Evden çıktım ve Bershka adlı bir dükkana girdim.
Mavi -mor bir elbise, kot bir etek, üzerinde Los Angeles yazan pahalı bir tişört, yırtık pantolon ve bir sürü şey aldım ve çıktım.
Sanırım artık işim bitmişti. Dükkanda ödemeyi yaptım tam çıkacakken tanımadığım ama yüzüne bir tane indirmek istediğim biri bana çarptı. Elimdeki tüm poşetler yere düştü. Eğilip ikimizde topladık. Eli elime değdi ben de hemen çektim. Çünkü gerçekten çok sinir olmuştum. Ortalıkta olmasak çoktan iki tane yapıştırmıştım.
Bütün poşetler toplanınca kalktık. Çocuğun idare eder bir yakışıklılığı vardı ama Amerika'dakilere bin basardı. Adı Marco 'muş. Sonrada benden telefonumu aldı. Kendi telefon numarasını kaydetti. Sonra da bana gösterdi. Beni ara dedikten sonra gitti.
Bana Amerika'da kimse bakmazdı. şimdi n'oldu da böyle oldu. bir günde iki çocuk. Burası cennet mi!! diye düşünürken yeni okuluma bakmak aklıma geldi. Ama elimdeki poşetlerle okula gidemezdim bu yüzden ilk eve gidip poşetleri bıraktım ve okula doğru yola çıktım.
Okulun kapısından içeriye girdiğimde herkes bana bakmaya başladı. Bu arada okulun adı MVKC KOLEJİ. İlk başta ben de anlamamıştım. Ama bir kız Melezler, Vampirler, Kurtlar ve Cadılar Koleji dediğinde anladım. Müdürün odasını bulmaya çalışırken geçen bir kıza sordum. O da "Karşında" deyince gülmeye başladı. Yaşasın şimdi herkes bana bakarken bir de rezil oldum!
Müdüre Hanım'ın odasına girdiğimde beni bir bayan karşıladı. "Merhaba tatlım sen şu en ünlü melez kız olmalısın."dedi. Müdüre Hanım gayet sıcak biriydi. Ben de onu cevapsız bırakmak istemediğim için ;
"Evet efendim açıkçası ben de yeni öğrendim." dedim. Müdüre Hanım gayet zor bir işim olduğunu belli etmek için, içini çekerek ;
"Bugün güçlerin başladı. Şunu tahmin etmelisin ki benden bile güçlüsün. Anneni severim çok güçlü bir kadın. Güçlerimi kullanmayı o bana öğretmişti."dedi. Şaşırmıştım annem bundan bana hiç bahsetmemişti.
"Yani annem sizin en sevdiğiniz öğretmendi?" dedim. Cevap istercesine. Müdüre Hanım'da bana gülerek;
"Evet öyle de denilebilir. Hatta buranın müdüresi oydu. Sen doğunca burayı bana bıraktı. Sana çok iyi bakmamı istedi ne zaman başın sıkışırsa bana gelebilirsin." dedi. Ben de bundan destek alarak;
"Hım müdüre hanım peki yolumu okulun kötü bir çetesi keserse ne yapayım?." dedim. Müdüre hanım bana ne istersen yapabilirsin bakışı atıp;
"Eee melez olan sensin onu da sen karar ver artık."dedi. Ben de daha fazla konuşmayı gerek görmeyerek;
"Peki" dedim ve müdüre hanıma "Çıkabilir miyim"dedim. O da;
" Tabi ki yarın görüşürüz " dedi ve odadan çıktım.
Hayatımdaki bir sürü saçma şeyin içinde artık bu okul da var ve bu okulda bilmediğim bir çok olay dönüyor. Beni de en çok korkutan zaten bu saçmalık. Bugün daha fazla birşey öğrenmek istemiyordum. O yüzden eve gittim. Kapıdan çıkarken kendimi bir ünlü ve paparazilerin beni çektiklerini hissettim. Gerçekten güzel bir duyguydu.
Eve geldiğimde betona oturdum.Yaklaşı yarım saat sonra kıçım donmuştu. Sıkılıp üşütmeyeyim diye odaları gezmeye başladım. Hangi oda benim olsun diye bakarken kendime diğer iki salondan ve üç büyük oturma odasından sonra en büyük odayı seçtim. Dört tane de misafir odası vardı. Artı üç tane de ev sahibi odası vardı. Amerika'daki evimiz kadar büyük olmasa da büyük bir evdi ve arka bahçesinde havuz ve çardak vardı. Ancak havuz gayet büyüktü. Yani evde parti verilebilirdi. Bir buçuk saat sonra eve nakliye şirketi geldi ve eşyaları bırakmaları gereken yerleri tarif ettim.
Nakliye şirketi gittikten sonra mutfağa gittim. Kendime bir şeyler hazırladıktan sonra oturup yedim. Bugün gerçekten çok yorulmuştum. Bu yüzden kirli tabağımı alıp lavabonun içine koyduktan sonra sürüklene sürüklene üst kata çıktım. Yeni yatak takımımı serip örtünün altına yattım. Telefonumda biraz gezindikten sonra gözlerimi yumdum. Sonrası karanlıktı.