Bölüm şarkısı (Sıla Muhbir )
Antalya
SELEN...Selen günlerdir olduğu gibi etrafta ruh gibi dolanıyordu.Acıyordu.Kalbi çok acıyordu.Ne Selim'sizliği hazmedebiliyordu ne de yaşadıklarını.Doluya koysa taşıyor,boşa koysa dolmuyordu.Artık ağlamaktan yorulmuştu.Yatağından kalkıp duşa girdi.
Akan suyun altında ellerine bakoyordu Selen.Parmaklarının arasından akan su damlalarının yerine yenisi geliyordu.Hayatta böyle değilmiydi.Bir derdin gider bir yenisi eklenirdi.Bu sarmal sürekli ama sürekli devam ederdi.Bu gün veremediğin iki kilo için dert eder yarın verdiğin o kiloyla gelen halsizliği dert edersin.Ya da olsun istediğin birşey olmadığında hayal kırıklığıma uğrar üzülürsün ama daha iyisi olunca iyi ki o olmamış dersin.
Sürekli sürekli dertlere bir yenisi eklenirdi.Buruşan tenine bakan Selen duştan çıkıp bornozunu giyindi.Aheste adımlarla hazırlanan Selen yine ruhsuz bir tavırla pansiyonun bahçesine ilerledi.
Artık burada kalmak istemiyordu.Yaşadıkları belleğinde olduğu sürece nereye gitse beraberinde götürecekti.Artık eve dönmeli ve yeni bir hayata başlamalıydı.Hasret 2 aydır olduğu gibi yine ruhsuz ve üzüntülü görünen arkadaşına ici ezilerek baktı.Elinden birşey gelmiyordu.Arkadaşını bir gün olsun güldürememişti.Arada zorunluluktan gülümsediğini de hemen anlıyordu.Gülümsemesi gözlerine ulaşmıyordu.
Kendisi gülümseyerek arkadaşına doğru ilerlerken Selen'in sendelediğini gördü.Genç kadın dönen başı yüzünden yanında ki sandalyenin kol kısımlarına tutundu.Geçmesini bekledi.Son günlerde sürekli oluyordu.Hasret koşarak. Selen'in yanına geldi.
"Selen canım iyi misin ?"diye endişe ile sordu.
Başının dönmesi geçen Selen hafif tebessüm edip;
"Merak etme canım önemli birşey değil. Geçti bile iyiyim."
Hasret sinirle;
"Nasıl önemli değil Selen son üç haftadır böylesin.Doktora gidelim diyorum hayır diyorsun "
Selen bıkkınlıkla gözlerini devirip;
"Of! Hasret iyiyim ben bu günler de canım pek bişey istemediği için y emek yiyemiyorum o yüzden de başım döndü.Hem beni konuşturuyorsun karnım aç benim.Hadi kahvaltı edelim "
Hasret arkadaşının hızlı hızlı cümleleri sıralamasına ve geçiştirmesine alışmıştı.Selen kendini koruma mekanizması oluşturmuştu.Dertlerini dillendirmiyor soran'a ise geçiştiriyordu.Onun bu oyununa ayak uydurdu Hasret Selen kendisine ulaşılmak istemiyordu.Zaten ilacı da Hasret değildi ki.
Selen kahvaltı tabağını alıp denize yakın olan masaların birine oturup iştahla yemeğini yemeye başlamıştı.Hasret de tabağını alıp karşısına oturmuştu.Günlerdir yemeklere burun kıvıran Selen'nin iştahla yemek yemesine hem sevinmiş hem de şaşırmıştı.
"Yavaş kızım ya boğulacaksın."Önünde ki zeytin ezmesini iştahla yiyen Selen'e bakıp;
"Zeytin ezmesini çok seviyorsun galiba "dedi.
Selen ;"Aslında hiç sevmem hatta iğrenirim bile ama ne bileyim öyle bi koktu canım çekti.Hatta baya güzelmiş neden yemediysem bukadar zaman "
Hasret gülümseyerek;
"Annem'in eli değmediğindendir o Annem diye demiyorum çok güzel yapar."
Selen gülümseyerek başını olumlu anlamda sallayıp zeytin ezmesini yemeye devam etti.Hasret aklına gelen ile gülümseyip;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI BAL(Tamamlandı)
General Fiction♥️ Aşka kapılarını kapatan bir adam, bir ahu güzele kafayı takarsa ne olur. Bir avukat olarak onunla aşk anlaşması yapar mı dersiniz ?