To: MoonAngelUppie
(birkaç bölüm önce yazdığın tahminin doğru çıkması şerefine)*****
Tüm Elysion iki gündür yaptığı gibi bugün de sabahın köründe uyanmış, deli gibi antrenman yapıyorlardı.
Savaş çağrısı çok ani gelmişti ve bu yüzden herkes oldukça gergindi. Buna rağmen olabilecekleri en güçlü hallerine kavuşmaya çalışıyorlardı. Çünkü Tifon'la savaşacaklardı. Eğer Zeus'tan bekledikleri yardım gelmezse zaten hepsi ölü demekti.
Suho herkesi tek tek denetlerken Elysion'un kapısında bekleyen Kiklop'lardan bir çığlık duyuldu.
"Harpi'ler! Kontrol edin!"Sehun ve diğer Harpi'ler hızlıca havaya çıktı ve yukarıdan neler olduğuna bakmaya başladılar.
"Efendi Suho! Geliyorlar!"Herkes duydukları şeyle savaş pozisyonu aldı. Suho hızlıca 15 metrelik Kiklop haline dönüştü ve tüm öğrencilere güven vermek ister gibi gülümsedi.
"Sirenler, zamanı geldiğinde şarkınızı söyleyeceksiniz! Arakneler, ağları örmeye başlayın! Ogonlar, Chanyeol'a dönüşün! Nimfler, toprağı ısıtın! Acheriler, savaş pozisyonlarını alın! Unicornlar, yaralanana yardım edin!"Herkes komuta göre yerlerini alırken Suho etrafa bakındı. "Griffin ve Harpiler, Anka'yla birlikte saldırın! Kahin, Tanrıları çağır!"
Chanyeol çoktan dışarı çıkmış ve kapıya doğru koşmaya başlamıştı. Griffin ve Harpiler de büyük kanatlarını açmış ve peşine takılmıştı.
"Tanrılar yardımcımız olsun..." Suho derin bir iç çekti ve o da kapıya koşmaya başladı.Kapının önünde sadece üç kişi vardı. Baekhyun, Heechul ve Minseok. Heechul etrafı saran onlarca yaratığa baktı. Havada da bir sürü vardı, neredeyse gökyüzünün rengi görünmüyordu. Küçük bir kahkaha atıp elini kaldırdı.
"Evet, merhaba. Her şeyden önce kibarca burayı bana vermenizi istemeye geldim. Tifon ve Gaia adına-"Ağacın arkasında saklanan Nimflerden biri birden çıktı ve ok attı. Ok Heechul'ün tam kalbine gelmişti. "Ah?" Heechul gülerek oku saplandığı yerden çıkardı ve yere attı. "Bu gıdıkladı."
Göz açıp kapayana kadar kocaman ve korkunç Tifon halini almıştı. Gerçekten çok büyük ve görkemli bir yaratıktı, tüm Elysion'u bir ayağıyla bile ezebilirdi.
Baekhyun da onun dönüştüğünü görünce yumruklarını sıktı ve Simurg'un dışarı çıkmasına izin verdi."Kibarlıktan anlamıyorsunuz sanırım." Tifon hızlıca kolunu salladı ve gökyüzünde duran onlarca Griffin'i yere yapıştırdı. Herkes görevlerini yerine getirirken Chanyeol öylece kalakalmıştı.
Jongin ona doğru koştu ve kolunu sarsmaya başladı. "Zümrüt'e ihtiyacımız var!"
"O... Karşımda." Chanyeol titreyen elleriyle siyah dumanın içindeki küçük bedeni gösterdi. "Baekhyun... Karşımda."
"Dönüş Chanyeol!" Jongin hızlıca kafasına vurdu. Sonunda Chanyeol'un gözleri kırmızıya dönmeye başladı. Kalbinden başlayan ateş büyüyerek kırmızı bir kuş şeklini aldı.
Anka'ların gözü anında birbirlerine kilitlenmişti. Simurg onu görür görmez yolunu değiştirdi ve Chanyeol'a doğru gelmeye başladı.
Chanyeol derin bir nefes aldı ve kırmızı kuşa saldırma komutunu verdi.
Hadi Chanyeol, onu bir kere yendin. İkincisini yapabilirsin.Kuşlar birbirlerini iteklemeye başladıklarında Chanyeol zorlandığını hissetti. Tüm gücüyle ellerini öne itiyor ve Zümrüd-ü Anka'nın da pençelerini öne itmesini sağlıyordu. Ama sinir bozucu şekilde Baekhyun hiçbir şekilde hareket etmese de Simurg istediği gibi hareket edebiliyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/145710987-288-k45235.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eternals 2: Simurg Çağı || ChanBaek
FanfictionSimurg ve Zümrüd-ü Anka. Elysion'dan dünyaya sürülen, yaşadıklarını ve birbirlerini hatırlamayan iki Anka. Sıradan lise öğrencileri gibi yaşayabilmişlerdi, birbirlerini tekrar görene kadar. Müdür Junmyeon dünyada onların bir tehdit olmayacağını düşü...