tanışalım.

1.6K 128 36
                                    

tony stark

mia yı yatağına yatırdım ve alnına hissedilmeyecek bi buse kondurdum.
evet koskoca tony stark öpmeye bile kıyamıyor.
tanrım cidden yumuşamışım.
saat 5.50 tu. yorgun olduğum için direk karşıdaki odama gittim ve yatağa kendimi attım.
kısa da olsa uykuya ihtiyacım vardı...

- efendim.
duyduğum metalik sesle gözlerimi araladım.
-efendim uyanın.
derin bi esneme geçirirp kollarımı iki yana açtım.
-ne var jarvis
-yenilmezler geldi. içeri almamı istermisiniz?
yataktan uyuşuk adımlarla kalktım ve lavaboya girdim.
-salona geçsinler.
işlerimi halledip üzerimi değiştirdim.
aşşağı inmeden önce karşıdaki mia nın kapıssını hafifçe aralayıp ona baktım.
yastığına sarılmış uyuyordu.
ona daha fazla yastık getiremi aklıma not ettikten sonra kapıyı kapatıp alt kattaki salona indim. gelenlere bi göz gezdirdim.
natasha, steve, bruce, clint ve thor gelmişti. ilk natasha beni fark etti. dikkatle beni süzdü.
erkekler ise koltuklara oturmuş konuşuyorlardı.
bruce konuşmadan çok nat e dikkat kesiliyordu.
boğazımı temizleyerek boş koltuğa attım kendimi.

-seni görmeyeli uzun zaman oldu banner.
dedim. dikkatle gözlüklerini düzeltip gülümsedi.
-senide görmek de güzel tony.
- eee bize, neler olduğunu anlatıcak mısın artık tony? (clint)
yüzbaşı ile nat de dikkatlice bana bakıyorlardı.
derin bi nefes alıp baştan sona olan her olayı onlara anlattım...

- inanamıyorum tony bi kardeşin var!
- evet clint farkındayım.   dedim.
- bunun bi komplo olmadığını nerden biliyoruz? belki bi casustur. hydradan olduğunu kendi söyledi. (yüzbaşı)

sinirle yumruklarımı sıktım.

- son zamanlarda filmlere mi sardın yüzbaşı? iyice paranoyaklaşmışsın.
anılar dedim duymadın galiba. geçmiş yani. ayrıca.. benim teknolojim doğruladı. yanlış olması mümkün bile değil.
- en azından öz kardeşin ve özgürlük için savaşan cesur biri. lokinin aksine.
- saol thor. sanırım?
- hydra dan ne zaman kaçmış? nerdeymiş binaları? (nat)
- tam olarak bilmiyorum. ona sorarsın
içimden bi ses siz ikiniz iyi anlaşıcaksınız diyor..
bi dakika jarvis? sen bişey demedin öyle değilmi?
- hayır efendim.
- o küçük hırsız vicdanımda değildi değilmi? yani bu sefer doğru iç sesimdi.
- senin adına sevindim tony. onun adına da sevindim. (bruce)
- sonunda.. zeki biri! teşekkür ederim.

bruce hafifçe gözlüklerini ittirdi.
(-kusura bakmayın aklıma her bruce geldiğinde gözlükleriyle oynuyor-)
- peki o nerde? (nat)
- uyuyor.
dedim. nat duvara odaklandı geçmişi düşünüyor gibiydi. sessizce mırıldandığını duydum. "üstelik sadece 16 yaşında.."  sanırım anıları canlanıyordu. gözlerini duvardan çekip ayağı kalktı. bruce da onunla birlikte kalktı ve mutfağa ilerlediler.
- hey! banada su falan getirin. (clint)
göz devirip yüzbaşına döndüm.
artık aramız kötü değildi ama yinede ilk zamanlar kadar yakın değildik.
bana inanmıştı ama kuşkuyla yaklaşıcağını adım gibi biliyordum. thor ise o layık çekiciyle etrafı inceliyordu.
merdiven sesleri duyunca başımı oraya çevirdim. mia inmiş bize kısa bi bakış atıp takmadan mutfağa gitmişti.
üçüde bana dönüp 'o kesinlikle senin kardeşin' temalı bakışlarını gönderdiler.
gülümsedim ve mutfağa ilerledim diğerleri de peşimden geldiler.
kapıdan onu izlerken arkalaındaki nat ve bruce u takmamasıyla dahada sırıttım.
omleti ustaca yaptı ve tabağına koydu.
oturup yemeğine başlarken telefonundan dün ki adamı araştırdığını adım gibi biliyordum.
natasha karşısındaki sandalyeye oturup dikkatle mia yı süzdü.
telefonunu elinden bırkıp her birimizi teker teker süzdü.
ilk sözü thor söyledi.
- sizinle tanıştığımıza memnun oldum leydim.
mia gülümsedi. ve ağzındakini bitrip cevap verdi.
- çoğu kişi kamerada iyi çıkar. sen kameradakinden daha iyi çıktın.
çapkınlığına göz devirdim.
- memnun oldum mia.  (bruce)
- bende profesör. ve termonükleer astrofizikle alakalı yazınızı okudum. gerçekten inanılmazdı.

mia nın dediği şeye gülerken herkezin ağzı açık bi şekilde ona bakmasından hoşlanmış olucakki gülümsedi ve omlatinden bi parça daha yedi.
- teşekkür ederim. (bruce)
- ben clint ve yediğin şey çok güzel görünüyor.
- sizi baya iyi tanıyorum clint. isimlerinizi söylemenize  gerek yok ve saol.
-  ne kadar iyi tanıyo olabilirsin ki? (clint)
- geçen ay oğluna bakıcılık yaptım. yaklaşık 2 hafta ve her gün. milyoner olsanda naparsın? insan 100 dolar a çocukla ilgilenmek istiyor.

clint şaşgınlıkla donakaldı.
bu duruma kahkaha atmadan duramadım.
- o bir stark barton.
natasha nın ve kaptanın hiçbişey demeyen hallerine gözdevirdim.
mia yemeğini bitirip içeriye geçerken bizde geçtik.
- hydradan kaç yaşında kaçtın? (nat)
mia bir saniye durdu ve gözlerini nat e dikti.
- 14.
- peki sığınakları neydeydi?
- norveç. ama geriye toz kaldığını bile düşünmüyorum.
- bunu düşündüren nedir?(yüzbaşı)
- çünkü toz bile kalmaması için herşeyi yaptım. tek sağ kurtulan bile olmadı. yani hydra dan.
- peki kim kurtuldu?. (nat)
- 1 arkadaşım.
- kim o? (steve)
- ben sorgunuz altındaki bi düşman askeri değilim yüzbaşı.

sonunda sorulara dayanamamış ve patlamıştı. bu soruların ona sorgudaki zamanlarını hatırlattığına emindim.
steve bişey demedi.
nat ise gülümsemeyle mia ya baktı.
- aileye hoş geldin. (clint)
mia bi saniye donduktan sonra gülümsedi ve bişey demeden telefonuna gelen bildirimi açtı.
yüzü gülümserken bi şeyler yazıp kapattı.
ayağı kalkıp garaja doğru ilerlerken hızla önüne geçtim.
- hiç bi yere gitmek yok küçük hanım.
sağa gittiğinde önüne geçtim.
sola gittiğindede. oflayarak beni şaşırttı ve çevik bi hamleyle benden sıyrıldı.
- tony sence de biraz yaşlanmadın mı?

mia nın söyledikleriyle durdum.
- ne!? yaşlanmakmı? ben. tony stark.!

mia bir an durduktan sonra garaja indi ve hızla arabasına bindi.
- 3 bilemedin 4 saate gelirim tony!

dediği gibi evden uzaklaştı. sinirden köpürmek üzereydim.
- bit saat içinde burda olucaksın!
- sen öyle san!
diye bağırışıyla ayağımı yere vurdum ve yenilmezlerin yanına gittim.

- ben bu kızı çok sevdim (nat)
- ben bayıldım (clint)
- oldukça zeki. (bruce)
- cesur bir leydi (thor)
- yeterrr. yeter artık. dedikten sonra kendime bi içki koyup koltuğa oturdum.
telefonymdan peter a mesaj attım.

peter a
hey peter ne yapıyorsun?

peter dan
mia yı bekliyorum bay stark.
neden? bi şey mi oldu?

peter a
yok bişey.. ona göz kulak ol

peter dan
emin olabilirsimiz efendim.

derin bi nefes verip içkimi yudumladım. natasha yanıma gekdi ve oturdu.
- o kıza iyi gelceksin tony. ve o da sana.
- umarım öyle olur nat. onu dahada kötüleştirmekten korkuyorum.
- sen onu iyileştirmeye başladın bile stark. ilk tanıştığınla aynı değil. üstelik 1 haftada yaptın sen bunu.

nat e minnetle bakarken nat omzumu sıvazladı ve kendine içki aldı.
peter ile yakın olmaları işime gelirken bi yandanda sinirlenmem normal miydi?

koskoca tony stark bi veletten kıskanıyor hemde kardeşini.
hadi ama tony biraz büyü.
her neyse sıradaki bölüme spoiler yok. bakalım neler olucak!
>-<

Kızkardeşine Merhaba de Tony!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin