Uyandığımda güneş tepedeydi. En son hatırladığım gece yarısı bir sesle uyandığım zombilerle savaştığım odama döndüğümde ise karnımdaki kandı. Ahsenin açtığı yara kanamış olmalıydı.
Herkes odadaydı. Uyandığımı gördüklerinde hepsi başıma üşüştü. Hepsi bir ağızdan konuşuyordu.
Susmalarını söylediğimde bana tuhaf tuhaf baktılar. İyi hissediyordum. Ve yatmak istemiyordum. Uzun zamandır okulla ilgilenmemiştim.
Kalkmaya çalıştığımda beni durdurdular. Sonunda teker teker konuşuyorlardı. Ahsen"Çok özür dilerim Duru istemeden olmuştu. ben çok korkmuştum böyle bir işe kalktım. Gerçekten çok üzgünüm." Bunları söylerken gözleri dolmuştu.
"Önemli değil Ahsen. Gerçekten. İyiyim bak. " inanmamış gibi bakınca "Gerçekten iyiyim. Boşluğa geldi bıçak. Çok fazla sert hareketler yapınca tekrar kanamaya başladı. O kadar. Abartmaya gerek yok. Açtım ve kan kaybedince bayılmışım."
"O kadar uzun süre baygın kaldın ki korktuk." Dedi Leyla. Hayatımı o kurtarmıştı. O olmasa bitmiştim.
O anda aklıma Handeyi gördüm. Kenarda ağlıyordu. Yanıma bile gelmemişti. Belli ki bir sorun vardı.
Aman yarabbim. Hande ısırılmıştı. Ve hata kendinde olmalıydı ki ağlıyordu.
Yavaşça kalktım. Yanına gittim. Onlardan hesap sormam lazımdı ama bunu sonra yapacaktım.
"Hande, hande bana bak." Yüzünü kaldırdığında gözlerini görmüştüm. Kıpkırmızıydı. "Neden ağlıyorsun?" Dedim sanki bilmiyormuş gibi.
"Özür dilerim Duru. Benim hatam. Ahsen kabus görmüştü. Midesi bulanıyordu. Sakinleştirmek için bir dakikalığına camı açmaktan bir şey olmaz sandım. Böyle olacağını bilmiyordum. Hepinizin başını derde soktum. Kuralları çiğnememem gerekirdi. Gerçekten çok çok.."
"Yeter. Özür dilemeyin artık. Evet suçlusunuz ama özür dilemek yaptığınızı değiştirmeyecek. Olanları herkes duydu. Panik olmuş olmalılar. Ne durumdalar? Onlarla konuşmalıyım."
Burak"Herkes iyi. Her şey kontrol altında. O işi biz hallettik." Dedi Leylaya bakarak.
"Olanlar herkese ders oldu zaten. Böyle bir hata bir daha tekrarlanmayacak. Herkes aynı plana göre devam ediyor. Sakinler kahvaltıyı yaptılar. Düzene uyuyorlar. Hele de bu olaydan sonra kurallara uymak yapılacak en mantıklı şey."
Leyla ve Burak yan yana duruyordu. Burakın eli Leylanın belindeydi. Sanki her an kaybedecekmiş gibi yakındı. Gözlerindeki kaygı çok açıktı.
Bir gün bana eniştemin onu bu kadar sevdiği söylense saçmalama derdim. Ama şuan hayallerimiz gerçekti. Şu berbat durumdaki tek iyi şey, tek umut onların sevgileriydi. Leyla sonunda mutluydu. Zombilere rağmen.
"Teşekkür ederim leyla. Bu işi çok güzel yürütüyorsun. Seninde bizimle olmanı istiyorum. Tabi sende istersen. Bu iş için yeterince cesursun hem üçümüz olursak daha mantıklı kararlar alabiliriz" bu onun için daha iyi olurdu. Hem Burak da ekipteydi bu sayede daha çok vakit geçirebilirlerdi ayrıca olayları da çok iyi idare ediyordu. Oldukça atik bir kızdı ee kimin karısı.
"Tamam. Olur size yardım etmek çok hoşuma gider. Zaten her gün oturmaktansa bir işin ucundan tutup burdan bir an önce çıkmayı yeğlerim." Bu durumdan gayet memnun gözüken Burakın yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Gözlerinde ise gurur. Çok tatlılar.
"Güzel o halde gündeme geri dönsek iyi olur. Boşlamayalım. Burdan bir an önce çıkmalıyız. Hande. Yaran nasıl iyi misin?"
"Canım acımıyor. Yaraya bakmadım. Telaştan farkında bile değilim. Ama merak etme bir sorun olmaz." Manyak mı bu kız ne demek yarama bakmadım. Kimsenin mi aklına gelmez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Dört"YÜZ" #Wattys2018
Ficção CientíficaO anda tüm şehir bangır bangır uçak sesleriyle inliyordu. Bu normal değildi çünkü şehrimizde havaalanı yok ama uçaklar çok alçak uçuyordu.O sırada onlarca uçak alçalmış havaya bir şeyler bırakıyordu. Hayır bunlar bomba değildi