SON SINAV ( BÖLÜM 1 SONU )

3.6K 67 24
                                    

Okullar kapanalı dört gün olmuştu. Yaz tatillerini hasretle bekleyen İsmail için bu kez durum farklıydı. Biliyordu ki tatil ona ayrılık getirecekti. Köy okulunda ki arkadaşlarından, ona sevgiyle yaklaşan öğretmeninden, sıcakkanlı köylülerden ve hepsinden önemlisi, yanında huzur bulduğu hocasından ayrılacaktı. Henüz hocası kesin bir dille ayrılmaları gerektiğini ifade etmemişti ama buna benzer söylemleri olmuştu zaman zaman. Çok hızlı öğrenmişti İsmail ve çok hızlı büyümüştü. Büyüyen kısmı ruhsal gelişiminde olmuştu özellikle. O artık kesinlikle geçen sene ki çocuk değildi. Hocasının rehberliğinde, ona öyle bir ilmin kapıları açılmıştı ki değişmemesi imkânsızdı. On yaşında bir çocuğun bedenine sıkışmış bir yetişkin gibi hissediyordu kendisini. "Öğrenmen gereken her şeyi öğrendin" demiş hocası ve eklemişti ; "Yakında son bir sınavın daha olacak." İşte o sınav günü gelmişti. Şimdi, yaşlı hocası ezberlerini yazdığı defterini incelerken, onu kaygıyla izliyordu İsmail.

<<Aferin oğlum.>> dedi kadın.

<<Eksiksiz bir defter tutmuşsun. Biliyorum ezberine çok güveniyorsun ama kalem kadar sağlam bir kasa yoktur hafızaya. Bu defterini ömür boyu yanından ayırma emi yavrum.>>

<<Tabi ki hocam.>> dedi çocuk da.

Yaşlı kadın defteri yanına bırakıp gözlerini onun üzerine dikti. Ne zaman bunu yapsa, İsmail hemen bakışlarını kaçırırdı. Normalde de kimsenin gözlerinin içine bakamazdı ama bakabilseydi bile, yine de bu bakışları karşılayabileceğine ihtimal vermiyordu. Onun bakışlarında insanın içini delip geçen bir şeyler vardı.

<<Birazdan ikindi vakti girecek. Namazımızı kılınca seninle küçük bir yolculuğumuz olacak yavrum.>>

<<Nereye hocam?>>

<<Muhtarı tanıyorsun. Onun bir akrabasının yakını diyelim. Bir kızı varmış. Sıkıntıları olan bir kızı. Oraya gideceğiz ve bakıma sen gireceksin.>>

İsmail şaşırmıştı.

<<Ben mi! Tek başıma mı yani hocam?>>

<<Evet tek başına.>> diye cevapladı onu kadın.

Doğrusu bunu hiç beklemiyordu İsmail. Hocasıyla sadece iki kez bakıma gitmişti. Biri Seteşh vakasıydı ki az daha faciayla sonuçlanacaktı. Diğeriyse küçük bir kızın kekemeliğiyle ilgili bir durumdu. Küçük kızı korkutup dilini bağlayanları hocası bir güzel yakalayıp kabzetmişti. Sonuçta her iki olayda da İsmail sadece izlemişti. Şimdiyse bakıma gireceğini, hem de tek başına olacağını öğreniyordu.

Hocasının "Daldın." demesiyle toparlandı İsmail.

<<Affedin hocam. Ben sadece...>>

<<Şaşırdın ve biraz da korktun.>>

<<Yoo korkmadım hocam.>> diye itiraz etti çocuksu bir saflıkla.

<<Korkmadım da yani siz nerede olacaksınız o zaman?>>

<<Beraber gideceğiz elbette, ama kızın yanına sen tek gireceksin.>>

<<Kim bu kız hocam? Nesi varmış ?>>

<<Muhtardan öğrendiğim kadarıyla sekiz senedir hastaymış. Yaşça senden oldukça büyük, yanılmıyorsam yirmi dördünde olmalı. Hiç dışarı çıkarmıyorlarmış. Zaten odasından dışarı çıktığı da olmuyormuş. Hem kendine hem de ailesine zarar veriyormuş. Annesini ve kardeşini öldürmeye çalıştığını da anlatmışlardı.>>

MÜHRÜVEKİL ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin