[love me harder'ariana grande]
❝zor durum❞__
Havadaki parlak güneşin iç ısıtıcı ışınlarını etrafa yayması gereken yerde bardaktan boşalırcasına yağan şeffaf su damlaları beklemiyordum. Küçüklüğümden itibaren yağmurlu havayı sevmemiştim. Bunaltıcı kasvetli atmosfer sayesinde ruhum içimden çekilip, küçük su damlacıklarına karışıyor hissi veriyordu.
Puslu gözlerle komodinin üzerindeki saatle bakıştım. Daha dokuz rakamına yeni gelen akrep - yelkovan ikilisi uyanmak için çok erken olduğunu imâ ediyordu. Onların isteğini ikiletmeyip Jungkook'un belime sarılı kolları üzerine ellerimi koyarken üşüdüğüm düşüncesiyle sıcaklık akan vücuduna bedenimi yaklaştırdım. Masumane kolları arasına atılmak isteyen birisi olarak yanında açığa çıkan duygularıma yağmur altına bırakılan bir avuç şekerdi.
Birden temas eden sert baskıyla kıpırdandım. Ve onu, tam anlamıyla hissetmiştim; karnıma temas eden uzun sertliği.
Gözlerimi açtım. Hayal ya da komik gelmeyecek absürt bir rüyanın içinde olduğumu sandım fakat eşofmanın önündeki kabarıklığın kesinliğini sağlayan sertlik derincesine iç çekmemi sağladı.
Jungkook'un usta heykel tıraşın elinde çıkmışcasına yaratılmış burnundan çıkan sıcak iç sarmalayan aralık nefesleri düzensizdi. Mastürbasyon yapar gibi sertliği bana ittiriyor, belirsiz hareketlerle aşağı yukarı sürtünüyordu. Kalp ritmim yerinden çıkacakmışcasına hızlandığında gözlerimi kırpıştırıp sabah ereksiyonum üzerinde kalp gibi atan penisin etkisiyle iç organlarım heyecandan birbirine dolaşmıştı.
Kanımın içinde oksijen taneleri teker teker çekilmekle meşgulken açık ağız, "Kook,"diye mırıldandım. Ne yapıyordu böyle? Güçlü sürtünüşü her saniyesinde nefesimi ağırlaştı. "U-uyanman lazım."
Tüm tenim baştan aşağıya titreşireken karnımda oluşan tatlı sivrilme hayatımda ilk defa filizlenmişti vücudumda. Adeta bütün vücudunuzu en tesirli adrenalin hormonlarıyla yarışan zirvede bir duyguydu.
"Jungkook," Dün akşam yakınlaşmaktan endişeli vaziyeti zihnimin içinde dört dönerken nazikçe omzundan dürtüp uyanmasını bekledim. Karmaşa dalgası içinde boğulmaktan korkar halim Jungkook'un aralanan uykulu gözleriyle saniyesinde dinginleşti. "Nihayet uyandırabildim seni."
Korkuyordum, çünkü; Jungkook'un endişeli halini ortaya koyan cinsel dürtüden katiyen keyif almazdım...alamazdım.
Uzun kirpikleri ve capcanlı porselen tenini sahiplenen göz altı hafifçe ıslanmıştı. İrisleri büyümüştü, gözlerinin kahverengileri birer halkadan farksızdı. Yanakları ve burnunun ucu kızarmış, kiraz kırmızlığındaki dudakları aralıktı. Kutsanmış güzelliği üzerinde tanrı kaç ay uğraşmıştı acaba?
"Jungkook i-iyi mi-misin?"diye sormayı nihayetinde akıl edebildiğime sevinecekken kekelediğime lanet etmiştim. Karşımdaki cennetten çıkma çocuk tek başına farkında olmadan sevgiye karşı buz tutan soğuk kalbimin tümünü haps olduğu buz kütlesinden arındırmaya yetmişti.
Alnındaki kahküllerin nemlendiren ter damlalarını silip, "Kookie?"diye tekar seslendim. Çaresizlikle burnunu çekip iri gözlerini kırpıştırıyor, çiğerlerinin körpe uçlarına iç çekişine bedel dört yandan oksijen bolluğuna davet ediyordu.
"Taehyung," Dudaklarını büzüp odanın dört bir yanında yankılana ağlamaklı sesiyle, "Ben...b-ben, ne o-olduğunu bilimiyorum."diye hayıflandı. Jungkook önündeki şişliklikten dolayı anormal davranışları açığa çıktığından bir haberdi. "A-acıyor...çok acıyor." Kendi kendine söylenen büyüleyici sesi fısıltıya dönmüştü. İlmek ilmek ruhuma işlenen çehresindeki ifadesi bildiğini okuyup kalbimin sızısını nüksetti. "Sence h-hasta mı o-oldum?" Durumun çaresizliği onu bedenen batırması gereken yerde nadir rastlanan manzaranın resm edilmesi değerindeydi. Ölebilirdim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspergers' taekook
Fanfiction❝Jeon Jungkook, doğuştan lanet diye nitelendirdiği aspergers hastalığından muzdaripti. Taehyung ise üniversiteye yeni başlayan, insanlarla haşır neşir olmayı sevemeyen yan komşuydu. Nerden bilebilirdi ki Jeon Jungkook ile iyi anlaşacağını ve bunun s...