BEYAZ GÜL'ÜN GÖLGESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

Sokak boyunca yürürken kafamda yeni yurt hakkında kurduğum birkaç düşünce ve bavulum'un tekerlerinden gelen tak-tak seslerinden başka bir şey yoktu. Birkaç adım sonra kafamı kaldırdığımda yurdun önüne geldiğimi fark ettim. Binaya bakılırsa çok büyük bir yer gibi görünmüyordu. Daha çok minik bir apartmanı andırıyordu. Güneş'ten bıkmış ve dökülmeye başlamış gri bir boya, camlarda en az boya kadar eski olan sararmış perdeler ve camların önünde susuzluktan çürümüş birer saksı. Burası sadece bunlardan mı ibaret diye sordum kendi kendime. Cevabın gelmesi çok da uzun sürmedi.

"Hayır Sarah, burası göründüğünden çok daha fazlası."

Cevabın kendi içimden gelmediğini fark edince hemen etrafıma bakındım. Arkamı dönünce orta boylarda saçları'nın kısa kesilmiş fakat kenarlarında yüzüne kadar inen lüleler bulunan ve gayet gayriresmi bir şekilde giyinmiş bir kadınla karşılaştım. Beni nereden tanıyordu? Adımı ne ara öğrenmişti? Ve bu kadın kimdi? Böyle düşünmekle bu sorulara cevap bulamayacağımı anlayınca soru sormak için atıldım fakat bu garip kadın benden önce davrandı.

"Tüm gün böyle bakışıp durmayacağız galiba ha? Benim adım Kangana. Kangana Roy. Kısaca Bayan Kang veya Müdire Kang da diyebilirsin."

Kırk yıl düşünsem bu kadın'ın müdire olacağı aklıma gelmezdi. Ben de hemen fırsatını bulmuşken kendimi tanıtmaya karar vermiştim ki Bayan Kang tekrardan lafımı kesti.

"Boşuna kendini yorma tatlım. Senin hakkında her şeyi baya uzun bir süredir biliyorum. Sarah Patel. Lise son sınıftın değil mi?"

Evet manasında kafamı yukarı aşağı salladım. Ardından Bayan Kang beni bana anlatmaya devam etti. Sanki anlatmaya değer muhteşem bir hayatım varmış gibi (!)

"Hadi tatlım, benimle gel tanışmaya daha sonra devam ederiz. Ben sana odanı göstereyim."

Bavulumu kolumun altına alıp Bayan Kang'ı takip ettim. İçerisi dışarıdan göründüğünden daha küçüktü fakat sevimli bir yere benziyordu. Yine dışarı ile karşılaştırdığımızda çok daha temiz ve düzenli bir yerdi. Giriş kapısının solunda bir ayakkabı dolabı ve hemen sağda Bayan Kang'ın odası vardı. İçeri adımı atar atmaz Bayan Kang bağırmaya başladı.

"Hey! İki dakika benimle ilgilenin kızlarım hadi. Aramıza yeni birisi katıldı. Adı Sarah Patel ve buraya Mumbai'den geliyor. Ona yurdu gezdirin ve ona iyi davranmayı da ihmal etmeyin." diyerek sözlerini tamamladı.

Böyle bir tanışmayı en son ilkokulda yaşadığım için biraz kızardım. Daha sonrasında Bayan Kang bir kızı yanına çağırıp kulağına birkaç bir şey fısıldadı. Başka bir kız ise bana odamı göstermek için benimle en üst kata kadar geldi.

"Odan burası. İçeride çok seveceğin bir vahşi kaplan seni bekliyor. Hadi geçmiş olsun."

Birkaç dakika kapı'nın önünde duraksadım.

"Acaba ne demek istedi? Ne oluyordu? İçeride kim vardı?"

"Of Sarah! Yine kendi kendine cevabını bilemeyeceğin sorular sormaya başladın. Hadi içeri gir ve ne varmış ne yokmuş öğren."

Kapıyı biraz korkarak biraz da merakla yavaşça açtım. Kulakları tırmalayan bir gıcırtı ile açılan kapı küçük ve loş bir odaya açılmıştı.

"Beklediğim gibi diye söylendim kendi kendime. Zaten buradan daha fazla ne beklenilebilirdi ki?"

Odaya adımımı attığımda görebildiklerim; Yerde eski ama çok da kirli olmayan bir halı iki tane ranza iki ders çalışma masası dört sandalye, iki tane komodin ve komodinlerin üzerinde birer gece lambası. Son olarak ise bir tane giysi dolabı. Oda sanırım sadece bunlardan ibaretti.