9• Yıldızlar Da Geceyi Sabah Olunca Terk Eder

3.1K 357 159
                                    

Ten omzuma gömdüğü kafasını yavaşça kaldırıp yüzüme baktı.Kafasını geriye çekmekten korktuğundan çekemiyordu.Bu nedenle nefeslerimizi hissedecek kadar yakındık.Nefesinin nefesimle dans etmesi,tartışmaşız dünyanın en güzel dans stiliydi.

"Şakanın sırası değil."
Dediğine histerik gülümsememle karşılık verdim.Şaka değildi.Bana sarılmasına saniyeler içerisinde bağımlı olmuştum.

Gözlerinin renginin kaç ton koyu olduğunu çözmeye çalıştım. Renginde sürüklenmeme sebep olmasına izin vermem yanlıştı.Fakat o'nun da benden farkı yoktu.Şu ana kadarki gördüğüm en derin bakışlarını görüyordum.

Bir süre rüzgarın yüzümüze çarpmasına izin verdikten sonra Ten'in sakinleştiğini fark ettim.

"Taeyong."
Adımı duymamla dikkat kesildim.Adım ilk defa bu kadar güzel gelmişti kulağıma.
"Korkmuyorum."

Yüzüme yayılan gülümseme,içimdeki oluşan sıcak memnuniyetin göstergesiydi. 

Birazcık daha ilerlediğimde tekrar boynuma sıkıca sarıldı.Sesi yükseldi ve rap yapar gibi konuştu.
"Ama daha fazlasına gerek yok değil mi? Durman için hangi dilde konuşmam gerekiyor? Tayca? İngilizce? Japonca? Çince? Fransızca? Korece? Türkçe?"

Dilleri sayması bitince bildiği bütün dillerde durmamı söylüyordu.
"Stop Taeyong St- Bekle...Ne?"

Aniden geri çekilmesiyle düşmesi bir oluyordu.Reflekslerim kuvvetli olmasa çoktan ruhu bedeninden ayırmış olacaktı.
"Ne yapıyorsun, Ten! Dikkatli olsana!"

Tek kolumu beline dolayarak ayaklarının yerden kesilmesine neden olacak şekilde kaldırıp içeri soktum.Ayaklarının titremesi devam ediyordu ama heyecanla zıplaması durmuyordu.

Eliyle ritim tutmaya başladı.Neyin ritmini tutuyordu,bilmiyordum.Gözümün önünde şıklatıyordu parmaklarını.Aklım hâlâ 'ya düşseydi' de takılı kalmışken böyle yapması sinirimi bozmuştu.Şıklattığı parmaklarını tuttum.
"Ne zırvalıyorsun? "
"Stop...Dont stop..."

"Cidden..."
Ne yapmaya çalıştığını yine anlamadım. Umursamayarak yatağıma yüz üstü yattım.Yastığıma yüzümü gömdüm.

"Ben okul saatine kadar yatıyorum.Sen de ne yapmak istiyorsan yap."
"Stop, Taeyong.Dont stop."

Hızla ve sertçe geri doğruldum.Ten yatağın başına oturmuş bana bakıyordu.
"Farkındaysan artık içeridesin.Düşme tehliken kalmadı.Dur demene gerek yok."

"Ulan salak! Şarkı adımız diyorum. Don't Stop diyorum.O tarz bir şeyler geldi aklıma. Güzel olur diyorum.Anlasana."

Ciddi olup olmadığı konusunda yüzüne birkaç dakika baktım.Tepki vermediğimi görünce oflayarak yanımda yerini aldı.Yatağa yüz üstü uzanıp dirseğini yatağa geçirirken çenesini avcunun içine almış,dizinden aşağı olan ayak bölümünü yukarıya kaldırmış sağa sola sallıyordu.

Bir şeyler,bir fikir düşünüyordu.Bebekten farkı olmayan bu haline bakmaktan kendimi alıkoyamadım.

Ten kendi kendine konuşuyorken ona dönük bir şekilde yan yattım.Diğer günlerin aksine bugün kahküllerini kaldırmayıp alnına yapışmasına izin vermişti.İnce ve parlak gözüken kahkülleri kaşının tam üzerinde dans ediyordu.

Onu izlediğimi hissedince kafasını benim tarafıma çevirdi.
"Bakma öyle.Düşünemiyorum sonra."

Kahküllerini havaya kaldırdı.Oraya takıldığımı anlamış olmalıydı.Havaya kaldırdıktan sonra tekrar alnına düştü. Kahküllerine sabah şekil vermek için bir şey sürmediğinden şeklini alamamıştı.Ne kadar dikleşmesi için havaya kaldırsa da kaşlarının üzerine geri düşüyordu.

Kızıla Boyalı Yalan Lekeleri  •taetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin