- ☆ -
Küçük çocuk gerginlikle, ona son seviye bir ciddiyetle ders anlatan büyüğünü, dediklerini kale almadan sadece izliyordu.
SeokJin'le son konuşmasının üzerinden birkaç gün geçmişti. Tabii bu olanlardan sonra da az şey yaşadıkları söylenemezdi.
Her şey Jimin'in, Jungkook'un ona bunu yapmamasını tembihlemiş olsa da, anlık siniriyle tüm konuşmaları Namjoon'a atmasıyla başlamıştı.
Genç adamın şu an ki tüm kırgınlığı, soğuk davranışları ve kısa cevaplılığı bu yüzdendi. Gizlice iş çevirmek yerine olan biteni kendisine sormasını, güvenmesini beklemişti sevgilisinin. Fakat Jimin'in de katkısıyla beklentisinin aksini öğrendiğinde oldukça üzülmüştü.
Jungkook öğretmeninin ona sinirli olduğunu sanıyordu. Çünkü ona göre; öğretmeninin onunla konuşmamasının, okulda görmezden gelmesinin, sırf tahtadaki sorulara kalkıp gözüne girmek için evde deli gibi çalışmasına rağmen yüzüne bile bakılmayışının sebebi bu olmalıydı.
Günlerce konuşmamış, sarılmamışlardı. Birbirlerine muhtaç olsalar da bunu hiç belli etmemişlerdi.
Sonunda birkaç gün önce, attığı binlerce mesaj arasından ders çalışma davetiyesine karşılık veren öğretmeniyle, bu gergin havanın hâkim olduğu evde tekrardan birliktelerdi.
Tabii, Jungkook böyle olacağını hayal etmemişti. Öğretmeninin de onu özlemiş olduğunu düşündüğünden saatlerce sarılacaklarını, ya da içlerinde taşan ve taşmaya hazır olan tüm duygularını dudaklarıyla anlatacaklarını sanmıştı.
Genç adam, bu düşüncelerin hepsini, sertçe masaya attığı kitaplarla basit bir şekilde bozmuştu.
"Dinlediğine emin misin, Jeon?" Küçük çocuk duyduğu ani çıtlama sesiyle öğretmenine baktı. Elinde ki kalem kırılmış, kırık kalemin birkaç tahta parçası masaya düşmüştü. Büyüğü ise birçok anlam yüklemiş olduğu bakışlarıyla onu seyrediyordu.
Duraksadı Jungkook. Biraz bile dinlememişti öğretmenini. Ama genç adamın tepkisini bilemeyeceğinden sessizce mırıldanarak yalan söylemek zorunda kalmıştı, "D-Dinliyorum Bay Kim."
Ellerini ovaladı ve "Peki," diye başladı büyük olan. Eliyle kitabın bir kısmını kapatıyordu. "En son ne dedim. Bunu söyleyebilir misin bana?"
Jungkook telaşla saçını dağıtıp farkettirmeden önlerinde bulunan kitaba bakmayı denedi.
Namjoon o an yakalamıştı küçük öğrencisinin bakışlarını.
Bunun üzerine kitabı, pek nazik olmayarak kapatıp masanın dibine kadar fırlatmıştı. "Dinlemiyorsun." dedi. Ardından sinirle karışık bir şekilde güldü.
Küçük, dudaklarını büzüyor, parmaklarıyla oynuyordu. Başını eğdiği için utangaç lale yaprakları usulca, hiç sıkılmadan aşağı doğru dökülüyordu. Genç adam, bu görüntüde kaybolmadan ayırdı ondan bakışlarını. Daha fazla baksaydı büyük ihtimalle ona sıkıca sarılır, büzdüğü dudaklarını onu yorana kadar öperdi.
Çok zaman geçmemişti ki genç öğretmen, sandalyesinden hışımla kalktı. Hızına yetişemeyen sandalye yeri boyladığında, öğrencisinin neredeyse bir bahçe sulamaya yetecek kadar yaş akıtmaya hazır olan gözleriyle karşılaşmıştı. Ona alttan üzgün ve pişman bakışlarıyla bakmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°Love Me° ☆》Namkook + M °
FanfictionStajyer öğretmen olarak gelen Jeon Jungkook, sorumluluğundaki genç öğretmene bela olur.