[issues'julia michaels]
❝bana sorabilirdin❞__
Ziline bastığım kapı kısa sürede açılınca minnettar şekilde, "Günaydın Bayan Jeon,"dedim gülümserken. Sersem gülümseme nedense şu günlerde yüzümden bir türlü düşmüyordu. "Bugün tatil. Dün akşamdan Jungkook'a parka gitmek için sözüm vardı."
"Tabii, içeriye gir Tae," O da, Jungkook ve benim halimden memnun oluşunu hevesli tavrından belli ediyordu. "Ah, demeyi unutum, Jungkook duş alıyor." İçeriye girip arkamdan dış kapının kapanma sesiyle neşeyle cıvıldadı. Kendimi bir anlığına Jungkook'un su buharıyla haşır neşir olan nemlenmiş porselen vücudunu hayal etmekten alı koyamadım. Sağlığıma iyi değildi. "İstersen yukarıya çıkabilirsin."
Muzip gelen sesi yüz kızartıcı imtihandı. "Bence rahat bırakalım,"dedim Bayan Jeon'un peşinden salona ilerlerken. Kalbim dün geçen keyifli saatler ardından gözlerim yeni duş almış Kookie karşısında aciz kalacağına kalıbımı basardım. "Sonuçta aşağıya inecektir, öyle değil mi?"
"Dün akşamdan beri parka gideceğiniz düşüncesine çok kapıldı." Jungkook'un doğruluğu kesin olmayan reaksiyonları dilimin tutulmasını sağladı. Küçük sevgi pıtırcığı değildim lakin kalbimi eriten yumuşak davranışları buna beni zorluyordu. "Büyük ihtimalle uyku tutmayınca sabah kadar teleskopuyla yıldızları izledi. Belli etmek istemese de davranışları onu ele veriyor Taehyung."
Bayan Jeon'un içten söylemlerini dinlerken amacımın Jungkook'u hissiz yapan şarmaşıkları ortadan kaldırmak oluşuna adım adım yaklaşmam, dudaklarımın kıvrılışına neden oldu. "Uyumaması kötü olmuş," Gözlerimi kırpıştırıp masanın üzerinde duran fotoğrafa baktım. "Bu...Jungkook mu?" Şaşkınlık nidalarım Bayan Jeon'un neşeli gür kahasıyla evi doldurdu.
Tahminen bir yaşındaki küçük sarılası bedenin içine girdiği kahverengi kürklü ayı tulumu mideme artık sıklıkla uğrayan alışa gelmiş sancılı kramplara hazırladı. Fotoğraftaki kare şirinlik abidesiydi resmen.
"Orada bir yaşına yeni girmişti," Baş parmağım beyaz ahşap çevrenin cam yüzeyinde gezdi. Fotoğraftaki halini görmek isterdim. "Her zaman küçük gözde çocuk olmayı başarması beni şaşırttırdı açıkçası." Gülümsemesi kayboldu aynı zamanda derin mi derin bir iç çekti. "Yedi yaşında sadece yarım dönem için babasının yanında kalana kadar böyleydi."
"Babasının yanında kalana kadar?" Kaşlarımı çattım. Bu küçük bir değişiklik değildi, resmen hayatı tümüyle değişmişti. "Ben Jungkook hep sizin yanınızda kalıyor sanıyordum?"
"O zaman kardeşimin hastalığı yüzünden Çin'e gitmek zorunda kalmıştım. Burada tek yakını babasıyla aramız o zamanlarda pek iyi olduğu söylenemezdi," Bayan Jeon'a kızan tarafım, onun haklı olduğunu söyleyen iç sesimle kargaşa halindeydi. "Jungkook babasıyla gerçekten iyi anlaşırdı. Samimiylerdi. Onu benden fazla sevdiğini düşünüp kıskanıyordum bile. Bu yüzünden gözüm arkada kalmamıştı. Geri geldiğimideyse, Jungkook...tanıdığım Kookie değildi." Göz yaşıyla sulanan kahverengilerini yumdu ama konuşmaya devam etti acık tınıdaki sesi eşliğinde. "Suskun, aşırı içine kapanık, asla göz kontağı kurmayan, esprilerime gülmeyen, değişiklikten hiç hoşlanmayan başka çocuktu. Susmak bilmeyen kişiliği kekelemeye, yedi yaşındayken zorlukla tekdüz ders çalışan kişiliği ise her sene okul birincisi olmaya başladı. Götürdüğüm doktor ise aspergers teşhisini koydu. Ne olduğunu kaç de-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspergers' taekook
Fanfiction❝Jeon Jungkook, doğuştan lanet diye nitelendirdiği aspergers hastalığından muzdaripti. Taehyung ise üniversiteye yeni başlayan, insanlarla haşır neşir olmayı sevemeyen yan komşuydu. Nerden bilebilirdi ki Jeon Jungkook ile iyi anlaşacağını ve bunun s...