****
"Yani... Cidden bunlar oldu. Öyle mi?" Chanyeol meydandaki büyük gölde oturmuş Jongdae ile sohbet ediyordu. Jongdae sabahtan beri suyun içinde gülerek onun kendi kendine konuşmasını dinliyordu aslında.
"Evet. Hepsi oldu."
"Yani... Benim kanatlarım var?"
"Kocaman hem de!"
"Ağzımdan ateş çıkarabiliyor muyum?"
Jongdae duyduğu şeyle büyük bir kahkaha attı. Yüzü kuruduğunda tekrar suya dalıp çıktı ve kuyruğunu sallamaya başladı. "Ejderha değilsin dostum. Çok film izlemişsin, onların gerçek olmadığını bilmiyor musun?"
Chanyeol ona bakarak gözlerini devirdi. "Üzgünüm. Mitolojik yaratıklar ve Tanrılarla dolu bir dünyada ejderhaların gerçek olmadığını düşünemedim."
Jongdae gülerken ona biraz su sıçrattı. "Ee, başın ağrıyor mu hala?"
"Hayır... Biraz..." Kahin onun hafızasını geri yüklerken uzun süre uğraşması gerekmişti. Tekrar kazandırdığı anılar çok güçlü anılardı, zihnine ağırlık yapıyor olmalıydı. "Heechul hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum?"
"O kim?"
Chanyeol kaşlarını çattı. "Şeytanın teki."
"Üzgünüm. Elysion'da asla öyle bir isim olmadı."
"O... Benim en iyi arkadaşımdı." Chanyeol midesi bulanmış gibi ağzını büzdü. "Ama o akıl hastanesinden çıktıktan sonra tamamen başka biri oldu. Baekhyun'u..." bir süre öylece boş boş gölde dolaşan sirenleri izledi. "Baekhyun'umu benden aldı."
"Dur. Ne dedin sen?" Jongdae birden konuyla ilgilenmişe benziyordu.
"Baekhyun'u benden ald-"
"Hayır! Ondan önce. Nereden çıktıktan sonra dedin?"
"Akıl hastanesi. Neden ki?"
Jongdae birden gölden çıktı. "Suho! Suho!" Siren sesinin büyüsünü kullanarak Suho'nun saniyeler içinde yanlarına koşmasını sağladı. Suho nefes nefese yanlarına oturdu. "Neler oluyor?"
"Akıl hastanesi. Biz Minseok'u hangi akıl hastanesine sürdük?"
"Gonjiam sanırım. Gonjiam Hastanesi. Oraya sürülmek istemişti."
Jongdae merakla Chanyeol'a döndü. "Arkadaşının yattığı hastane bu muydu?"
"A-evet! Siz... Nasıl?-"
"Lanet olsun! Peki ondaki değişim iyileşme gibi bir şey miydi?"
"İyileşmiş gibi görünüyordu ama bence daha çok delirmişti."
"Sana garip gelen bir şeyler olmuş muydu?"
Chanyeol bir süre düşündü. Ardından aklına gelen şeyle tüm vücudu titredi. "Bizim okulda bir yangın çıkmıştı..."
"Evet?"
"Yangını Heechul çıkarmıştı. O hastanedeyken biz telefonda konuşuyorduk ve..." Biraz daha düşünüp tam o anı hatırlamaya çalıştı. "Yangını bir şeyi test etmek için çıkardığını söylemişti. Bir şeyden emin olmak için."
"Tanrılar! Tanrılarım!" Jongdae panikle etrafa bakındı tekrar o değişik siren çığlığı duyuldu. "Sehun! Kyungsoo! Jongin! Yixing! Ladon!"
Arkadaşları çok geçmeden yanlarına koşmuştu. "Neler oluyor?"
"Birkaç ay önce Kahin'in kulübesinde Dünya'ya baktığımızda akıl hastanesinde gördüğümüz şeyi hatırlıyor musunuz? Yixing'in bize gösterdiği?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eternals 2: Simurg Çağı || ChanBaek
FanficSimurg ve Zümrüd-ü Anka. Elysion'dan dünyaya sürülen, yaşadıklarını ve birbirlerini hatırlamayan iki Anka. Sıradan lise öğrencileri gibi yaşayabilmişlerdi, birbirlerini tekrar görene kadar. Müdür Junmyeon dünyada onların bir tehdit olmayacağını düşü...