bir buçuk metre yükseklikte olan camdan sırayla atladılar ve Max'i takip ettiler.
Önlerine üç dev adamın çıkmasıyla Max ani fren yaptı.
"Devam edin." diye fısıldadı ve Amy'ye döndü. "Koşun, iyi olacağım."
Amy başını salladı ve Emma'yı kolundan tutup daha da hızlı koştu. Hayatında daha önce hiç böyle koştuğunu hatırlamıyordu.
Cho onlara yetişmek amacıyla tüm gücünü kullanıyordu.
Max'in yumruk yediğini gördüğü an durdu.
"Siz devam edin, böyle giderse geberecek!"
Max'e saldıran adamlara doğru koşup cebinden çakısını çıkardı ve Max'e saldırmakta olan adamın kafasına sapladı.
Amy çıkan ölüm çığlığıyla gözlerini kapattı ve Emma'ya baktı.
"Emma... Seni seviyorum."
"Ben de öyle."
Soluklanmalarıyla beraber Amy yeniden Emma'yı tutup ormana doğru koştu.
~~~
Diğer bölüm final, eheheh 💕🌈
Sıkılmak istemeyenleri 'Senpai' adlı kitabımı bekliyorum :3 konusu farklı olan bir girlxgirl Texting kitabı :')
İyi okumalar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruma (GxG Texting) (Tamamlandı)
Короткий рассказ*********05: Hanımefendi, kapıyı kitlemeyi unutmuşsunuz. Umarım pencerenizi dün gece yaptığınız gibi açık unutmazsınız, sizi uyandırmadan odaya girmek zor oldu. Emma: Tanrım, sen ürkünçsün!