Herşey iyi güzel de , ben şimdi ormanda tek başıma ve geceleyin ne yapacağım? Bari gitmeden önce Ingiltere yolunu söyleseydi de öyle gitseydi. Neyse ki hala hayattaydım , psikopatlarla çevrili bir hayatım olsa da...Hem artık bir iki numara yapabildiğimi düşünüyordum. Hayat artık o kadar kötü gözükmemeye başlamıştı , en azından ben de masum olmadığımı anlamıştım. Fakat aklımı Binbaşı ' nın söylediği bir cümle beni tehdit edişinden de çok düşündürüp korkmama sebep oluyordu. Adam; ilk birleşmeden beri biliyordum , demişti. Öğrendiğime göre bu birleşme çok uzun zaman önce olmuştu. Bin veya iki bin yıl önce...O zaman adam bin yaşından fazlaydı ve içimden bir ses bunun daha ilk süpriz olduğunu söylüyordu. Belki de şu, orasında burasında ateş çıkan çocuk da bin yaşındadır. Çocuk diyorum bir de , aman ne diyeceğimi şaşırdım kafam allak bullak oldu.
Ama bu soruların cevaplarını şimdi ormanda başıboş dolaşarak öğrenemezdim. Ingiltere'ye döndükten sonra tüm bunların cevabını öğrenmeliydim. Çünkü artık iş bana değil tüm insanlığa dokunuyordu. İnsanlar bu mitolojik şeylerin gerçekten var olduğunu öğrenirlerse , tüm dünyada işler karışabilirdi. Tüm bunlar sonra yapılacak işlerdi. Şimdi , sığanacak bir yer bulmalı sabah olunca bu ormandan çıkıp gitmeliydim. Yorgunluğumu atmanın başka çaresi yoktu , siz de benim gibi bu olaylarla karşılaşsaydınız emin olun farklı hissetmezdiniz.
Artık gözlerim kendiliğinden kapanmaya başlayınca büyük bir ağaca çarpıp yere düştüm. Yerden kalkacak gücü bulamayınca da olduğum yerde yattım. Uzun ve deliksiz bir mükemmel uyku sonunda gözlerimi açtığımda öğle vakti olmuştu bile. Yerimden yavaşça doğruldum. Etrafa şöyle bir göz attım, acaba bu ormanda her yeri kopyala yapıştırlamı diye düşünmeme engel olamadım zira ilk yere düştüğüm bölge ile şimdi bulunduğum bölge arasında hiç bir fark yoktu. Acaba etrafımda mı tur attım , yoksa takıntılı bir çevreci tarafından mı böyleydi orasından emin olamadım. Artık her türlü şeye alışmıştım ki , birisi gelip sincapların uçtuğunu söylese hiç düşünmeden inanırdım.
Midem guruldamaya ve dilim damağıma yapışmaya başlayınca bir şeyi fark ettim , ki günlerdir ne birşey yemiş ne de içmiştim. En yakında bir su kaynağı bulabilmek için dolaşmaya başladım. Ağaçlar seyrekleşmeye başlamıştı ki uzaktan , şırıl şırıl akan bir su sesi duydum. Ses tuhaftır ki, dikkat ederseniz artık bu kelime dilime yapıştı , arkamdan geliyordu. Bunun imkansız olduğunu düşünebilirsiniz , fakat ben bunu düşünecek kadar o sırada aklım başımda olmadığından arkamı döndüm ve sesi takip etmeye başladım. Tekrar ormanın içine daldığımın farkında değildim. Buralardan geçmiş olmama rağmen daha önce su sesini duymadığıma yemin edebilirim. Tekrar uyuduğum ağacın oraya gelmiştim. Ama ağacın dibinden şırıl şırıl akan bir dere vardı.
Size dedim , artık alıştım diye. Onun için hiç düşünmeden dereye koştum ve elimi suya daldırıp kana kana içmeye başladım. Su buz gibiydi ve tadı o kadar güzel , su o kadar yumuşaktı ki su da kalsiyum olmadığı tartışılırdı. Sonunda karnımı suyla şişirmiş bir vaziyette uyuduğum ağaca sırtımı yasladım. Dün gece , sabah olunca ormandan çıkıp Ingiltere'ye dönmeyi planlamıştım fakat şimdi , ayağa kalkıp yürümek için hiç bir istek duymuyordum. Ölene kadar bu derenin yanında yaşmak istiyordum. Son düşünce aklıma gelince birden ürperdim. Ben manyak mıydım? Neden bilmediğim bir yerde ömrümü geçirmek isteyeyimdim ki. Hızlıca ayağa kalktım ve dere sanki bunu bekliyormuşçasına toprağa doğru çekilmeye başladı sonra soğuk bir esinti geldi, dereden arta kalan sular küçük bir girdap oluşturdu ardından girdap dışa doğru büyüdü. En son benim boyuma kadar uzadıktan sonra büyümesi kesildi. Nefesimi tutmuş bir biçimde olanları seyrediyordum. Su aniden patladı. Patlamadan ürkerek geriye çekildim fakat çifte bela derler ya işte başıma geldi. Hem geriye adım attığımda ayağım taşa takılıp yere düşmüştüm hem de her tarafım sırıl sıklam olmuştu.
Salisesinde kahkahalarla gülen birisi karşımda duruyordu ve bu da bir kızdı. Ve yanında şu orasından burasından ateş çıkan çocuk vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENTLERİN YÜKSELİŞİ : Kral'ın Savaşı
Fantasía#Element→5 Sizi muhteşem bir hikaye bekliyor. Düzenin değiştiği bir hikaye... Yüzyıllardır süren düzen bozuldu. Kartlar oynandı, ya kazanacaksın ya da kaybedeceksin. En önemlisi ise hangi tarafta yer alacağın.