' ☆ ▪ ° Bölüm 17 ° ▪ ☆ '

1.8K 149 374
                                    

- ☆ -

"B-Bay Kim... lütfen inmeme izin verin."

Küçük çocuk kilitli olan araç kapısını dakikalardır açmaya çalışıyordu. Yaptığı bu şey saçmaydı ve bunun kendisi de bilinceydi. Tek başınayken adeta demir gibi olan kapıyı nasıl açabilirdi ki?

Ama içinde gezişen kötü hisler, ona hemen buradan tüyüp gitmesi gerektiğini fısıldıyordu.

Hislerine inanıyordu.

Gözleri kara kara bir şekilde arabayı süren büyüğü onu buna inandırmayı başarmıştı. Arabaya bindiklerinden beri ne küçüğüne cevap veriyor, ne de ona bakıyordu.

Bu, küçük öğrencisini korkutmuştu. Daha önce hiç böyle görmediği gözler bile ondan korkması gerektiğini haykırıyordu.

Küçük sonunda pes ederek bir süredir mücadele içinde olduğu kapıyı rahat bıraktı. Zaten oldukça yorulmuştu.

"Bay Kim, beni korkutuyorsunuz." Jungkook beklentiyle büyüğüne bakıyordu. Cevap vermesini umdu. "Ama arabaya binmeden önce benimle konuşuyordunuz Bay Kim. Lütfen söyleyin. Neden-"

"Onunla gerçekten çıkıyor musun?" dedi genç adam. Gözleri hâlâ yolda, kesin bir yanıt istiyordu.

"Evet efendim."

Namjoon burukça gülümsüyordu. Bu hâlleri Jungkook'u daha da korkutuyordu.

"Burada bekle." Genç adam onu tembihleyerek arabadan inerken küçük olan durduklarını yeni farkediyordu.

Namjoon bagajdan istediklerini aldıktan sonra arabanın etrafında dolanarak küçüğünün yanına geldi.

Jungkook kapısı açıldığı sırada büyüğünü elinde bir kelepçeyle beklemiyordu. "Bay Kim bu da ne?-" Küçük çocuk endişeyle koltuğunda geri geri gitmeye başladı. Genç, onu bacaklarından tutup hızla kendine çekip elindeki kelepçeyi küçüğünün ince bileklerine geçirdi ve susmasını sağladı. Küçük çocuk yaşıyor olduğu anlar yüzünden şok geçiriyorcasına izliyordu büyüğünü. Bunu nasıl yapardı?

"Bu kelepçelerin bileğine değdiği andan itibaren artık kimseyle sevgili falan değilsin bebeğim."

Jungkook çırpınmaya başladığında, Namjoon bunu bekliyormuş gibi küçük öğrencisini omzuna aldı.

Küçük çocuk bir anda yerden havalanmanın etkisiyle düşecek gibi olmuştu. Kendisine gelmeyi başarabildiğinde kelepçeli elleriyle yürüyor olan bedene vurmaya başladı. Daha doğrusu çalıştı. Fakat cüsseli beden, küçük dokunuşları hissetmiyordu bile. Pek etki yarattığı söylenemezdi yani.

"Zorlama güzelim. Sen bana yeniden aşık olana kadar ikimiz de bu evden çıkmıyoruz. Beni sevdiğini söylemeden, asla." Sırıtarak söylendi Namjoon. Aklında olan şeyleri yapmak için oldukça sabırsızdı.

Jungkook ise oldukça korkuyordu. Ağlamaktan dizleri titriyordu ve bu titremeyi durduramıyordu. Öyle bir raddeye dayanmıştı ki hıçkırmaya bile korkuyordu minik. "Bay K-Kim, y-yalvarırım bırakın beni!"

Genç adam yürümeyi kestiğinde omzundaki bedeni, yavaşça, küçük ve havasız odadaki koltuğa bıraktı.

Küçük çocuk yalvarmaktan ve çırpınmaktan nefes nefese kalmıştı. Terlemesi yüzünden parlayan teni dikkat çekiciydi. Üstelik özenle şekil verdiği saçları dağılmıştı. Aslında dağınık saçları onu daha da güzel kılıyordu.

°Love Me° ☆》Namkook + M °Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin