Kızkardeşine Merhaba de Tony!

peter.. parker.. peter parker.

Hızla gözlerimi açıp korkunç baş ağrımı gözardı etmeye çalışarak elimi kafama koydum.
Burnuma dolan karamelimsi kokuyu ilk defa almanın şaşkınlığıyla kokunun nedenine baktım.
hemen yanımda.. baş hizzamda bi baş daha vardı!

Yüzüne taktığı maskesinden kim olduğunu gayet net bi şekilde anlayabilirdiniz.
Mahallemizin dost canlısı örümcek adamını kim tanımazdı ki!
şu anki haline istemsizce güldüm.
anladığım kadarıyla uyuyordu.
işin komik tarafı ise normal giyinmesine rağmen kafasına maske takmasıydı.
cidden odasındaydım ve muhtemelen ne yapıcağını bilemediğinden böyle durmuştu.

Bi kaç dakika sonra etrafa bakmak aklıma gelince doğrulup yattığım yabancı yatağa oturdum.

örümcek çocuk irkilerek uyandı ve yerde oturmasına rağmen kafasını yasladığı yataktan ayrıldı ve ayağa kalkarak bi kaç metre geriye gitti. Bu hareketi yine yüzümde tebessüme neden olurken göz devirdim.

-  u-uyanmışsın?

dedi sesini titreterek. 'evet' anlamında kafamı sallayıp odayı incelemeye devam ettim.
kuşkuyla yanıma gelip karşıma oturdu.

- iyimisin? b-ben ne yapacağımı bilememiştim ve birden bayılınca-

- önemli değil peter. Teşekkür ederim beni orda bırakmadığın için.

dedim sevimli bi şekilde.. tabiki kimliğini biliyodum!
hadi ama tony ile bu kadar yakınken onu araştırmamak olmazdı değilmi?

- Ben peter değilim! b-bi yanlışlık olmuş.. bu oda onun. ben onun arkadaşıyım. evet evet! arkadaşıyım ve o da bana seni buraya-

lafını kesip bıkkınca nefes verdim.

- hadi ama peter. bana yalan söyleme! hakkında her şeyi biliyorum. (blöf yapıyorum sadece bir iki basit bilgim var) adın peter.. parker.. peter parker
ders notların oldukça iyi yenilmezlerle tanıştın tony nin arkadaşısın.. ve daha bir çok şeyi biliyorum. tony nin sana kostüm tasarladığını yapay zekan 'karen' i arkadaşın ned in seni bildiğini ve daha neler neler!.. o yüzden bana yalan söyleme ve.. şu maskeni de çıkar.   Komik gözüküyorsun.

dedim laflarımı bitirirken. bi kaç saniye şaşkınca bana baktıktan sonra eliyle ensesini kaşıdı.

- peki.

dedikten sonra maskesini çıkartıp tek hamlede dolaba attı. Daha önce peter ı görmüştüm ama konuşma fırsatım olmamıştı. sıcak olduğunu düşündüğüm bi gülümsemeyle elimi uzattım.

- ben mia. tanıştuğımıza memnun oldum!

dedim. bu baş ağrısıyla sesim ne kadar sevimli çıkabiliyorsa artık?

elimi sıktı ve ve tebessüm etti. kahve gözlü kahve saçlı buday tenli genç ve sıradanın biraz üzerinde biriydi.
her konuda.. zekası iyiydi. dersler zaten iyi. e yakışlıda sayılır.. düşündüğüm bu saçma şeylerden uzaklaşmak istermiş gibi kafamı iki yana salladım.

- ben peter.. peter parker.

- biliyorum sayın peter parker.

ayağa kalkıp üzerimdeki kapşonludan kurtulmak için gardolabını inceledim. güzel kapşonluları ve ergen tşörtleri vardı.
hadi ama.. hala star wars un modası geçmedi mi?
tamam hediyelik eşyalarından tut filmlerine kadar hayran olsamda yinede modası geçmişti!
koyu yeşil bi kapşonluyu koluma attım ve arkamda meraklı bakışlarla bana bakan peter a döndüm.

- üzerimi değiştireceğim pete. sende bu sırada banyoya git elini yüzünü yıka gözünde çapak kalmış.

dedim ve peter ı itercesine odadan attıktan sonra üzerimdeki kapşonluyu çıkarıp onunkini giydim.
tabiki çok güzel olmuştu!
çıkarttığım kapşonluyu kirli sepetine atıp saçlarımı karıştırdım.
oda kapısı birden açıldı.
bu kişi pete olamazdı çünkü giyineceğim demiştim ve geriye kalan şık bariz bir şekilde korktuğum kişiydi.
tabiki 'Mey hala!'  yutkunurak tatlıca sırıttım. arkasından odaya peter girdi.
mey hala bana şaşkınca baktı.
bende elindeki kahveye.
cidden ihtiyacım olan tek şey kahveydi.
gülümsememle yanına gidip elindeki kahveyi aldım ve dudaklarıma götürdüm.
sıcak kahveyle rahatladığımı hissederek gözlerimi kısa süreliğine kapatıp tekrar  açtım.