2 | Louder Than Bombs I Suffer

4K 243 44
                                    

- Acılarım kaç gün sürecek, Portuga?

+ 40 gün.- 40 gün sonra geçecek mi?+ Hayır, alışacaksın.

"Sana söylemiştim, al işte daha bir ay geçmedi dediğim çıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sana söylemiştim, al işte daha bir ay geçmedi dediğim çıktı. Birazdan dünyaya yayılmazsa ben de Kang Hi Ra değilim." ev arkadaşım Hi Ra yaptığı tahminlerin doğru çıkması üzerine dellenirken, bir taraftan elimdeki işi yapıyor, diğer taraftan onu dinlediğimi göstermek için ara sıra gözlerine bakıyordum. Yorgundum, burnum kaşınıyorken şuan dokunamıyordum ve arkadaşım asla susmuyordu. Üstelik tüm bunların suçlusu benmişim gibi bağırıp duruyordu.

"Sakin olur musun, Hi Ra. Çinliler akıllıdırlar, illa ki bir yolunu bulurlar." söylediğim şeye yüzünü buruşturarak tepki verince göz devirerek gülümsedim ve önüme, elimin altında yıkanmayı bekleyen kirli bulaşıklara döndüm. Sabahtan beri bitmek bilmemişti, canım çıkmak üzereydi. Kafede yıkadıklarım yetmiyordu, bir de evde yapıyordum. Ve Hi Ra yemek yapımını bugünlük üstlendiği için ihalenin başıma kalmasına ses edemiyordum. Ne acıklı bir durum ama.

"Yarın markete gideceğim, buzdolabı bomboş. Listeyi hazırlıyorum, özel olarak istediğin bir şey varsa söyle. Zaten bu virüs biraz daha yayılırsa yemek bulamayacağız, bari önceden tedbir alayım." takıntılı arkadaşım kafasını haberlerle bozmuş olduğu için başka bir şeyler konuşamıyordu, bozulmuş plaka gibiydi şuan kendisi. Eh, ben de bu durumda daha fazla bozmamak için ellemiyordum sevimli plakayı.

"Sana da maske alacağım. Kafe'ye giderken takmayı unutma, tamam mı?" onaylıyormuş gibi yapıp elimdeki son bardağı da duruladım. Ardından iki saattir elime yapışan eldivenimi çıkarıp önümdeki saçlarımı itekledim. İyice uzamışlardı ama hala yerlerinde düzgünce duramıyorlardı. Ardından burnumun üzerinde elimi gezdirip içime yayılan huzurla kısacık bir mutluluk yaşadım. Dünya gittikçe batıyor olsa bile küçük şeylerden mutlu olmama engel değildi sonuçta. Ah, keşke ciyak ciyak bağıran arkadaşım da aynı fikirde olabilseydi benimle.

"Daha demin 12'ydi. Ne ara 23'e yükseldi bu sayı ya?" Bulaşık serüveninden sonra biraz kafa dinlemek için balkona adımladığım sırada garip konuşması üzerine bakışlarım Hi Ra'da sorgularcasına gezindi. Huzurlu dakikalarımı biraz da güneşi izleyerek geçirmek istiyordum ama huzursuz arkadaşım diretmeye devam ediyordu. Acaba ağzını bantlasa mıydım?

"Ne sayısı?"

"Virüse bulaşanların sayısı, başka ne olacak?! Kore yarına Çin'in durumuna gelir artık." ofladığımda sinirle yüzüme bakmış, ardından ayaklarını yere vura vura odasına gitmişti. Ben ise bugün yaşadığım şoku düşünmeye başlamıştım. Ne de olsa, trip ata ata odasına yollanan arkadaşım her an yeniden başımı şişirebilirdi. Zamanımı güzelce değerlendirmeliydim.

LOUDER THAN BOMBS | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin