Salgın tüm dünyaya yayılır ve ardından dünya ekonomisinin çökmesiyle üçüncü dünya savaşı başlar.
Bu süreçte eski lise arkadaşları öyle bir zorluk yaşarlar ki, önceleri ayrılmalarına sebep olan şey, şimdi onları bir birine bağlayan en büyük etken olu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ne?" şaşkın bakışları içimde kabaran gerginliği silip süpürmüşken benden habersiz kıvrılan dudaklarım onu da istemsizce gülümsetmişti. Dans ediyor olduğu için demin inip kalkan göğsü şimdi daha düzenliyken ona biraz daha yaklaştım, böylece açık bıraktığım kapı da kendiliğinden kapanmıştı.
"Duydun işte, dans etmeyi öğret bana." isteğimi yinelemem üzerine beni anlamaya çalışıyormuş gibi gülümsedi ve eğdiği kafasını kaşıdı. Bu halleri neden bana ilk tanıştığımız zamanları hatırlatıyordu ki?
"Peki, fakat havaya girmemiz için bize bir de yağmur lazım olacak." hazır cevabıyla bu kez o beni şaşkına uğratmayı başarmıştı. Kafamla onaylarken sırıtmama da engel olamıyordum.
"Haklısın, ama ilk bi hareketleri öğrenelim, pratik için yağmur bile yağdırırım söz." elimdeki çantamı odanın bir köşesine bırakmış, üzerimdeki ceketi de üzerine atmıştım. Bu gün sanki biliyormuş gibi spor giyinmem işime gelmişti. Ayakabılarım, bol pantolonum ve siyah t-shirtümle çoktan hazırdım.
"Teşekkür ederim." arkamda beni izleyen Jeongguk'un sesiyle ona dönmüştüm.
"Gelmeseydin muhtemelen sabaha kadar kendimi cezalandırıp duracaktım." yüzüme bakamıyor oluşu gözlerindeki duyguları görmemi engellese de sesindeki tını ne kadar minnet duyduğunu ifade edebilecek kadar açıktı.
"Senin için gelmedim ki buraya, kendim için geldim. Dans konusunda berbatım, bir şeyler öğrenmem lazım." kimi kandırıyordum bilmiyorum ama alayla gülen Jeongguk bu listeye kesinlikle dahil değildi.
"Tamam fazla zorlamayacağım şansımı. Hadi başlayalım mı?" dediğinde bağcıklarımı yeterince sağlamlaştırdığımdan emin olup ayaklanmıştım.
"Dans türü ne? Sizin kareografilerden mi yapacağız?" müziği aradığı sırada sorduğum soru üzerine çalınan parça beni oldukça şaşırtmıştı. Ardından yanıma gelip elimi avuçları arasına alan Jeongguk bu seviyeyi biraz daha yükseltmeye yetmişti.
"Yağmuru sevmeye çalışacaksak vals en iyisi diyebilirim." büyüleyici müzik kulaklarıma erişiyorken elimi tutan Jeongguk hala uzak olduğumuzu düşünüyor olacaktı ki belime yerleştirmek üzere olan eliyle gereksiz mesafemizi bir anda yok etmişti. Dans edelim derken bu kadar yakın olabileceğimizi hesaba katmamam büyük aptallıktı. Ben grubun herhangi bir şarkısı için kareografi öğreniriz diye düşünürken onun açmış olduğu şarkı düşüncelerimden oldukça uzaktı.
