Multi: Umut Yenerler
Bir ayı doldurmak üzereydi umut kırıklarımın filizlenişi. Kendimle savaşmaktan benliğimle ilgili şüpheye düşmelerim son bulmuştu. Yalnızlık beni değiştirmeden ben yalnızlığı değiştirmiş, her zerresiyle bana umut olan adama rol vermiştim hayatımdan. Acıların baş rol olduğu hikâyede bize sadece yan rol kalıyordu. Acı, üzüntü, keder kendi hayatımızda bizden fazla yer kaplıyor, bazen replilerimize hükmedip çıkmaz bir sokağa sokuyordu bizi. Biz ise karaya vurmuş balığın çırpınışı kadar gereksiz bir şekilde sonumuzu değiştirmeye çabalıyorduk. Aptalcaydı işte. Biz daha söz sahibi olamadan hikâyemiz yazılmış, kader çoktan imzasını atmıştı bile. Bize yalnız karanlık perdelerin arasında oynamak kalıyordu.
Hayatımın monotonluğunu kabullenmiş yaşarken karşıma çıkan şansla kumar oynamıştım. Ölümü almıştım hayatıma. Yalnızlığa alışmak için ölümü hayatıma almak benim için tamamen kumardı. Ya kendime güvenecek bir yıl boyunca kendimi yalnızlığa alıştıracaktım bir umut ya da ölüme alışacacak göz yumacaktım kısa bir süre sonra gördüğüm tek insanın aynada ki yansımam olacağına. Dedim ya kumardı ve ben şeytanın oyununa geldim. Yalnızlıktan daha fazla korkacağımı bile bile söz verdim. Yalan söyledim. Hile yaptım.
Ellerimi ensemde birleştirmiş düşünürken duyduğum kapı çarpma sesiyle birden ayağa kalktım. Kapımı açıp Umut'un odasına baktım. Kapısı sonuna kadar açıktı. Yüksek ihtimalle ses oradan gelmişti. Banyodan gelen sesle hızla oraya yöneldim. Gördüğüm görüntü düşündüğümün aksine midemi bulandırmamış, kalbimi sıkıştırmıştı. Ellerini duvara yaslamış kusuyordu Umut. Dün ki rezilliğimden bir rezillik daha yaparak kurtulduğumda devamına bakmıştım etkilerin ve şu an tek umudum onun üşütmüş olmasıydı.
"Umut iyi misi?" Hızlı hızlı nefes alışlarını inip kalkan omuzlarından anlayabiliyordum. Hem canını hem kalbini masumluğu acıtıyordu.
"Git Hayat." Daha çok banyoya girdim aksine.
"Umut? İyi misin?"
"Kalbini kırmak istemiyorum Hayat git artı-" cümlesini bitiremeden midesi bulanmış olacak ki kafasını aniden klozete çevirip eğildi. Tekrar kustuğunda ne yaptığımı pek bilmeden yanına iyice yaklaştım ve bir elimi sırtına koydum. Bu sefer ne kafasını kaldırdı ne yüzüme baktı. Yine kendine zıt olmayan normal halinden biraz daha sesli oteriter bir şekilde konuştu. Ne bağırdı ne sustu. Her güzel şeylerin en güzel noktasını barındırmıştı kendinde.
"Git Hayat! Git!" Dinlemedim yine. Banyo da ki dolaptan havlu alıp yüzünü sildim ve kirli sepetine attım. "İyi misin?" Kafasını kaldırıp yukarı baktı. Sonra gözlerini yavaş bir şekilde kapatıp açtı. "İyiyim. 'yalnız' olsaydım daha iyi olacaktım ama." Diyip yalnız kısmına bastırdığında yüzüm birden mümkünmüş gibi daha da asıldı. Mutsuzdu. Kelebek ömründe benim yüzümden mutsuzdu. Beni istememesine değilde onu rahatsız ettiğime üzülmüştüm fazlasıyla. Derin bir nefes aldım. Kimi kandırıyordum ki? Ben onun varlığıyla huzur bulurken o benim varlığımla huzur kaybediyormuş. Kırılmıştım. Birbirimize iyi geldiğimizi düşünürken böyle hissettiğini bilmek sebepsizce kırmıştı kalbimi.
Kafamı tamam anlamında hafifçe sallayıp odama doğru ilerlerken arkamdan mırıldandığını duydum. Kırgın olabilirdim ama ne mırıldandığını duyabilmek için çocukken doğum günümde bana verilen dilek haklarımı vermeye razıydım. Çünkü anladığımın aksini iddia etmesine ihtiyacım vardı. Sanırım şu anda en çok buna ihtiyacım vardı. Arkamdan gelip kolumdan tutarak önüme geçti.
"Banyo da. Yani... Banyoda yalnız kalmak isterdim. Sonuçta ben... Kusarken... Görmeni istemezdim. Sanırım yanlış anladın. Ben evde olmandan gayet mutluyum. " Zorlukla başladığı cümlenin sonunda birden kaşlarını çattı sonra alayla gülümsedi. "Yemekler hazır önüme geliyor. Sonra evi falan topluyorsun. İşime geliyor yani." Sırıttım. Çünkü beni kendine bağlamamak için böyle demişti. Cümlelerinden bana geriye kalan 'Ben evde kalmandan gayet mutluyum.' olmuştu. Ne güzel olabilirdi ki bir cümle? Ne kadar mutlu edebilirdi ki? Sıradan bir cümle nasıl bu kadar huzur kokabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümü Karanlığa Sakla (Tamamlandı)
Novela JuvenilDavranışlar her ne kadar soğuk bir adamı andırsada değil. Sevenleri üzülmesin diye kendini yalnızlığa mahkum eden bir insan... Umut YENERLER...Beyninde her an patlamaya hazır bir bomba var ve o bunun farkında. Bir yıl sonra patlayacak bir tümör. Ame...