Bölüm şarkısı Mustafa Ceceli 'Limon çiçekleri.'Ben dinlerken yazdım sizde belki dinlemek isterseniz.Buraya bırakıyorum.
Huzurla uyandığım sevdiğim adamın kollarında kendimi daha da güvende hissediyordum.Boynuma çarpan nefesi, aralık olan dudakları,alnına düşmüş asi saç tutamları ile yüreğimi hoplatacak kadar yakışıklıydı.Belki de değildi bilmiyorum.Belki kalbim onu sevdiği için gözüme gönlüme bukadar ulaşılmaz bukadar çekici geliyordu.
Uykumu okadar iyi almıştım ki vucudum enerji doluydu.Selim benim her açıdan ilacım olmuştu.Uzun süre gördüğüm kabuslardan sonra Selim ile uyurken sadece Selim'li rüyalar görüyordum.
Onu babamın şirketinde ilk gördüğüm günün akşamı olan rüyalarımın değişik versiyonşarını görüyordum.Dün gece de görmüştüm bir benzeri rüya daha.Ama bu seferki diğerlerindem daha güzeldi.
Selim her rüyamda olduğu gibi sırtı bana dönük göl kenarında gölü izliyordu.Rüyalarıma konu olan bu göl her rüyam da vardı.Hep orada geçiyordu yaşadıkşarım.Etraf okadar sessiz ve huzurluydu ki...Göl de bir okadar bakılası ve imrenileysiydi.
İnsan huzurun büyüsünden etrafına bakamıyordu .
Yine yavaş yavaş sevdiğim adama yaklaşıp ona belinden sarılıyordum.Parmak uçlarımda yükselip en sevdiğim yeri olan boynuna minik burse bırakıyordum.
Sevdiğim adam bana o uğruna öldüğüm gülümsemesini bahşediyordu.O da alnımdan öpüp;
"Güzelim...Kartanem...Kadınım...Seni öyle seviyorum ki bazen içimdeki sevgiyi zaptedemiyorum."
Gülümsüyorum Selim'in sözlerine öyle içten öyle kalbimi ısıtacak kadar güzel söylüyor ki belimden tutmasa yere yığılabilirim.
Çalılıkların arasından duyduğum hışırtı sesi ile yönümü o tarafa çeviriyorum.En fazla beş altı yaşlarında bir kız çocuğu bana koşarak geliyordu.Biraz sinirli ve kaşları çatık.Çocuğu gören Selim sabır dilenir gibi komik bir surat hali ile kız çocuğuna bakıyordu.Kız çocuğu yanımıza vardığın da Selim'in belimde olan ellerini hızla çekip;
"Babam benim.Benden saklandığınız için size kızgınım."
Ben olaya şaşkınca bakarken Selim kıza eğilip;
"Kızım...babaya küsüslür mü hiç.Hem biz seni bırakmadık ki prensesim.Sen uyuyordun uyandırmaya kıyamadık"
Küçük kız küskünce omuzlarını silkip;
"Banane işte.Hem sen Anneme sarılıyordun.Hani senin tek aşkım prensesin bendim"
Küçük kız ve Selim konuşurkenlaen şok olmuştum.Benim çocuğum daha karnımdaydı.Elimi karnıma götürünce karşılaştığım boşluk ile bakışlarımı tekrar küçük kıza çevirdim.
Ama benim bebeğim karnımdaydı.Küçük kıza baktığımda ona içimden akan şefkatle dizlerimin üzerine çömelip küçük kızın boyuna geldim.
Sarı saçları pembe yüzü yeşil gözleri ile Selim ve benim karışımım minik güzelliğe hayranca baktım.Kesinlikle benim kızım olmalıydı.Kaşlarını çatışı aynı Selim'e benziyordu.Gönlünü almamız için takındığı nazlı tavırlarda beni anımsatıyordu.Kocaman gülümseyip kızımı kollarım ile sardım.Kokusunu içime çektim.Ben kızıma sarılmışken Selim de uzun kolları ile bizi sarmıştı.
Okadar huzur dolmuştu ki bedenim,ruhum,kalbim mutlulukla atıyordu.İşte o an da gözlerimi aralamış Sevdiğim adama uzunca bakmış güzel rüyamın hayallarini kurmya başlamıştım.Selim hayatında birini bile istemezken bir aile kurabileceğini düşünmem zaten komikti ama işte insan hayal kurmadan da edemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI BAL(Tamamlandı)
General Fiction♥️ Aşka kapılarını kapatan bir adam, bir ahu güzele kafayı takarsa ne olur. Bir avukat olarak onunla aşk anlaşması yapar mı dersiniz ?