5 | Louder Than Bombs I Am Surprised

2.9K 219 29
                                    

Dünya hassas kalpler için cehennemdir.

Kahvesini alıp direkt gözden kaybolduğu için ve kafenin kalabalık olması üzerine ismimi nerden bildiğini soramamış, gidişini hayretle izlemiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kahvesini alıp direkt gözden kaybolduğu için ve kafenin kalabalık olması üzerine ismimi nerden bildiğini soramamış, gidişini hayretle izlemiştim. Düşününce aklıma gelen olasılıklar can yakıcı olduğu için düşünmemeye karar vermiştim. Fakat yine de beynimin içinde volta atan bazı kanılar işimi düzgün yapmama bile engel oluyordu. Gerçek olma ihtimalini aklıma getiremiyordum bile.

İnsan böyleydi işte, eskiye takılıp kalınca düşünebileceği bir gelecek yoktu artık. Tüm gün boyunca kafede yaptığım varsayımların hepsinin geçmişe dayalı bir takım ihtimaller olması gibi mesela.

Şimdiyse aynı düşüncelerle artık yeni evim olan üniversite hastanesine gidiyordum. Gelecekle ilgili herhangi bir fikrim yoktu. Yayılmaya devam eden bu hastalık ve gerisi... hiç bir şekilde tahmin edemiyordum.

Üniversiteye girer girmez kafetaryaya inmiş, bir kaç atıştırmalıkla beraber bahçeye geçip çimlere oturmuştum. Ekiplere ayrılan araştırma üyeleri arasında dördüncü ekipte yer alıyordum ve biraz sonra 22:00-da bizim ekip iş başına geçecekti. Büyük ihtimalle ilk teorik bir kaç bir şeyler anlatılacak, sonrasında uygulamaya geçmek için virüs üzerinde tek tek inceleme yapılacaktı.

Chun, bir kaç dakika sonrasında burda olacağıyla ilgili mesaj gönderdiği için ben de yavaştan elimdekileri bitirip ayaklanmak üzereydim. Samgak kimbap'ımın son parçasını da ağzıma atıp ayaklanmış, diğer kampusa gitmek için asansöre yönelmiştim.

Bir kaç kişinin konuşmasına kulak misafiri olmuşken, araştırmanın çok yorucu olduğunu öğrenmiştim. Anladığım kadarıyla konuşan arkadaşlar bizden önceki ekipti ve anlattıklarına göre araştırmacı hocalar daha ilk günden sıkıştırmaya başlamışlardı. Anlaşılan bize bundan sonra ne uyku vardı, ne özgürlük.

"Ah sonunda buldum seni." koştuğu için nefes nefese kalan arkadaşım bu kez de beni korkutmadan edememişti. Kendisi bu alanda uzman sayılırdı artık.

"Chun! Hayır, kızmayacağım sana, hadi gidelim." önce sinirli çıkan sesim sonrasında düşmüştü, çünkü kızgınlığımın hiç bir işe yaramayacağını biliyordum. Chun bu, istediği zaman, istediği yerde, istediği gibi ödümü patlatmaya bayılırdı.

"Bu sana. Eve gitmene engel olduğum için o cadının tüm çikolatalarına el koyduğunu biliyorum." elinden bana uzattığı yeşil paketli fıstıklı çikolatayı kapıp gülümsedim. Kendini bu kadar üzgün hissedeceğini düşünmemiştim, ama buna gerek olmadığını bilmesi lazımdı. Hatta bilakis, onun annesini görmüş olması beni daha çok mutlu etmişti.

"Gye Boo omoni iyidir umarım?" paketi hızlıca açıp bir ısırık aldığımda çikolata tadının fıstıkla birleşimindeki uyumun bu kadar muazzam bir hiss oluşturmasına izin verdim. Galiba, Chun'a daha çok taviz verebilirdim.

LOUDER THAN BOMBS | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin