8. BÖLÜM

23 2 0
                                    

Aynı anda hem sonum hem de başlangıcıma sebep olacak şeyin kaçmak istemem olması gerçekten ilginçti. Kafasında benim hakkımda hala be planlıyor anlamış değildim. Başıma gelecek olayların kesinlikle Elif ile ilgili olduğunu düşünmeye başlamıştım. Elif bana böyle şakalar yapmaya bayılıyordu. Bu kadar abartacağını düşünmemiştim. Sonra fark ettim ki bu şaka olamayacak kadar gerçekti. Ne bir konuşma ne de bir müzik sesi... arınmışlığın ta kendisiydi. 

Nereye gittiğimizi hala bilmiyordum. Nereye götürdüğünü ve götürdüğü yerde bana ne yapacağını da. Belki de beni öldürecek ve ya bana işkenceler edecek... şu anda kafam allak bullak olmuştu.  kafamda ki çuval iyice sıkmaya başlamış, nefesimi kontrol edemiyordum. Elimde ki ipler ise iyice gerilmiş, artık hareket ettiremiyordum. Aklımda ki tek plan, plansızca bir şey yapamıyor oluşumdu.

Ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum. bir şekilde araba durmuştu. Kapı sertçe kapanmış, çıt ses yoktu. Nerede olduğumuz, ne yapacağı ve sonra neler olacağı... bunların hepsi birer sır perdesiydi. Perdenin arkası ise korkutucu derecede büyük bir gizemdi. 

Büyük sessizlik hiç hayıra alamet değildi. korkudan titremeye başlamıştım. nefes düzenim değişmiş, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Sanki Dünya tersine dönmeye başlamıştı. Kapı açılana kadar. Başımdaki çuvaldan hiçbir şey göremiyordum. Kolumdan tuttu ve arabadan sertçe indirdi beni. arkamdan tekrardan kapıyı kapadı ve yürümeye başladık. Yerler çakıllarla doluydu. Bastıkça ayağıma batıyordu. Tabi Berk bunu umursamıyordu. Kolumu çok sıkı tutmakla meşguldü. Ben ise neden bunu yapıyor diye düşünmekteydim. Hem gitmek istemiyor, onu öğrenmek istiyordum. Hem de hemen buradan olabildiğince kurtulmak istiyordum. 

Hayatım boyunca bu hale sadece 1 kere gelmiştim. O da babamla olmuştu;  12 yaşındaydım. Yeni arkadaşlıklara başlamış, hayatıma hayat katar haldeydim. Her şey yerinde gider gibi görünüyordu. bunun sadece kendi yadsımam olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti. Babam eve gelmez olmuş, annem kahrından kendini parçalar duruma gelmişti. Babama restimi çekmiştim. Büyük bir kararsızlıkla karar vermiştim. Bu işi düzeltmek istediğim gün babam ölmüştü. Hayatım boyunca kararsızlığım yüzünden öldüğünü sanmıştım. Ama o her şeyi geride bırakarak canına kıymıştı. 

O günden sonra, yavaşça kendime geldim. Babamı geride bırakmak kolay olmamıştı. Beklediğimden daha çok acı çektim. Hem annem yerine hem de kendim yerine. Ama şimdi durum göründüğünden çok daha farklıydı. Konu; ilk defa gördüğüm çocuğun beni kaçırıp, kendi bildiği başka bir diyara getirmesiydi. 

Sonunda varmıştık. Beni ahşap bir eve getirmişti. Yürüdükçe, yerdeki tahtalar gıcırdıyordu. Kafamda ki çuvalı çıkartmasıyla karşımda yine tahtadan bir kapı gördüm. Beni içeri gelişi güzel bir biçimde attı. Ellerim hala bağlı halde atması, daha çok korkmama sebep olmuştu. İçerisi düşündüğümden daha karanlıktı. Yerler ıslaktı ve içeride sanki biri ölüme terk edilmiş gibi bir koku mevcuttu. Artık sabrım iyice taşıyordu. Kapıyı kapatmadan önce " lütfen... beni buradan çıkar. Ne istersen yaparım" dedim.  O ise sadece suratıma bakmakla yetiniyordu. Arkasından gelen keskin beyaz ışık, yüzünü net olarak görmeme engel oluyordu. Bir şey demesini beklerken o, sadece kapıyı arkamdan sertçe kapadı. Ardından her yer karanlık oldu. Sessiz ve umutsuz. Boş ve sevgisiz... kısaca HİÇBİR ŞEYSİZ...    

METALCİLER VE MELEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin