CHALİS|8🍂

21 0 0
                                    

Bölüm şarkısı; Skylar Grey-kill for you ft.Eminem


Dedikleri üzerine ağzımı bile açamadan telefonu kapadı. Gerçi ne demem gerekiyor onu da bilmiyordum. Şimdi karşısında gerçekten yenik kalmıştım, sevdiğim kadını bile ondan uzak tutamamıştım. Öyle ya, ne sanıyordum ki? Kan bağımızın olması canımı yakmasına engel olacak mıydı, olmamıştı. Chaya karşımda bişeyler dememi beklerken ben hiçbir şey demedim ve yavaşça ayağa kalktım. Chayanın gözlerinin üstümde gezdindiğini en azından bir kelime söylememi beklediğini biliyordum. Ama ona bakamıyordum, sanki bakarsam zarardan başka bir şey vermeyecekmişim gibi. Ordan uzaklaşmak için adım attığımda koluma değen elleriyle duraksadım.


"Nereye gidiyorsun?" Dedi. Dönmedim, kolumu sarstı bir miktar. "Lisandro." İsmimi telaffuz ettiğinde gözlerimi kapadım istemsizce. Ne diyecektim? Kolumu tutan yavaşlığı kadar yavaş döndüm yüzümü ona. Yüzüne baktım bir süre. Uzun bir süre belkide inanın bilmiyorum. Ardından" Chaya.." ismi dudaklarımdan döküldü. "Bana biraz zaman versen olur mu?" Dediğimde şaşırdı. Onun yerinde kim olursa olsun şaşırdı daha iki dakika önce diz dize konuştuğun kişiye bir telefon geliyor ve sen öylece çekip gitmek istiyorsun. "Hayır." Dedi. Küçüğümün ağzından ilk defa sert bir şeyler çıkmıyordu ama şu durumda bu sertti. Bana göre tabii. Kaşlarımı kaldırdım, başımı iki yana salladım. Ellerimi tuttu. "Hayır çünkü anlatman gereken şeyler olduğunu biliyorum."



Ellerimi çektim istemsizce belkide isteyerek. Yapamıyordum. "Yapamam Chaya. " Ellerimle yüzümü sıvadım. " Bilemediğin onca şeyin arasında savaşıyorum. Haberin olmasın diye uğraştım ama yine de kazanamadım. " Başımı iki yana sallayıp ona baktım. "Chaya lütfen, lütfen bana biraz zaman ver." Ne zamanından bahsediyordum bende bilmiyordum ama diyecek başka şeylerim yoktu. Arkamı döndüm cevabını beklemeden. İki adım attığımda, güzel sesi geldi yine kulaklarıma.


"Bu zarfın içinde ne var biliyor musun ?" Diye bağırdı, dönmedim. "Deden beni ordan eli boş göndermeyi istemedi belliki." Güldü, hala dönmedim." Burda ' Uzak durman gereken yerlerde duruyorsunuz küçük hanımefendi, kendiniz ve halanızın iyiliği için uzak durun.' yazıyor.."
Zarfın yırtılma sesi geldi bu sefer kulaklarıma, yine de dönemiyordum. " Tesadüf sandığım o karşılaşma ya değilse diye düşündürdün beni. Ama yine de dinlemekten korkmayıp geldim buraya. Korkaklık edecek başka birini tanımadığımı düşündüm, yanılmışım."

Kaldım bir süre daha orda öylece, diyecek bir şeyler o kadar aradım ki. Söyleyecek tek bir cümlenin olmasını o kadar çok istedim ki tam şu an. Ardından döndüm yüzümü, alaycı bir gülümseme aldı yüzümü. Bu sefer arkasını o dönmüş gidiyordu.




...

Tozlanmış parkelere adımlarımı atarken aynı zamanda eski olduğunu belli edercesine gıcırdıyordu. Eskiden zor açılan kapı artık hafif bir güç uygulandığında bile açılabilecek duruma gelmişti, bizim gibi eskimişti bu evde belliki. Adımlarımı salona yönlendirdim. Kapıdan girdiğinde sağ duvarda bir kiriş ve sol duvarda da bir kiriş vardı, dikdörtgen şeklinde olan bu oda belkide en sevdiğim odaydı tüm hayatım boyunca. Nedenine gelirsek eğer, her defasında yüzümde kırık gülümseme bırakan şeyler.



İki kirişi geçtikten sonra duvarın orta kısmında bulunan uzun ikili pencerenin önüne doğru yürüdüm, sararmış perdeyi hafif gün ışığı içeri girecek şekilde çekiştirdim. O zamanlarda asla ayrılmak istemediğim bir yerdi burası, küçük boyumla önündeki demilere tutunur görmeye çabalardım. Gözlerim bir an olsun kaçmazdı ondan öyle istiyordum ki her anını görmek. Çocukluk aklı işte, sanıyordum ki yanına gidemesem bile uzaktayken onu tanıyabilirim. Evet her zaman uzaktan bakan ben olmuştum, öyle de kalmasını umuyordum. Her şey bu pencereden bakıp onu seyretmek kadar kolay olmuyormuş tabiki. Geç olmasa bile güç anlıyordum.



CHALİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin