Episode 8

692 54 13
                                    

Bütün şehir karanlık altındaydı. Yatağıma uzanıp tüm günlerin analizini yaparken uykunun narin kollarına bırakmışım kendimi ...

Rüyada;

" Kar dolu etrafta bahçede öylece dolanıyorum. Bir ses duyuyorum bu sensin bana dikkat et diye bağırıyorsun. Sonra ise minik bir kartopu bana çarpıyor gülüyorsun. Bana doğru gelip elini uzatıyorsun tam tutacakken bir anda her yeri karanlık kaplıyor. Sen yoksun .
Daha sonra bir ses daha duyuyorum.
Bu karanlıktan asla kurtulamayacaksın. "

Yataktan firlayarak uyandığımda saat çok erken olduğunu gördüm oturur pozisyonda yatağın ortasında durdum. Rüyayı düşündüm.
Neden bu karanlıktan kurtulamıyordum.

Bu karanlık gerçekte neydi?

Böyle olmayacaktı uyuyamıyordum. Şarkı defterime bir şeyler karalamaya çalışıyordum. Yakın zamanlarda gördüğüm rüyaları düşünerek bir şarkı yazmaya başladım...

DARK LAKE

" Karanlığın içindeki masum melek gibi
Yokluğunu hisseder gibiyim
Rüyamda ki göl kadar karanlık ruhumda
Senin izlerini taşıyorum
Ay'ın aydınlatacağını düşündüğün ruhum
Kahve kokusunun içinde kayboldu
Ruhumu kurtarabilecek sen karanlıkta kayboldun, ruhum ile birlikte
Lilyum kadar narin ruhun
Beni kurtaramadı
Sihirli dükkan sayesinde umut doluydum
Şimdi ise yokluğun ile karanlık göle tekrar hapsedildim... "

Yazdığım şarkıyı defalarca okudum sanki bütün sözleri önceden kurmuştum sanki dejavu oluyordum.
Şarkının devamını nasıl olucağını düşünmeye başladım şarkıyı yazarken vaktin ne kadar çabuk geçtiğini de fark etmedim okula gitmem için 10-15 dakika kalmıştı hazırlanıp hemen evden çıktım.

Ama aklımın bir köşesinde o defteri aldığım dükkana gitmek vardı bunu unutmamalıydım.
Okula girdiğimde geç kaldığımı anlamak zor değildi erken kalkıp geç kalmıştım. Tam benlikti.
Kapıyı çalıp içeri girdim. Sırama oturup dersi dinlemeye çalıştım ancak zaten bildiğim konuydu şarkının devamını düşünüyordum bende ama bir türlü devamı yoktu.

Saatler dakikalar bu sırada geçip gidiyordu...
Arkamdan biri seslendi, seslenen Chan' dı.
Rüyam bir an aklıma gelince gözlerim karardı sanki, hemen yanıma geldiğini gördüm. Revire gitmem gerektiğini söylüyordun ancak gitmek istemediğimi ve iyi olduğumu söylediğimde ısrar etmedin.

Ama kötüysem bugünkü çalışmayı erteleyelim dedin.
Çalışma?
Doğru ben ona ders anlatacaktım bunu ertelemek onun içinde kötü olucagini düşünüp iyi olduğumu ve akşam kütüphane de çalışabileceğimizi söyledim. Beni onaylayıp tekrar sırana oturdun ve arkadaki üçlü erkek grubuyla sohbetine kaldığın yerden devam ettin.
Benimle ilgilenmen çok güzeldi ancak sınıftaki kızları lavobada konuşurken duymuştum hepsinin bana karşı bir kini vardı.

Okul bittiğinde ise kütüphaneye gittim. Ancak sen yoktun.
Eşyalarımı kütüphaneye bırakıp kütüphaneden çıktım.
Bir kaç kişiye seni sordum ancak seni görmemişlerdi. Bir anda aklıma müzik odasında olabileceğin geldi.
Merdivenleri ikişer ikişer iniyordum.
Müzik odasının kapısını önüne geldiğimde içeride biri şarkı söylüyordu. Sesi senin ki değildi ancak çok narin ve güzeldi.
Hafifçe kapıyı araladım.

Müzik sınıfının gözde öğrencisi Park Jimin şarkı söylüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Müzik sınıfının gözde öğrencisi Park Jimin şarkı söylüyordu. Sesi cidden çok güzeldi. Ama benim aradığım kişi Chan ortalarda yoktu. Jimin'i rahatsız etmeden kapıyı kapatıcak iken " İçeri girmeyecek misin? " Diye sordu. Beni fark etmedi sanmıştım.
Ona, onu rahatsız ettiğim için özür dilediğimi ve Chan' ı görüp görmediğini sordum.

Rahatsız olmadığını ve Chan'ın az önce burada olduğunu ona da ( jimin'e) kütüphanede işi olduğunu söyleyip hızla yanından ayrıldığını söyledi. Onu kıl payı kaçırmıştım. Jimin'e teşekür edip çıkarken bana adımı sordu.
Bende adımı söylediğimde kocaman gülümseyip " Bende Jimin memnun oldum. " Dedi. Çok iyi ve cana yakındı. Görüşürüz diyerek müzik odasından çıkıp hızlı adımlarla kütüphaneye gittim.

Kapıdan içeri girdiğimde karşı masada oturuyordun.
Yanina gitmeden önce başka bir masaya bıraktığım eşyalarımı aldım ve yanına oturdum.
Seni çok merak ettiğimi söyledim. Suratın düştü ancak yinede mutluyum dediğimde tekrar asık suratın mutlu bir hal almıştı.

Bir iki saate yakın ders anlatıyordum.
Şuan önümde problem çözüyorsun.

Seni izlemeyi cidden çok seviyorum Chan...

Bir an bana döndün.
" Bende seni izlerken aynı şekilde mutlu oluyorum. " Dediğinde kalbim yerinden çıkacak sandım sen tekrar gülümseyerek önüne döndüğünde ben hala iyi değildim.
Chan beni izlediğini söylemişti beni izliyordu yüzümün kıpkırmızı olduğu emindim. Ama ona bir şey demedim. Daha doğrusu diyemedim.

En sonunda kütüphaneden çıktığımızda beni eve bırakmayı teklif etmiştin. Bende seninle yürümeyi çok seviyodum.
Beni eve bıraktıktan sonra sabah yazdığım
şarkı ve sözleri aklımın bir kıyısındaydı. Bir şeyler karalamak için elimi çantamın içine attım.
Ancak bir sorun vardı defterim yoktu . Kütüphanede onu başı boş bırakmam aptallıktı.
Çünkü çoğu insan tarafından beğenilen bir defterdi. Yinede kimseye bir şey diyemezdim. Ancak o defteri kesinlikle bulmalıdıydım.
 
Umarım onu bulabilirdim.

Üzgünüm Chan...

Peki benim defterim hangi ruh için hapsedilmişti ?

❤(ӦvӦ。)❤(ӦvӦ。)❤(ӦvӦ。)

Yukarıdaki şarkı kitap için yazılmıştır.
Umarım beğenerek okursunuz.
Hayatınızda hep mucizelere inanın...

Caramel Macchiato { BANG CHAN }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin