Saat neredeyse öğlene geliyordu. Baekhyun yatağına, Chanyeol'ün huzurla uyuyan bedeninin yanına kıvrılmış, birçok hisle izliyordu onu.
Sıkılmıyordu da onun bu sessiz uykusundan. Kendi yatağında, istediği an dokunabileceği bir yakınlıkta, tüm güzelliğiyle uyuyordu. Baekhyun onun meleklerden çalınmış güzelliğinin hesabını kimden soracağını bilmiyordu. Bazen oluyor elini uzatıyor, onun yüzünden bir noktaya sevgiyle dokunuyor, hemen ardından aynı eli ihtiyaçla saçlarına yükseltiyor ve erkeksi kokusunun yayılmasına izin verirken tutamlarını okşuyordu.
Chanyeol saatlerdir uyuyordu. Baekhyun zaten utanmadan onun koynunda uyumuş, ona sarılı bir halde uyanmıştı. Kalkıp duş almış, meyve yemiş ve daha fazla ayrı kalamadan yine onun kollarında bitmişti.
O şimdi böyle masum bir halde yastıklarına kokusunu bırakırken çok güzeldi. Ayrı kalınacak gibi değildi ki.
Baekhyun özenle izlediği diğerinin yüzünde gördüğü gergin ifadeyi saniyesine fark ederek, bir anda içinde beliren heyecanla uyanmasını bekledi.
Chanyeol'ün ifadesini yoğun bir huzursuzluk kapladı ve kaşları uykusunda kısmen çatılırken yatakta kıpırdandı. Baekhyun onun rahatsızlık duyuyormuş gibi hissettiğini fark ettiğinde yatar pozisyondan doğrularak oturdu ve rahatlaması adına saçlarını geriye yatırıp sevdi.
Ne yazık ki Chanyeol her saniye daha da kötüymüş gibi bir hararete ve huzursuz yüz ifadesine bürünüyordu. Artık neredeyse terleme safhasına geldiğinde Baekhyun endişelenerek onu uyandırmaya çalıştı. Kibar hamlelerle omuzlarından sarstığı beden bir anda anlamadığı bir dilde bir şeyler söyledi. -Baekhyun onun Rusça olduğunu tahmin ediyordu.-
Sert ama sessiz bir tonda, karmakarışık bir halde duyulmuş kelimeler, Baekhyun'da onu artık kesinlikle uyandırma ihtiyacı doğurmuştu. Diğerinin kasılmış bedenini sarsarken ismini tekrar etti.
Uyandırılmak için çok da çaba gerektirmeyen beden bir anda hissettiği sarsıntıyla gözlerini açmış ve anlık heyecanından nefes nefese kalmışken, kendisini omuzlarından kavrayarak üzerine eğilmiş bedene bakmıştı.
"Baekhyun?"
Ne yapıyorsun dercesine fakat daha masum bir ifadeyle sorduğunda Baekhyun rahatlamış bir şekilde ellerini onun omuzlarından çekti ve üzerinden kalkarak yanında oturur pozisyonunu korudu.
"Kâbus gibi bir şey görüyordun sanırım, ben de seni uyandırmam gerektiğini düşündüm."
Chanyeol sarsıntılı uyandırılışına henüz alışamamışken gözlerini kapattı ardından kolunun birini de gölge yapması için gözlerinin üzerine, yüzüne yerleştirip sessiz kaldı.
Baekhyun Chanyeol'e sırnaşarak ses tonunu yumuşattı ve yüzüne yaklaştı. "Korktun mu?"
Chanyeol kolunu gözlerinden çekti ve yeni uyanmış olsa da her zamanki enerjisini taşıyan bakışlarını yakınına gelmiş diğerine dikti. "Saat kaç?"
"En son 11'i geçmişti sanırım."
Uzun olan yatakta Baekhyun'un olmadığı tarafa mırıldanarak dönerken, diğerinin gözüne çok şirin görünmüştü. "Çok uyumuşum." dedi ve gözlerini kapatıp yastığına yüzünü sürttü. Baekhyun onun siyah saçlarının saçıldığı yastığına memnuniyetle bakarken üzerine eğildi. Diğer tarafa dönmüş ve sol omzu üzerinde yatan bedenin sağ koluna göğsü değerken, gülümseyerek onu izliyordu.
"Yifan akşama kadar gelmeyecek istersen uyumaya devam edebilirsin."
Baekhyun sevgi dolu ve eğlenir bir ses tonu kullandığında Chanyeol gözlerini açtı. Koluna yaslanan bedeni umursamadı ve o yalpalarken bir anda doğrulup oturur pozisyona geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dirty Secrets ♤Chanbaek
Fanfiction"Bu günahlar kanatlarımı kırdı." 18+ *Rahatsızlık verebilecek cinsellik, uygunsuz ortamlar, insan ve kadın haklarını ihmal eden sahneler, şiddet ve ağır küfürler içerebilmektedir.*