=)
Bütün yol Nazelin yüzüğüne, adam Nazelin’in yüzüne bakıyordu. İkisi de bu hallerinden oldukça memnunlardı.
“Nazelin.”
“Hı.”Timur kaşlarını çattı. “Hı mı? Kocaya hı denir mi?”
Nazelin duyduğu kelime ile başını hızlıca ona çevirdi. “Müstakbel kocamsın. Henüz imzayı atmadım.”
Timur başını aşağı yukarı salladı. “Demek öyle küçük hanım.”
“Aynen öyle Timur bey.” Sesi alaylı çıkmıştı.Adam sağa sinyal verip, aniden frene bastı ve kıza döndü. Ellerini sıkıca tuttu. “Onu aklından çıkar. Müstakbel falan değil, senin kocanım, yüreğinim, hayatınım ve hayatım boyunca da sadece yüzünü güldürmek için varım. Ben sana kağıt üzerindeki bir imza ile bağlı değilim, ben senin kocan olmam için attığım imza senin teninde, ruhunda, kalbinde ve gözlerinde. Hepsi de bana ait. Benimkiler de sana...”
Nazelin bir an gözlerini yumdu. Bu duydukları onu her geçen gün daha da aşık ediyordu adama. Her sabah ‘daha ne kadar olabilir’ diyordu, ama çok dahası oluyordu. Gözlerini açtı ve karşısında ona aşkla bakan gözlere o da aynı aşkla baktı. Kendini tutamayıp adamın boynuna sarıldı. “Sen bu dünyada karşıma çıkan en güzel şeysin Timur.”
“O zaman evlilik hazırlıklarımızın başlamasını kutlasak nasıl olur?”
“Süper olur.”
“Ama evde.”
Nazelin derin bir nefes alıp, verdi. “Evimizde.”
Adam başını yana eğdi, “Başbaşa.”
“Bana uyar.”
“Çırılçıplak.”
“Olur.”
“Ve o camın önünde.”
Bir nefes daha... “Arabayı çalıştır ve hızlan!”Timur denileni yaptı, ama elleri kızın bacaklarında dolanıyordu.
“İnşallah eve kadar dayanabilirim sevgilim.”
“O camın önünü istiyorum Timur!”
Adam kaşlarını kaldırdı. “Arabanın camı da fena değildir.”
“Bas gaza Timur. Çenen, ellerin değil, sağ ayağın çalışsın.”
Timur kahkaha attı. “İstekli hallerine bayılıyorum.”“Birazdan...” elini adamın bacaklarına koydu. “Timur Soyalp...” hafifçe yukarı çıkardı ellerini, “Gerçekten bayılacaksınız...”
Timur derin nefesler almaya başladı. “Nazelin ellerini çek.”
“Peki.” Deyip, arkasına yaslandı.Sitenin içine hızla girdi. Araba durduğunda gürültülü bir ses çıkardı.
“İn!” diye emretti. Kadın da uydu. Asansörde ikisinin de sadece nefesleri duyuluyordu. Kapı açıldığı an birbirlerinin dudaklarına yapıştılar. Timur onu kucağına alıp, cama doğru gitti. Cama yasladığında bir müddet yine onu izledi, sonra üzerindekilerin yarısını sağlam, diğer yarısını yırtarak çıkardı.“Nazelin... Sana doyabileceğim bir an gelecek mi bilmiyorum.”
“Gelmesin böyle bir an.”
Kızın boynuna indirdi dudaklarını ve bütün akşamı o pencerenin önünde, birbirlerinin olarak geçirdiler.***
Kızın evinin önünde durdu Timuçin. “Neden bana gitmiyoruz, onu anlamıyorum.”
“Çünkü benim bir evim var.”
“İyi de haftasonu evleniyoruz.”
“Nikah kıyıyoruz. Çocuk için. Henüz seni affetmedim.”“O ne demek?” Timuçin resmen kahkaha atacaktı.
“Şu demek hayatım; evet sana bir şans verdim. Deneyeceğim. Birlikte bir aile kuracağız ve ikimiz anne-baba olmayı, karı-koca olmayı başarmaya çalışacağız. Ama o kabalığını henüz affettirmedin. O yüzden affetmeden bana yaklaşamayacaksın.”Timuçin kızı kendine çekti ve kız daha ne olduğunu anlamadan dudağına uzun bir öpücük bıraktı.
“Hadi çık, git; yoksa gaza basacağım.” Sonra aklına bir şey gelmiş gibi mırıldandı. “Bu arada bir daha bu kadar erken konuşma, çok utanırsın.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜM GÜNAHLARIN BOYNUMA - YASAK SERİSİ I - FİNAL
RomanceYasak her zaman cezbedici olandır. Peki ne kadar ileri gidebilirsiniz? Ne kadarına cesaretiniz var? Aşkı mı seçerdiniz, gönülsüz tutsaklığı mı? Onlar araftaydı... Ne gidebilendi ne de kalan... Ne karar verendi Ne vazgeçen... Tutarsızdı adam... Çares...