[havana'camilla cabello]
❝calvin klein sorunsalı❞__
"Bu sana gerçekten çok yakışır," AVM'deki herhangi bir mağazaya girmiştik ve direk soluğu erkek reyonunda almıştık. Daha doğrusu yanımdaki isteksiz bedeni birkaç parça eşya almaya zorlamaktan yaptığım başka birşey yoktu. "Beğendin mi?"
"Sekiz tane siyah kot ceketim var," Baş parmağı dışarıya çıkacak şekilde elleri yırtık jeanin cebine yer edinmişti. Alt dudağını dışarı sarkıtmış vaziyetteki ifadesi ona işkence uyguladığımı zannettirecek kadar masumdu. "He-hem aynı modelinden en az iki tane olduğuna eminim."
"Kook, bu nasıl?" Silik lacivert üzerine döşenmiş gri çiçek desenli gömleği gösterdim. Birkaç düğmesini açık giydiği zaman gerçekten nefis gözükeceğine emindim. "Bu hafta sonu Bayan Jeon ve Annemin çalıştığı şirketin daveti var orada giyebilirsin?"
"Takım elbisem var Taehyung. Onu giyersem daha iyi olur,"derken rahatsızlıkla yerinde kıpırdandı. Jungkook'la çıktığımız ilk alışveriş değildi ama bugün farklı davranıyordu. Gözlerinde bir an için öfkenin belli belirsiz bir parıltısını gördüm. Ağzını açtı ama tam tahmin ettiğim gibi söylemek üzere olduğu şeyden vazgeçip iç geçirdi. "Bu-buradan gidelim mi?"
Elimdeki kıyafetleri yerine geri astım. Sanırım onu rahatsız hissetmesine neden olan göremediğim etkenler vardı. "Söyle bakalım Kookie," Dudağını öpmek için ellerim prüssüz yüzünü kavrarken bugün giydiği yırtık jean ve sade bir tişörtün üzerine giydiği kot ceketi nefesimi düğüm düğüm ediyordu. Yemin ederim ki gözüne gölge düşüren siyah düz saçıyla ağız sulandırıcıydı. "Ne seni huzursuz ediyor?" Dudağının üzerinde olan boşluğu öpüp teni üzerinde mırıldandım. "Hadi, söyle bana bebeğim."
"Şu-şu kızı...bana," İri gözleri yüzümde hayranlıkla gezinip tebessüm etti. Bakışları içimde sevgi adına kıpırdanan hücreleri doygunluğa uğratsa da farkına varmadan her seferinde kendi elleriyle daha fazlası için çırpınan mekanizmaya dönüştürmüştü. "Sürekli bana bakması, uhm...rahatsız edici. O yüzden buradan gidelim, lütfen."
"Seni beğenmiş olmalı," Uzaktaki kızı baştan aşağıya süzüp söyledim. Bir grup arkadaşı kıyafet seçerken o sadece gözünü benim Jungkook'uma dikmişti. "Neden rahatsız oluyorsun? Bu iyi birşey, beğenilmek özgüvenini tazeler."
"Arkadaşımmış g-gibi konuşma. Sevgililer erkek arkadaşlarını kıskanır ama sen yanıma gelmiş bunun iyi birşey olduğunu söylüyorsun."dedi kaşlarını çatıp. Kalbim çoktan delice atmaya başlamıştı bile. Hissettiğim coşku tüm bedenime şok dalgası olarak yayılıyordu. Jungkook iyice somurtu. "Özgüven istemiyorum."
Kıskanç birisiydim, evet. Jungkook'a bakan kıza ezikleyici bakışları atacak küçük düşürücü birisi değildim, olmamıştım. Samimi geçen dakikalara -daha demin öpüşmüştük- rağmen böyle davranırsa sinirimin bozulmaması elde değildi.
Ve ben...sinirlenince pek iyi birisi olmuyordum.
Az ileride, diğer reyonda yazlık tişörtlere bakarken sinirinin bozulduğu; ikide bir yere vurduğu sağa ayağı ve askıdaki tişörtleri incelemeden kenara sürüklemesiydi. "O elindeki gerçeketen güzelmiş," Elimi kolumda bağlayıp tam olduğu noktaya ilişirken konuştum. Alışveriş yapan insanları umursamayacak kadar gözümü bürümüş birisi vardı çünkü. Zaten herkes kendi hayat derdindeydi. "Neden almıyorsun?"
"Çok basit; çünkü almak istemiyorum."
Keyiflice nefes verdim. Sinirli hali, moralimi bozması gereken yerde zaafım oluvermişti. Bu gerçekten garipti. "Huysuz bir Kookie hiç çekilmiyor," Göz göre göre onu kışkırtıyordum. Büyük koyu kahveleri bilerek birkaç defa yaladığım dudağıma kesişti. "Halbuki evde ona küçük sürprizlerim vardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspergers' taekook
Fanfiction❝Jeon Jungkook, doğuştan lanet diye nitelendirdiği aspergers hastalığından muzdaripti. Taehyung ise üniversiteye yeni başlayan, insanlarla haşır neşir olmayı sevemeyen yan komşuydu. Nerden bilebilirdi ki Jeon Jungkook ile iyi anlaşacağını ve bunun s...