20. Yaşam İddiası

495 42 31
                                    

Büyük bir gürültüyle gözlerimi açtığımda aniden yataktan kalkıp Umut'un odasına ilerledim. Kapının hafif aralığından bakarken yerdeki eşyalara kaydı gözüm. Yine başı ağrımış, buna sinirlenip etrafı dağıtmıştı anlaşılan. Derin bir nefes alıp odaya girdim. Umut'un gözleri bir anlığına bana kaysada hemen geri çekip başını ellerinin arasına aldı.

"Nefret ediyorum." Dedi yalnızca. Ne fısıldadı ne bağırdı... Öyle bir tonda söylemişti ki aklımdan önce kalbime işlemişti.

"Neyden?" Diye sorduğumda açık gözlerini sıkı sıkıya kapayıp başına hafifçe masaj yapmaya başladı. "Böyle aciz olmaktan."

"Sen aciz değ-"

"Hayatımın gözlerimin önünden kayıp girmesinden..."

"Kendi yaşamımda söz sahibi olamayıp bir kenarda sahneyi izlemekten."

"Ben, bana dair çoğu şeyden nefret ediyorum." Yutkunup yanına oturdum. Bir elimi dizine koyduğumda hafifçe bana çevirdi başını. Sonra tekrar önüne döndü. "Sevememekten nefret ediyorum." Dediği an boğazımda olan yumruğu yutkunup geçirmek istedim. Benim yanımda Ezgi'yi düşünmesi zorlamıştı kalbimi.

"Sevebilirsin... Sevilebilirsin... Seni yarınına bakmadan koşulsuz sevecek biri mutlaka vardır Umut."

"Ya ben başkasını bekliyorsam." Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsedim hafifçe. "O gelecek ve sende bu inadından kurtulup tedavi olacaksın." Başını olumsuzca iki yana salladı.

"O gelecek ve ben ölüme gideceğim." Ölüm lafını bu kadar kolay kullanması tüylerimi ürpertirken gülümsemeye çalıştım. "O gelince seni bu hayali dar ağacından kurtaracak."

Alayla güldü. "Sanmıyorum."

Bende alayla güldüm. "Var mısın iddiaya Umut? Birisi seni sevecek, sende onu seveceksin ve yarını onunla düşleyip ölümden kaçacaksın." Uzattığım serçe parmağıma bakıp dudağının kenarıyla dalga geçercesine güldü. O da serçe parmağını geçirdiğinde gözlerime emin bir şekilde baktı.

"Varım. Birisi beni sevecek, bende onu seveceğim ve yarını onunla düşlediğimde intihar ipimi boynuma dolayıp ölüme koşacağım." Bende kendimden emin bir şekilde gülüp elimi çektim elinden usulca. "Göreceğiz..." Dedim yataktan kalkıp Umut'a bakarken.

"Göreceğiz..."

°•°•°•°•°•°•°•

Umut odasından çıkmazken ben salonda sıkılarak oturuyordum. Oflayarak ellerimi iki yandan koltuğa vurdum. Fazlasıyla sıkılmıştım. Acaba Umut'u, Ufuk'u ve Ezgi'yi çağırsam dördümüz eğlenir miydik? Sessiz sinema, tabu falan...

Tekrar oflayıp gözlerimi devirdim. Muhteşem bir grup sayılmazdık bence. Hem Ezgi ve benim aynı ortamda bulunmam... Pek iyi olmazdı.

Kendi saçmalamama kendim göz devirdiğimde artık sıkıntım boyut aşmıştı. Sahile de gidemiyordum Ufuk ile karşılaşırız diye. Aklıma gelince tekrar yüksek sesle ofladım. Başkasını severken bana öyle demesi kendi içinde ki karmaşa yüzündendi bence. Onun için ağlarken benimle gülmesi, yalnızlığını gidermesi kafasını karıştırmış, beni sevdiğini düşündürmüş olmalıydı.

Kendimi koltukta geriye atarken tekrar ofladım. Sıkıldım diye bağırmama az kalmıştı. "Ne o neden dertlendin?" Umut'un sesini duymamla hemen dik bir hâle gelip gülümseyerek baktım. Biraz konuşsak geçerdi herhalde sıkıntım. Hayır bahane aramıyorum. Hayır...

"Gelsene." Diyip hafifçe yanıma vurduğumda derin bir nefes alıp yanıma oturdu. Başkasını sevdiği için mi benim yanıma gelirken bu kadar tereddüt etmişti?

Ölümü Karanlığa Sakla (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin