tony stark
'neden burda olduğumu bi ben bilsem' diye geçirdim içimden ama daha sonuçlar çıkmamıştı.
"sonuçlar çıkınca.." diye mırıldandım ama duymadı.
elimdeki cihazdan sonucun çıktığına dair sesler gelince hızla sonuca tıkladım.
kardeşlik oranı %99.9 oranla doğru.
fury haklıydı.. kardeşim vardı.. ama dediği gibi ona nasıl yardım edicektim? nasıl kaybettiği çocukluğunu yaşatıcaktım?
kendime çizdiğim tony stark kişiliğimde kardeşim olduğunu öğrendiğim birine nasıl davranacaktım?
kafamı iki yana sallayıp düşüncelerşmden uzaklaştım.ne olursa olsun yanında olmalıydım değil mi?
bunun içinde ne gerekiyorsa yapmaya hazırdım.
fury nin anlattıklarına göre geçmişi
o yaştaki birine göre çok zormuş..
daha doğrusu çok acılar çekmiş ve hepsi benim hayatımı kurtarmak için...- hey! sana diyorum gözlük tanrısı.. burda ne arıyorsun?
diyen kardeşime çevirdim yüzümü.
elindeki kelpeteni ustaca tutarken dağınık saçlarını diğer yana attı ve oturduğu motorun yanından kalkıp yanıma geldi.- seni..
diye fısıldayabilmiştim sonunda.
ilk başta afalladı ve bi kaç saniye öyle durduk. o sırada anneme ne kadar benzediğini fark ettim. yani hatırladığım kadarıyla.. aklımdan hiç gitmeyen kumral saçları birebir kopyalanmış gibi duran karşımdaki kızdaydı. buğday teni.. hiç gülümsediğini görmememe rağmel belli olan gamzeleri.. parıltılı ela gözleri.. herşeyiyle anneme benziyodu.
isimlerininde benzer olduğunu yeni anlamıştım.
maria.. mia.. 'ar' ı atınca geri kalan isimdi.- beni buldun. artık gidebilirsin.
dedi ve arkasını dönücekken kolundan tuttum. herşey bi anda gerçekleşti.. hızla arkasını döndü kolunu çevik bi hareketle kurtardı ve bileğimi büktü.
diğer elindeki kelpetenin ucunu boğazıma dayayıp beni duvara ittirdi.
ben şaşkınca ona bakarken o sessiz bi küfür mırıldandı ve ellerini çekti.- bir daha böyle bişey yapmaya kalkışma..
dedi bende hızla kendim geldim ve konuşmaya başladım.
- fury den tüm gerçekleri öğrendim.
- tüm gerçekleri bilmene imkan yok!
diye bağırdı, bana hızla cevap verirken.
- belki.. ama çok şey öğrendim.
dedim kendimden emin bi şekilde.
arkasına gidip o günde yanında getirdiği yansıtıcısını aldı ve köşedeki rahat gözüken koltuk takımına oturdu.- hadi ama bay satar? ah pardon stark diyecektim..
senin misafirperverliğini hatırlıyorum. dahi olmanın faydaları.. bende iyi bi misafirperverim.. gel ve biraz rahatla.. içicek bişey alırmıydın? sanırım ben alacağım?bu kızın pskikopat olduğunu düşünmeye başlamıştım az önce gülüp sonra tehdit edip sonra bağırıp şimdide eğleniyor gibi dalga mı geçiyordu?
oturduğu koltuğun alt kısmını çekti. bi tür soğutucuydu sanırım içinden bi soda çıkarıp açtı. bu sırada bende yanına gelip oturmuştum.
şuan nedensizce herzamanki ukala ve dalga geçen tavrımdan çok uzak olduğumu fark ettim.
benden önce konuşmaya başladı.- o çakma korsan sana ne anlattı?
diye sordu. fury e çakma korsan diye seslenmesiyle hafifçe gülümsedim ama sözleri aklımda yankılanırken sessiz kaldım.
bıkkınca nefes verdi ve cebine ne zaman koyduğunu görmediğim yansıtıcıyı çıkarıp bana yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızkardeşine Merhaba de Tony!
Fanficyıllardır yaşadığım yalnızlıkta.. tam işler yoluna girmişken düşmanlarım azalmışken çakma zenci korsanın dediği bir cümle ile işler hiç olmadığı kadar sarpa sarmıştı. Yateneklerim ve yaşadıklarım yüzünden görmediğim sevgiyi yaşamak üzereydim ve hiç...