26. Ölümü Fısıldayan Gözyaşı

502 45 68
                                    

Bayram da köye gittim ahali. Nereye baksam ağaç, nereye baksam inekti valla.

Hele bizim ev... Nuh'un gemisi gibi mübarek. Her hayvandan iki tane var. Krktm.

Neyse.. Bir daha ki bölüm için aşşırı uğraştım. Şaka. Yarım saat... Djebrirbr

Hadi ytr artk okyn. bb.

°•°•°•

Yazdığım şiire son bir kez bakıp oflayarak kalemi bıraktım. Gözümde ki gözlüğü çıkarıp başıma taktığımda gözlerimi kısmış düşünüyordum. Neden Umut'la her yakınlaşmamız da daha fazla uzaklaşıyorduk? Bana umut vermekten mi korkuyordu? Alayla güldüm. Eğer öyle bir korkusu varsa artık çok geçti. Ben ona bağlanmış, hatta onu sevmiştim bile. Çok fazla hem de...

Camdan gözlerimi alıp tekrar defterde ki yarım yazdığım şiirime göz gezdirdim. Bir türlü tamamlayamıyordum. Tekrar oflayarak kalemi elime aldım. Sinirlerim bozulmuştu. Son mısrasının son iki satırına bir türlü söz yakıştıramıyordum. Üç haftadır üzerine çalıştığım şiiri belki yüzüncü defa baştan okuyup gülümsedim. Güzel olmuştu. Derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattım. Bitirirsem güzel olacaktı.

Umut'un kapısının hızla açılıp duvara çarpmasıyla yerimde hafifçe sıçradım. Lavaboya giderken öylece ardından bakıp dudaklarımı birbirine bastırdım. Neredeyse her gün olan bulantısı ve ağrısı onu fazlasıyla zorluyordu. Gün geçtikçe artması hem beni hem onu korkutuyordu. Ölüme yaklaştığı için miydi bu uykusundan uyandıran bulantısı?

Arkasından gitmek yerine öylece durdum yerimde. Çünkü biliyordum. Peşi sıra gitmek yerine öylece durmak bizim için daha iyiydi. Onun benim ona olan davranışlarımdan şüphelenip kendini geri çekmemesi için en iyisiydi.

Yüzünü sildiği havluyla salona gelirken kısa bir şekilde bana bakıp bir şey demeden odasına gitti. Bende derin bir nefes alıp tekrar defterime döndüm. Şiirime tekrar göz gezdirirken gülümsedim hafifçe. Umut ile bizi anlatmıştım. Onun hayatını benim umudumu dökmüştüm şiire. Ve... Onun için de olduğu her şey gibi bu da güzel olmuştu.

Yaşatabilir miydik sahi? Hem dünümüzü hem bugünümüzü kurtarıp yarını beraber düşleyebilir miydik?

Aklıma hâlâ bir fikir gelmeyince oflayarak kalemi defterin arasına koyup kapağını kapattım. Anlaşılan o ki... Bu şiir uzun süre bitmeyecekti.

Ayağa kalkıp burada oluşturduğum minik kitaplığıma ilerledim. Kendi evimde ki gibi fazla bir kitap yoktu burada. Ama okumadım onca kitap varken de eksikliğini duymuyordum. Eğer bitirirsem burada ki kitapları pekâlâ evime gidip kitap getirebilirdim. Okumak için kitap seçerken elimi kaldırmış hafifçe her kitaba dokunarak dolaşıyordum. Gözüm Umut'un geçen gün odasına çağırıp verdiği birkaç kitap içerisinde ki bir kitap dikkatimi çekince usulca elime aldım. Kitabın kapağına bakıp usulca gülümsedim. Çalıkuşu... Refik Halit Karay. Kitabı alıp masaya geçtim gülümseyerek. Okumak için kapağını kaldırdığımda tekrar gördüğüm kocaman yazılmış isim bu sefer daha farklı mana da dikkatimi çekti. Çalıkuşu...

Sonra gözümün önünden okuduğum bir sürü kitap ve karakterler geçince gülümsedim hafifçe. Çoğunda başrollerin bir birine taktığı lakaplar vardı. Oysa biz öyle değildik.

Ne kadar zaman geçsede biz birbirimize hiç lakap takmadık. İsmimiz fazlasıyla yeterdi çünkü. O benim yalnızlığıma umut, ben onun kelebek ömrüne hayat olmuştum.

Daha birkaç sayfa okudum okumadım oflayarak kapattım kapağını. Ne kadar boşversem de aklım Umut'ta kalmıştı. Ayağa kalkıp yavaş adımlarla kapısının önüne ilerledim. Kapıyı hafifçe tıklayıp beklediğimde hiç ses gelmeyince tekrar tıkladım. Umut'un devam eden sessizliği korkumu körüklerken hızla odaya girdim. Umut'u yatağına uzanmış bir eli yatakta bir eli başının altında yatarken görünce verdiğim nefesle birlikte kaşlarım çatıldı. Dudaklarım aralanırken baş parmağımla arkamda kalan kapıyı gösterdim.

Ölümü Karanlığa Sakla (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin