Bugün, Elif'in sevgilisinin olduğu DO NOTHİNG CLUB'a gitmeye karar verdik. BUKA kafeden başka bir mekâna gitmek güzel olucaktı. Sonuçta, farklı olaylar farklı gelecek varettiğininden bu riski göze alabilirdim. Farklı... ismi yetiyor.
Gidiceğimiz yerin giyim tarzını bildiğimden, açık seçik giyinmemeye çalıştım. Şahsen club gibi ortamları sevmediğimden... istediğin olmuyorsa ayak uydur taktiğini kullanırsın. Seni sanki grup kurulduğundan beri üyesi olan biri gibigösterir. Zaten öyleyim ama...
Şimdi, doğal olarak soruyosunuzdur "ne oldu da böyle oldu ? " diye. Açıklıyım:
"Bundan 6 sene önce (üniversitedeyken) hiç arkadaşım yoktu. Yeniydim ve ayak uydurmayı beceren biri değildim. Sınıftakilerle hiçbir alakam yoktu zaten. İnanılmaz derecede ön yargılı olduklarından, başıma gelicekleri tahmin edebiliyordum. Neyse, ilk senem bitmeden birkaç gün önce en dip köşe grup bana arkadaşlık teklifinde bulundular. Yıllardır bu anı beklermişçesine kabul ettim."
Her şey bununla kalmadı tabii ki !
İlk günler , sadece benden konuşulurdu. Sadece benden. Bu da, doğal olarak diğer iki kişiyi gerdi. Özellikle de Aymina. Başından beri beni kabul etmeyen grubumuzdaki tek kişiydi. Bir süre sonra hiç konuşmamaya hatta ve hatta bizimle buluşmamaya başladı. Bu durumdan pirelenip Elif'e ne olduğunu sordum
"Aymina seni çok kıskanmış. Seni gruba dahil etmeden önce Aymina göz önündeydi. Onsuz bir yere gidemez,karar alamazdık. Ama, sen... çok daha farklısın. Merak etme, başlarda böyle olsa da sana alışır. 8 senedir arkadaşız" dedi. Kafamı iyiye yorup iyi günler geçirmeyi diledim. Tartışmalar ve kavgalar devam ettikçe kendimi çekmeye başladım. Şu aralar sadece, Elif'in hatrı için geliyorum.
İşte o gün bu gündür çok YAKINIZ !Sonunda hazırlanmayı başarmıştım. 3 saate. Yeni rekor. Yüzüme çok az pudra, beyaz far, eyeliner ve açık pembe parlak ruj sürdüm. Gayet sade ve ferah görünüyordum. Saçlarımı açıp bir kısmını önüne aldım. Durduğum aynanın önüne öpücük atıp dışarı çıktım. Elif'i aramayı düşünüyordum, beni yeni arabasıyla alıcaktı. 3 saat gecikmiş olmam sorun olmaz diye düşündüm. Hayat bu ! Düşlediğim gibi gitmemesi beni şaşırtmamalı. Beklediğimin ötesinde olmalı ki bir işe yarasın. Öyle de oldu. Evin önüne çıkmamala, simsiyah bir araba evimin önünde durdu. Camın içine bakınca Elif'i görmeyi beklemediğimden şaşırmıştım. Yine. "Davetiye mi bekliyosun kızım binsene arabaya ?"
İrkikip arka koltuğa geçtim. Yanımda Aymina önümde de Ece vardı. "Elif, helal olsun kendini aşmışsın ! "
"Babamın bana hediyesi. Kendisi her zamanki gibi taaviz vermiyor." demesiyle radyodan şarkı açması bir oldu. Kendi iç sesimi bile zor duyarak yolculuğa devam ediyorduk işte (!)Tam olarak yolculuğun ne kadar sürüceğini bilmiyordum. Araba çok hızlı gittiğinden bir ileri bir geri yalpalıyordum. Bir kaç dakika sonra Ece'nin annesi aradı. ANNESİ. Ece, sessizliği sağlayıp telefonu açtı. "Ha... evet annecim... klup toplantısı... bende seni okki dokki" bu neydi şimdi gibisinden telefonu annesinin suratına kapadı ve hiç düşünmeden çantasına attı. Bende cama bakarak, zaman geçsin diye eskiden babamla oynadığım oyunu oynuyordum. KIRMIZI - MAVİ ARABA...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METALCİLER VE MELEKLERİ
Misterio / SuspensoO zamanlar SESSİZ ÇINLAMA'nın DO NOTHİNG CLUB'ta şarkı çalması çok normal karşılanıyodu. Taa ki biri yapmaması gereken bir şeyi yapana kadar. Olayların böylesine gelişiceğini o bile bilmiyordu. Sadece kurtulmak için dua ediyordu...