Episode 4

857 61 17
                                    

Dünkü olanlardan sonra senin güzel sesin ve benim şarkılarım..
Bugün yanına gitmek için can atıyordum. Ancak üzerimde hissettiğim kırgınlık saatler ilerledikçe artıyor yürüme isteğimi bile kaybediyorum. Felix' in bütün ısrarları üzerine evde kalıp dinlenmeye karar verdim. Geçen yağan yağmur da ıslanmamdan dolayı olduğu gayet açıktı üstelik bugünde yağmur yağıyordu.
Dün aldığım defteri birazcık incelemeye karar verdim. Bir kaç sayfa sonra defterin sayfaları renk değiştiriyor daha koyu bir sarı oluyordu ama kitabı aldığım böyle bir şey olduğunu görmemiştim.
Kitabın son sayfasında ise bir cümle yazıyordu.

" Eğer karanlığın içindeysen karanlıktan çıkma, onun içinde yaşamayı öğren. "

Bu söz o kadar dikkatimi çekmişti ki benim lise hayatıma kadar hayatım benim bile anlamadığım derece yalnız ve umutsuz geçti.
O gün arkadaşlarımın ısrarıyla gittiğim o dükkan bana her zaman bir umut habercisi gibiydi.
Orada onu kitap okurken görmüştüm. Bütün müşteriler memnun oda fırsattan istifade kitabını okuyordu. Kitabının adına bakıp bende sipariş etmiştim " Kan Ter Göz Yaşı " işte herşey öyle başladı...

Dünkü halsizliği bugün üzerinden atarak dükkanın yolunu tuttum.
Oraya gittiğimde kapıdan girer girmez yanıma doğru gelmeye başladın.
Dün neden gelmediğimi ve beni merak ettiğini söyledin. Biraz hasta gibi olduğumu söylediğimde kendime dikkat etmem gerektiğini söyledin. Ve benim çok ders çalıştığımı biraz molaya ihtiyacım olduğunu söylemeyi de ihmal etmedin.
Bir masaya oturduğumda bana kahvemi getirdim ve bana dönerek benimle dans etmeye gelir misin diye sordun.
Şaşkınlıkla sana bakıyordum böyle bir şey diyeceğin aklımın ucundan bile geçmezdi dünkü halsizliğim birazcık daha olsada bunu kabul etmek için can atıyordum. Evet anlamında kafamı salladığımda mutluluktan kısılan o gözlerin beni de gülümsetmişti.

İyi ki varsın Chan...

Senin işin bittiğinde ise birlikte güzel minik dükkandan çıktık. Yolda bana dans edip edemeyeceğimi sorduğunda küçükken dans ettiğimle ilgili bir kaç anımı anlattım sen aynı şekilde anılarını bir bir anlattın.
Beyaz bir binaya girdiğimizde diğer odalarda çalan yüksek sesli müzikler bize eşlik ediyordu, kırmızı bir kapıdan içeri girdiğimizde bembeyaz bir dans odası ve sadece ikimiz vardık.

Bana kendi danslarını gösterip beğenip beğenmediğimi soruyordun ben ise bu görüntüler karşısında kalbimi yaşamaya ikna etmeye çalışıyordum.
Elimden tuttun daha da yakınlaştık bana dans hareketlerini tek tek öğretmeye çalıştın ama dans edemediğim gerçeğini hiçbir şey değiştirmiyordu.
O güzel gülüşünü defalarca bana sundun en son yerde gülmenin bitmesini beklediğim bile oldu ama onunla birlikteyken o kadar mutluydum ki belki de huzurlu...

Saatler geçmiş ben ise hala doğru düzgün hareketleri yapamıyordum. Ama yorulmuştum da bunu fark edip yanima oturdun öylece yüzümü inceledin aynısını bende sana yaptım.
Bir süre sonra oradan ayrıldık. Benim telefon numaramı istemiştin bende verdim seni kendi telefonuma " Caramel Macchiato" olarak kaydettim. Ve bu güzel gün için sana binlerce kez kendi kendime teşekkür ettim...

Üçüncü sorum neden bu kadar güzel dans ediyorsun?

Caramel Macchiato { BANG CHAN }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin