★VI.BÖLÜM★

344 32 0
                                    

Not; sakın , büyücüler ve elementaller savaşınca arada kalma! Kalınca şamar oğlanına dönüyorsun da onun için söyledim. Hele ki , işin içinde beş metrelik ejderhalar varsa...Böyle olayların tek benim başıma mı geldiğinden şüpheleri başladım. Yani , benim kadar şanssız biri var mı diye düşünmeden edemiyordum. Anca , filmlerde ve kitaplarda olur benden de şanssızlar.

Aman neyse! Siz şimdi , gladyatör dünyanın merkezine doğru düştükten sonraki olayları merak ediyorsunuzdur. Az merak edin , anlatması kolay bir de olayları yaşasaydınız o zaman görürdüm sizi. Tamam tamam, anlatıyorum o kadar merak etmeyin.

Gladyatör düştükten sonra , kolezyum top ateşine tutulmuş gibi titremeye başladı. Bir nevi top ateşine tutulmuştu da. Sağda solda patlamalar oluyor , bende kafası kesilmiş tavuk gibi sahanın içinde koşturuyordum. Aniden gökten , kolezyumun üstüne insan yağmaya başladı. Ama bunlar rastgele düşmüyordu , sanki bunu daha önce milyonlarca kez yapmış gibi havada parende atıyor sonra sahaya iniyordu. Hepsinin elinde bir metrelik çeşitli renklerde asalar vardı. Giysileri aynıydı. Siyah bir bulucin ve üstünde bütün yunan harfleri olan pelerinler giymişti herkes.

İlk başta , bana saldıracaklarını sanmıştım fakat kolezyumun seyirciler bölmesi parçalanıp içeriye ateş veya buz püskürterek giren dokuz- on tane ejderhadan sonra işlerinin benimle olmadığını anladım. Adamların hepsi asalarından çeşitli şeyler fırlatmaya başladı. Bu kadar şeyin nasıl bir çubuktan çıktığına anlam veremiyordum. Eğer , bulunduğum duruma mı anlam veriyorsunda buna mı anlam veremiyorsun diye sormayın çünkü hiç bir şeye anlam veremiyordum. Sanki farklı bir dünyaya gelen uzaylı gibiydim; her şeyi daha yeni yeni öğreniyordum.

Asalardan çıkmayan şey kalmamıştı;roket , bıçak , ateş topu , mızrak , fil dişi gibi bir sürü şey. Fakat hiç birisi ejderhalara isabet etmeden , ya havada patlıyor ya da eriyip sıvılaşıyordu. Ejderhalar , adamları tutup havalanıyor yüksekten bırakıyor veya kızartmalarla buz heykelleri yapıyorlardı. Şunu fark etmiştim ki ; buz renginde olanlar( hiç birisinin yüzünü görecek kadar takip edemiyordum) buz üflüyor, kırmızı olanlar ateş üflüyordu. Çok hızlı hareket ediyorlardı. Ben , köşeden köşeye hem sövüyor hem de ateş toplarından hatta her şeyden kaçmaya çalışıyordum.

En son , büyücüler zarar veremediklerini ve çok fazla kayıp verdiklerini gördüklerini zannediyorum ki asalarını yere atıp ellerini havaya kaldırdılar. Ejderhaların hepsi büyücüleri , kolezyumun sahasından geriye kalanların ortasına sürükledi ve etraflarında çember oluşturdular. Sonunda biraz nefes alabilecek zaman bulabilmiştim. Bir sütunun arkasına gizlenip soluklandım. Ejderhalar giderek çemberi daraltıyordu. Büyücüler topu topu yirmi kişi falan kalmıştı. Yirmi kişiden de yarısı ciddi şekilde yaralanmış vaziyetteydi.

Aniden arka tarafta bir ateş çemberi ortaya çıktı ve içinden; kıpkırmızı cüppeli , orta boylu , bal mumu gibi suratlı , hafif uzun siyah saçlı genç bir oğlan çıktı. Muhtemelen benim yaşlarımdaydı hatta daha küçük olabilirdi de. Ejderhalara doğru yaklaşırken hepsi sanki onun köpekleri gibiymiş gibi eğildiler ve kenara çekildiler. Çocuk , büyücülere doğru yaklaştı ve tam önlerinde durdu.
"O nerde?"dedi , sesi dumandan etkilenmiş insan tarzında çıkıyordu. "Sorumu ikinci kez sormuyacağım. Hayvanlarım acıkmış olmalılar..."
"Karpatius , onu yargı odasına getirecekti,"dedi en öndeki sakallı bir ihtiyar. "Arena'nın alarmı çalınca buraya geldik. Birşey bilmiyoruz!"

Beni arıyordu! Çocuk , şöyle bir çevresine baktı. Aldığı cevaptan memnun olmuşa benzemiyordu. Büyücülerin hepsinin yüzünden korku okunuyordu. Hatta bu dehşetti. Koskocaman büyücüler küçük bir çocuktan korkuyorlardı. Bir de beni o sırada düşünün. Korkudan altıma kaçıracaktım. Hızlıca arkasını döndü. Havaya bakıp , bir çocuktan beklenmeyecek şekilde bağırdı. Yine büyücülere ışık hızında döndü. Aniden ateş aldı,
"Paragadras eğer onu öldürdüyse tüm ailelerini diri diri yakarım!"

Şimdi bana deli diyeceksiniz , evet haklısınız. Ama bu hareketi yapmasaydım...
Her neyse , ayda yılda bir cesaretlik yapıyorum onu da uzatmadan anlatayım.
Sütunun arkasından çıktım ve dimdik(!) durarak,
"Onlara zarar verme, "dedim sesimdeki korkuya engel olamayarak.
İlk başta bütün herkes şaşkınca bana baktı. Çocuğun alevleri dindi ve hayatımda gördüğüm en garip kahkahayı attı.

ELEMENTLERİN YÜKSELİŞİ : Kral'ın SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin