4• Kirpiklerin Hiç Titremesin

3.5K 396 179
                                    


Duyması için bağırdım.Gelmesini işaret ettiğimde bana yetişmek için koşmaya başladı.Pek çaba sarf ettiği söylenemezdi. Koşarken bile yavaştı.

Ayağımı bilerek burktuğumda sızlanarak duvara tutundum.İşte o an gerçek anlamda hızlıca koşmaya başladı.Yanıma gelip elini omzuma attı.Kendisine bakmamı sağlamaya çalıştı.

"Bir şey yok.Sadece ayağımı burktum."
"Bir şey yok mu? Bir dansçı için ayak burkmak felakettir, Taeyong.Çok mu kötü? Yarınki derse kadar iyileşebilir mi?"

Benim için endişelenmesi hoşuma gitmişti.Kısa bir sürede bu kadar yakın olacağımızı düşünmemiştim.Buradaki serüveni bitirdikten sonra ajansa yazılmaya karar vermiştim.Oyuncu olmak için mükemmel bir yeteneğim varken kullanmalıydım.

Adım atmaya çalışıp acıyla yüzümü buruşturdum.O sırada kolumu tutup omzuna attı ve omzundan sarkan elimi eliyle tutup destek verdi.Diğer eli de belimi bulduğunda şaşkınlıkla bakıyordum.

"Ne var? Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum.İstemiy-"
Sözünü bitirmesine izin vermeden tüm ağırlığımı üzerine verdiğimde sustu.

"Yuh...İnsan nezaketen tüm yükünü vermez bu ne? Neyle beslediler seni?
"Nefretle."

Yüzünü çevirip yüzüme baktığında fazlasıyla yakın bir mesafedeydik. O an gözlerinin renginin tonunu çözmek istemiştim.Etkilemek için değildi.Sadece içimden bunu yapmak gelmişti.Gözlerim gözlerinde dolaşırken derinliklerine inmiştim.

Bakmama silinen tebessümüm ve ciddiliğim eklenince boğazını temizler gibi ses çıkarıp önüne döndü.

Yürümeye devam ederken belimdeki eli yüzünden konsantre olamıyordum.Oysaki ağzından almam gereken çok bilgi vardı.

"Sana bir şey sorsam çok ileri gitmiş olur muyum?"
Sormam konusunda başını sallarken sessizliği bozup söze girdim.
"Johnny ve Jaehyun'la aranızda ne var? Çok kötü bir elektrik var.Birbirinizi çarpacak kadar."

"Onlar hakkında konuşmayı sevmiyorum."
Kısa kesip bir kenara attığında söylemek isteyipte içinde tuttuğu şeyler olduğu belliydi.Birazdan söze gireceğini biliyor ve bekliyordum.Biriyle konuşmaya ihtiyacı vardı.En yakın arkadaşlarıyla bile konuşamadığı bir konu.Eminim onlarla da konuşmamıştı.

"Bir de yüzsüz gibi beni yakındaki doğum günü partisine çağırıyor,inanabiliyor musun?"
Sinirle soluyarak söylediğinde doğru tahmin ettiğim için mutlu oldum ve güldüm.

Yaşadıkları gözünün önünde canlanınca sinirlenip omzundaki kolumu itip sertçe bedenlerimizi ayırdı.Burkulan bileğim ve itme şiddeti yüzünden yere yığıldım.

Kalçamı yere çarptığımdan acısını istemsizce yüzüme yansıtmıştım.
Ten özür dileye dileye kolumdan tutup tekrar kaldırdı ve omzuna attı.

Elinin arasında olan elimi sıkıyordu. Acıyordu ama belli etmemeye karar verdim.

''Gitmeyecek misin?''
''Tabiki de gitmeyeceğim.Ne yani bir de gidip iyi ki doğduğu konusunda şarkılar mı söylememi bekliyorsun? Doğduğu güne lanet girsin.''

Adımlarımızı durdurup yüz yüze bakmamızı sağladım.
''Birbirinize böyle soğukken neden doğum gününe çağırdı sanıyorsun? Senin oraya gitmeyeceğini düşündüğü için seni çağırdı.Gitmeli ve ona asıl sürprizi sen yapmalısın.Oraya gitmen onu tüm parti boyunca rahatsız edecek ve modunu düşürecektir.Her ne kadar davetli olsan da davetsiz misafirmiş gibi olacaksın.Seni bu kadar rahatsız ediyorsa gidip doğum gününde olay da çıkarabilirsin.Hatta o'na en büyük doğum günü hediyesi sen olacaksın. Gitmemiş olman seni güçsüz gösterecektir, kaçtığını düşündürecektir.Onlarla savaşmıyorsun fakat onlar zafer kazandığını düşünüyor.Bence gitmelisin.Gitmeli ve onlara göstermelisin.''

Kızıla Boyalı Yalan Lekeleri  •taetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin