four

10.6K 1.2K 395
                                    

[king'saint phnx]
❝belki istiyorumdur

__


Tam neden aradığını sormak için ağzımı açmıştım ki, annemin, "Jungkook'la iyi anlaştın, huh?" sorusuna maruz kalmayı beklemiyordum.

Eve gittiğimde deliksiz uykunun çekim alanına girmiştim. Gün doğmadan ise direk kahvaltı yapamayı es geçip, hafta sonu tatiline sadece bir gün kalma mutluluğuyla yola koyulmuştum. Annemin neden sayısız arama girişimlerinde bulunduğu şimdi belli olmuştu.

"Evet," Telefonu kulağımla omzuma sıkıştırıp bir yandan arabanın anahtarını bulmaya çalışıyordum. "İyi anlaştık sayılır?" Sırt çantamın en derinindeki anahtarlığı elime aldım. "Şi-şirin, birisi...sayılır." Yüzümdeki ölü tebessüme davranışlarıyla canlılık katan birisi ile karşılaşmayalı uzun zaman olmuştu, ki iltifat etmek bile zor geliyordu.

"Ah, evet," Geveledi. Arkadan gelen kadın sesini umursamayacak kadar yorgundum.

"Anne ne demeyi planlıyorsun?" Derin nefesler ardından arabanın içine kendimi attım. Bir an önce hafta sonu tatilime başlamak işitiyordum. "Gevelemesen olmaz mı?"

"Yani okuldan Jungkook'u almanı söylesem karşı çıkmazsın. Çünkü," Jungkook adını duyunca tebessüm etmeden alı koyamadım kendimi. Her seferinde şaşkın yüz ifadesi, iri çekik gözleri, tavşanı aratmayan çıkık ön dişleri, durgun ruh hali; damarlarımımı düğüm düğüm ediyordu. "Akşama kadar sürecek olan şirketin gelir-gider toplantısına katılmamız lazım."

Basitçe, "Tabii, olur."dedim araba kontağını çalıştırıp. Annemin, diğer hatta sesi soluğu kesilmiş sersemlik akan ifadesi zihnimde belirdi. İtiraz edeceğimi zannetmesi normaldi. Genellikle hoşuma gitmeyen tekliflerine karşı çıkardım. Bu her zaman böyleydi. "Bu arada, unutmadan konum atarsan sevinirim."

"Ah, evet attım,"diye mırıldanışına gözlerimi devirdim. Taş kalpli birisi değildim, annem sayesinde bu davranışları sergilediğimde zalim birisi bürünümüne sokuluyordum. Bu hoş değildi. "Akşam görüşürüz."

"Görüşürüz." Düz sesime eşlik eden kapana hatla, navigasyonun seçtiği en kısa yolu arabanın içini saran ölü melodili müzikle berbaber katletmeye koyuldum.

Son şu iki günde evde hep Jungkook konusu geçmesi ne kadar doğruydu? Annem eş cinsel olduğumu biliyordu lakin Jungkook üzerinden imâ yapması hoş değildi. O masumdu, bense kendimle beraber etrafındakilerin de hayat sevincini çekip alan nemrut suratlının teki.

Kapılmak, özellikle Jungkook'a kapılmak; kötü değildir. Aksine yanında limon meyveli kokusunun kucaklayıcı içtenliğine sürüklenirdiniz. Mesela yanında kötülük denilen duygudan bir haber olurdunuz. Saf duygularla inşa edilmiş benliğine hayranlık duymanız kaçınılmazdı.

Uyurkenki görüntüsünü izlemek, tümünün hipotezi olabilirdi. Düzenli nefes alışverişini sağlayan aralık küçük dudaklar, arasıra kırpışan uzun kirpikli göz kapakları, şekilli düğme burun, önüne düşen ipeksi siyah düz saçlar, hatta alt dudağının bir iki santim aşağısında bulunan o küçük ben...

İki kampüs büyüklüğündeki koleji fark etmemi sağlayan navigasyonun sesine burunumu kırıştırdım. Ne ara gözümün önündeki koca binayı göremeyecek kadar dalgın olmuştum? Kendimi kaptırmıştım resmen.

Kendi kendime, "Biraz dikkatli ol."diye mırıldandım önüme düşen sarı saç tutamlarını kulaklarımın arkasına iliştirip. Kolejin ağzına kadar açılmış demir kapısından bahçede göz gezdirirken çil çil dağılan öğrencileri görmemle çıkı saatti olduğu apaçık belliydi.

Arabadan çıkıp etrafa bakındım. Genellikle Jungkook'un hastalığına sahip olan kişiler bir düzen tutturur ona göre davranırdı. Yani annesi onu almaya gelmese, sabahtan akşama kadar onu sürekli olarak aldığı yerde beklerdi.

Omzuma dokunan elle irkilip, "Jungkook!"diye sarıldım hemen endişeyle. Kötü fikirlere kapılmak benlik olmasa da onun kaybolup, zorbalığa uğrama düşüncesi bir anlığına kalbimin ağzımda atmasını sağladı. Dikkatsizliğim yüzünden zara görmesini istemezdim.

"Taehyung,"derken kollarını bana sarmamasına bozulmadım tabii. Sonuçta dokunulmaktan hoşlanmıyordu. "A-annem neden gelmedi? Üstelik b-bana sarılma, h-herkes sana b-bakıyor. Dikkat çekmek hoşuma g-gitmedi."

"Ben seni merak ettim ve dediğ-" Cümlemi ağzıma tıkıp, "Annem neden gelmedi!"diye bağırması yerime çivilenememi sağladı. Evine gitmek için dağılan öğrencilerin yarısı bize bakarken, bazıları umursamayıp hayatına olduğu yerde devam ediyordu.

"Annenin işi var," Ona anlatmaya çalışmak için uygun kelimeleri seçiyorum bağırmasıyla gelen ani durgunlukla. Günlük rutin haline getirdiği davranışları kırmaya alışık değildi belli ki. Fakat bu davranışının nedenini bildiğim halde biraz...birazcık, bilmediğim sebeplerden ötürü Jungkook'a kırgındım. "Çalıştığı şirketin gelir-gider toplantısı yüzünde bugün okul çıkışı seni almaya beni gönderdi."

"O-oh," Başıyla onayladı mahçup haliyle. "Anlıyorum."

__

"Bana kı-kırgın mısın?" Bunaltıcı sessizlik beraberinde Jungkook siyah fasulye soslu erişte ve ben nacho yerken sordu. "TaeTae, sana s-sordum?"

Elinde olmadan yaptığını biliyordum. Ortada kırılacağım birşey yoktu. "Hayır, kırgın değilim Jungkook."

"A-ama," Yemeğiyle oynarken çekingenlikle kekeledi. Üzgünlük barındıran sesi itiraz edince kalbim bir anlığına ağırlaştı. "Yüzüme bakmıyorsun, benimle k-konuşmuyorsun, sık sık g-gülüyordun. Gülmüyorsun bile."

"Pekala," Miskin hareketlerle önünde oynadığı yemeğinden bana doğru dönerken sıcak nefesini dışarı verdi. "Bunları nerden biliyorsun sen? Beni mi izliyordun?"diye içtenlikle sordum göz kırpıp. Açıkçası ona kırgın kalmak aptallık olurdu.

"Evet seni izliyorum," Doğruladı. "Yüzün çok güzel... şirin, uhm, a-ayrıca gülünce gü-güzel oluyorsun."

"Jungkook sen de çok tatlısın," Burun kemerini kaşıdı dudaklarını büzüp. Bunu onaylamadığı her halinden belliydi. "Neden böyle yapıyorsun?"

"Emin m-misin?" Ümitsizlike kaşlarını çatıp tekrar sordu. "Sadece i-içimi rahatlatmak i-çin böyle söylüyorsun."

Ne yapıp onu buna inandırabilirdim ki? Binlerce defa söylesem inmasına olanak sağlayan zihni yerine yıkık öz güveni buna engel olacaktı. "Kookie emin ol ki erkek arkadaş olarak seni seçerdim?"

Hemen, "Ne-neden seçmiyorsun o z-zaman?"dedi hazır cevaplılıkla.

Tamam...bu kadar mantıklı konuşacağını tahmin etmemem benim salaklığımdı. "Seçmemi isteyeceğini nerden bilebilirim ki?"

Gürültüyü sevmeyen birisi olarak seslice, "S-seçmeni istiyor olabilirim."diye söylenip ayağa kalkmış mutfaktan solona doğru ilerlemişti. Bense arkasından öylece bakakalmıştım.

Demek bugün ki agresif tavırları bundandı, hastalığı yüzünden değil.

__

Davşan Taehyung'a çok benziyor bu gifle onu fark ettim:"))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Davşan Taehyung'a çok benziyor bu gifle onu fark ettim:"))

aspergers' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin