Episode 15

442 46 16
                                    

Her şey mükemmel giderken o gün, o yazıları okudum. 

Dün müdürün odasından bir şifre alıp herkesin sınav bilgi işlerini doldurmam gerekiyordu. Gayet iyi bir sekilde herkesi yazmıştım tek Chan kalmıştı. bilgilerini girerken geçmiş okul kayıtlarına gözüm kaydı. Bir anda bir baslık gördüm
" YETİMHANE KAYITLARI "
diye bir dosya vardı. Once Chan'e ait değildir diye düşünsemde isim bölümünde
*Bang Chan* yazılı olduğunu gördüm. Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. Hızlıca bilgileri girip oradan çıktım daha fazlasını okuyamadım tek bildiğim hislerim doğru çıkmıştı ve bana yalan söylemişti.
Ama onu bunun için suçlayamazdım.
Çünkü ona aşıktım...

Koridordan hızlıca ilerlerken arkamdan seslendin. Mutluydun yine gülümsüyordun bu gülümsemenin arkasındaki gerçeği görmek istiyordum.
Bana solmuş göründüğümü hasta olup olmadığımı sordun bense aklimdakiler yüzünden seni zor zar duymuştum ama bunları öğrenmem gerekliydi.
" Bu akşam evimizin önündeki parka gelir misin ? " Diye sordum. Nedenini sorsanda en sonunda tamam deyip sınıfa girdin.

Bütün günün dersleri aklimdakiler ile uçup gitmişti umarım bu dönem notlarında bir düşüş olmazdı.

Akşam Iseul ile yemek yedikten sonra Chan'ı beklemeye başladım. Yarım saat sonra telefonuma mesaj geldi .
" Aşağıdayım :) "
Mesaja bakıp gülümsemek istedim ama şuan bu söz konusu bile değildi.
Yavaşça inip yanına yürüdüm.
Yanına gelince sarıldın, sarıldım kokunu çok seviyordum erkeksi bir parfüm bana seni hatırlatıyor ve huzur veriyordu.
Sessiz bir şekilde
" Lütfen biraz daha böyle kalalım " dedim.
Minik bir kıkırdama duydum
" Meleğim beni özlemiş demek, bugün iyi degildi bir şey oldu değil mi hadi anlat biliyorsun ben hep seninleyim."

Biliyorum beni karanlık gölden kurtaran melek ...
Hala sarılıyorduk
" Chan bana kızma lütfen ama bilmek istiyorum ne-neden bana söylemedin, yetimhanede büyüdüğünü? "
Sarıldığı vücut kaskatı olmuştu hiçbir şey demiyordu, benden ayrılmasından dahi korkuyordum.
Bir süre benden ayrılacağı süreyi bekledim ama kaskatı vücudu sarsılmaya başladı.

Ağlıyordu...

İşte o zaman sıkıca sarıldım aslında kitapta yada rüyalarım da bahsedilen karanlık benim karanlığım değildi değil mi?

Chan'ın karanlığıydı...

Kekeleyerek başlada sonra sarılmayı bırakıp gözlerimin içine bakarak anlattı her şeyi.

" Ben çocukken annem beni yetimhaneye bırakmış ilk başlarda zorlandım alışmakta her gece annemin beni alması için dua ettim ama kimse gelmedi bir süre sonra dua etmeyi bıraktım. Onu beklemeyide. O sıralarda okula başladım işte o zaman kendimden daha çok nefret ettim çogu insan benimle konuşmaz konuşanlar işte " annen ve baban seni terk etmişken neden sen yaşıyorsun? " Diye sorarlardı gerçi o zamanlar her gece ağladım bir süre sonra umursamadım bile . Geçen sene de 18 girdiğim için artık oraya kayıtlı degilim. Sana söylemedim çü-çünkü diğerleri gibi düşünmeden korktum evet başkaları umrumda değil ama sen, ben sana aşık oldum Yunīku beni terk etmenden...

Sözünü bitirmeden gelen bir cesaretle dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Beklemiyordu bende aynıydım.
Dudakları bana karşılık verdiğinde daha mutlu oldum sıcak nefesi hem içimi hem de ruhumu ısıtıyordu. Yavaşça dudaklarından ayrıldım.
" Seni asla terk etmeyeceğim ve seni ölene dek seveceğim minik Chan'ım. "
Yaşlı gözleri güldü sanki sonra sarıldın tekrar
İlk zamanlar söylemediğim için özür dilerim dedin bende sıkıca sarıldım. Hızla kendini çekip bana orada okuduğu bir kitabı yarın vereceğini ve benimde okumamı istediğini söyledin. Kitabın adını merak ettiğimi söylediğimde " Stay " dedin. Seni izliyordum heycanlı anlatışını deminki yaralı çocuk yerinde şimdi umut dolu bir çocuk vardı karşımda...

El elle benim evimin önüne yürüdük bana anılarını anlattın her anını dikkatle dinleyip her göz göze gelişimizdeki anları beynime kaydettim. Meşhur kapının önüne geldiğimizde bu sefer dudaklarımı senin dudakların sardı. Kokunu içime çekerek öptüm seni, sende oyledin biliyorum. Sonra senin gidişini izledim. Apartmana girip tüm günün analizini yaparak eve girdim Iseul televizyon başında uyuyordu. Televizyonu kapatıp üstü örttüm ve odaya geçtim.
Defterimi alıp ona olan hislerimi şarkıya döktüm...

Magic Snow

Güneş vuruyor ve gözlerimi açamıyorum
Sana olan sevgim parlıyor bir anda
İliklerime kadar lilyum kokusuyla doluyorum
Kahve kokusunun içinde sarhoş oluyorum
Kaybolan anılar yerini dipsiz bir acıya bırakıyor

 Üstümüze kışın yağan tatlı kar
Bizi birbirimize bağlıyor

Yılın ilk yağmuru, bizi ayrılmaz kılacak
Ruhlarımız iç içe geçtiğinde
Birbirimiz olmadan nefes alamayacağız
Sen olmadan ben asla olmayacak
Biraz daha benimle kal ...





&&&&&&&&&&&

Şarkı kitap için yazılmıştır sevgili Yunīku yazdı ona tekrar teşekkür ederim iyi okumalar .❤️
Bölümü medyadaki şarkı ile yazdım isterseniz onun ile birlikte okuyabilirsiniz 💖

Caramel Macchiato { BANG CHAN }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin